Dündar: Yalakalardan daha faydalıyız
Sosyal Demokrat Halk Dernekleri Federasyonu, Cumhuriyetin 90. Yılında Demokrasi ve Özgürlükler paneli düzenledi. Panele Türkiye'den CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın, Gazeteci Yazar Uğur Dündar ve Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Atilla Sertel katıldı.
Sahnedeki perdeye, cumhuriyet süreci ve Atatürk görüntüleri yansıtılırken, Gezi Parkı olayları esnasında hayatını kaybeden Ahmet Atakan, Abdullah Cömert, Ali İsmail Korkmaz, Ethem Sarısülük, Mehmet Ayvalıtaş, Serdar Kadakal unutulmadı, hem konuşmacılar tarafından sürekli anıldılar, hem de görüntüleri perdeye yansıtıldı.
Panel, Türk Sanat Müziği sanatçısı Deniz Gencay konseriyle başladı. Köln/Chorweiler Bürgerzentrum'u dolduran davetliler konser sonrası üç panelisti ilgiyle dinlediler. Panel sonrası özellikle kadın davetlilerin gazeteci Uğur Dündar'a ilgi ve sevgisi görülmeye değerdi.
"Cumhuriyetin 90.Yılında Türkiye neden kurumsallaşmış bir demokrasiye sahip olamamıştır. Kurumsallaşmış demokrasiye ulaşmanın temel esasları nelerdir" konulu panelin açılış konuşmasını yapan, HDF- Sosyal Demokrat Halk Dernekleri Federasyonu – Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Tekin "Temelinde din olan hiçbir siyasi hareket laik olamaz. Türban takılıp meclise gelmekle ülke özgürleşmez. Yazı klavyesine üç harfin koyulması, andın kaldırılması, seçim barajı nasıl olsunun konuşulması ülkede temel hak ve özgürlükler çerçevesindeki sorunları çözmez" diyerek, Türkiye'deki siyasi gelişmeleri değerlendirdi.
AKP diktası ve yetmez ama evetçiler
Panelistlerden, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın, Türkiyedeki siyasi yapıyı değerlendirmeden önce geniş bir Osmanlı-Cumhuriyet Tarihi bilgisi verdi. "Din hepimiz için kutsaldır, dini istismar edenlere, din üzerinden siyaset yapanlara, dini sömürenlere dinci/ dinci dikta diyoruz" diyen Günaydın, 12 eylül askeri darbesine gönderme yaparak, o zamanlar Amerika'nın yeşil kuşak projesi çerçevesinde bir kesimin palazlandırıldığını ve bu dinci sermayeye Türkiye'nin teslim edildiğini anlattı. 11 yıldır AKP diktasının memleketi yönettiğini ifade eden Günaydın, "2003'ten itibaren meşruiyet temellerini şöyle kurdular: 'Biz, AB reformlarından, özgürlüklerden yanayız, Türkiye'ye demokrasi standardı getirmeye çalışıyoruz' dediler. Gerçekte ne yaptıkları çok sonra anlaşıldı" dedi.
Yetmez ama evetçilere de gönderme yapan Günaydın, AKP'lilere inanan liberaller, 'yetmez ama evet'çiler dinci diktanın ve çarpık kapitalizmin yüzünü çok sonra farkettiler ama onlar için artık iş işten geçmişti, çünkü onlar artık gazetelerinden kovulmuşlardı, televizyonlarda konuşamaz hale gelmişlerdi, diyerek uzun süre AKP'yi destekleyip sonra kendisi zarar görenlere değindi.
Daha sonra davetlilerden de gelen sorular üzerine, CHP'nin yerel çalışmalarına değindi ve basında çalışmalarının yeteri kadar yer almadığına dikkat çekti.
Türkiye'yi siz kurtaracaksınız
Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Atilla Sertel, AKP hükümetinin kadınlara yönelik söylemlerini, çocuk doğurma, kürtaj, kızlı erkekli aynı evde kalma gibi konu başlıkları altında eleştirirken, "Kadınların öne çıktığı ve sahiplendiği mücadelenin başarıya ulaşacağı gerçeği var" dedi ve Gezi Parkı olayında kırmızılı kadından, çoçuklarına destek olan annelere kadar kadın direnişinden örnekler verdi.
"Sizin öneminiz çok büyük, siz kurtaracaksınız Türkiye'yi. Türkiye'ye aydınlık beyinlerinizdeki düşünceleri aktararak ve örgütleyerek, bir arada mücadele ederek, siyasi partilerde yerinizi alarak, bu ülkeyi aydınlığa siz taşıyacaksınız, biz gelir konuşur gideriz, siyasetin tam içinde kadın erkek birlikte yan yana olun iri olun diri olun" diyerek örgütlü yapının önemine değindi ve "Bizi ufak tefek ayrıntılarla boğmak isteyenlere asla yüz vermeyin" dedi.
Ancak zeybek oynarken diz çökeriz
En çok acının sıkıntının yaşandığı dönem; son 4 yılda 200' ü aşkın gazeteci cezaevine girdi. 60'ı aşkın gazeteci şu anda cezaevinde bir kısmının cezası kesinleşmedi. Bunlar içinde simge olmuş isimler var dedi ve Mustafa Balbay'dan söz etti. Sözleri alkışlarla kesildi. Atilla Sertel, "Mustafa Balbay biz ancak zeybek oynarken diz çökeriz, bizi asla teslim alamayacaklar. Burada ne kadar kalacağımızı bilmiyoruz, ama nasıl çıkacağımızı başı dik ve onurlu çıkacağımızı biliyoruz" diyor diyerek, CHP Milletvekli Mustafa Balbay üzerinden cezaevindeki tutuklu gazetecilerin durumunu anlattı.
Yosun tutan duvarlar
Bu arada Erdal Tekin de, Mustafa Balbay'ı cezaevinde ziyaret ettiklerinde Balbay'ın kendilerine "Benim hücremin duvarlarının dibinde yosunlar çıkıyor, kollarımı açtığımda kolum duvara değiyor, bu nasıl bir hayat" dediğini anlatarak, cezaevinin ilkel koşullarına vurgu yaptı.
İktidarın örtbas ettiği şey "haber"dir gerisi reklam
En son konuşan Uğur Dündar, fıkralalar ve anekdotlarla süslediği konuşması ile salonu kahkahalara boğdu. Sık sık iktidarin "kızlı erkekli ev" gündemine latifeli göndermeler yaptı. Türkiye'de basın özgürlüğü ve sansür konusuna değinen Dündar, oto sansürün yaygın olduğunu ifade etti. "Güç odaklarının ki bu genelde siyasi iktidardır, örtbas etmeye çalıştığı şey haberdir, gerisi reklamdır" diyen Dündar, bugün Türkiye'deki gazete ve televizyonlarda yapılan şeylerin reklam olduğunu söyledi.
Yaygın medyanın iktidarın gerçekleri öğretmeme söyletmeme talebi doğrultusunda yayıncılık yaptığını ifade eden Uğur Dündar, "Bizlerle onlar arasındaki fark şu: Onlar iktidarin önünde eğilip bükülüyorlar. Biz sadece bir gücün, sizin gerçekleri öğrenme hakkınız önünde eğiliyoruz. Onun dışında bizi eğip bükemiyorlar, onun için iftira atıyorlar, karalıyorlar, yaftalıyorlar, tehdit ediyorlar, ama başaramıyorlar. Biz yine sizlerin önünde eğilmeye devam ediyoruz diyerek, sansürcülere ve sansüre boyun eğenlere değindi. Dündar gazetelerin manşet ve habelerinde de hükümetin öfkesini üzelerine çekmemek için oto sansüre gittiklerini ve böyle haberlerin çöpe gittiğini anlattı.
İktidara yalakalardan daha faydalıyız
Uğur Dündar ayrıca kendi yazdığı Sözcü gibi, Aydınlık, Yurt gazeteleri, Halk TV, Ulusal Kanal gibi televizyon kanalları aracılığıyla gerçekleri halka iletebildiklerine vurgu yaparak, "Onların iktidardan iş almak ihale almak gibi bir beklentileri yok, biz orada özgürce yazabiliyoruz, konuşabiliyoruz" dedi.
"İyi ki, bu televizyonlar gazeteler var ki, sizler az da olsa gerçekleri, haberleri buralardan öğrenebiliyorsunuz, bir nebze olsun rahatlıyorsunuz, aksi takdirde bu toplum patlar" diyen Dündar, "Bizler sizlerin ve iktidarların emniyet sigortasıyız bizim gibi gerçekleri söyleyenler aslında, iktidarda bulunanların, çevresini kuşatan ve onları gerçeklerden soyutlayan yağcılar ve yalakalardan bin kat daha fazla iktidarlara yardımcı olurlar " sözleriyle de gerçekleri yazan/söyleyen gazetecilerin önemini vurguladı.
Uğur Dündar ayrıca havaalanı ve köprü projelerinin de masum projeler olmadığını, bununla Kuzey ormanlarının talan edileceğini İstanbul'un ciğerlerinin kurutulcağını, maliyetin de milletin sırtına yükleneceğini ifade ederek, projelere eleştirisini yöneltti. Panel sonunda HDF-KRV Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Tekin, panelistlere birer plaket takdim etti.
Hülya Sancak/ Köln