Ankara Vapuru ile gurbete yolculuk
Vesile olarak bilinip çağrılan, fakat resmi kayıtlara “Nesibe” olarak geçen, Nesibe Soybaba 65 senedir Almanya da yaşıyor.
1952 Yılında İstanbul`dan Ankara Vapuru ile Venedik`te balayı hayali ile İstanbul`a el sallayan Vesile teyzenin acıklı hikayesinin Münih Tren Garı`nda nasıl drama dönüşeceğini kimse tahmin edemezdi.
2.Dünya Savaşı sonrası beş sene Almanya da esir tutulan Hasan Bey, 1950 yılında serbest bırakıldığında Rusya’ya geri dönmek yerine Türkiye’ye gitmek ister. Kafkas uyruklu akrabalarının yanına Balıkesir’e gelir. Nesibe Hanım`la da bu zaman diliminde tanışır ve aşık olur. Araya koyduğu dostları aile büyüklerini ikna etmekte zorlansa da, kimse bu sevdanın önünde duramaz.
19 SENE TÜRKİYE`YE HİÇ GİDEMEDİ
Bir Cuma günü İstanbul’un her iki yakasındaki minarelerden yankılanan ezan seslerine karışan Ankara Vapuru’nun acı siren sesi uzun sürecek bir hasretin habercisi gibiydi. Kendinden 20 yaş büyük Kafkas uyruklu eşi Hasan Beyle 1952 yılında evlenen Nesibe Soybaba, 15 Mayıs 1952 ‘de İstanbul’da Ankara Vapuru`na binerken düşünememişti; anneden, babadan, akrabalarından yıllarca ayrı kalıp, 19 sene hiç vatanına gidemeyeceğini, hasret çekeceğini.
Ankara Vapuru, limandan ayrılırken tanıdık bir yüz el sallasın diye bekledi, ama martılar eşlik etti Nesibe Hanım’a bir süre.
Ankara Vapuru İtalya yolcularını alıp Marmara ve Ege Denizi`nin serin sularında ilerlerken, Venedik’te muhteşem bir balayı gezisi hayal ediyordu 19 yaşındaki Nesibe. Hayatının baharındaki genç kadının hayal kurduğu topraklarda, yıllarca süren savaşlar yeni bitmiş, haritalar yeniden çiziliyordu.
Almanya`da çalışmaya başlar Nesibe Hanım, ilk işçi göçleriyle birlikte Almanya`ya gelen Türk işçilerine tercümanlık yapar. İlk kafilesini 1965 yılında Fronheim`da karşılar, onlarla Türkçe konuşabilidiği için çok mutlu olur.
ALMANYA DA KENDİMİ ÇOK YALNIZ HİSSEDİYORUM
35 sene çalışmasının ardından 1995 yılında emekli olan ve zamanının büyük bir kısmını anavatanındaki evinde geçiren Vesile/Nesibe Hanım kendini burada huzurlu ve mutlu hissetiğini ifade ediyor.
Eşini ve bir oğlunu 2000 yılında kaybeden 6 çocuk annesi, 15 torun ninesi Nesibe Soybaba hüzünlü bir şekilde konuşurken “1952 yılında Almanya ya geldim. 35 sene hem çalıştım hem de çocuklarımı yetiştirdim. Benim tek hatam, çocuklarıma yeteri kadar Türkçe öğretememek! Türkçeleri pek akıcı değil, ihtiyaçları olursa konuşurlar. Türkçe ihmal edilmemeli, anadil çocuklara öğretilmel. Doğduğum topraklara, memleketime gidince yalnızlık çekmiyorum. 65 yıl yaşamış olsam da Almanya`da kendimi çok yalnız hissediyorum” diye vatan özlemini ifade ediyor.
Muhabirce/ İbrahim Ergül