Aylin
saçlarını oksijenli su ile sarartmış
odasının duvarlarında Yılmaz Güney posterleri
Fikirtepeli bir kız tanımıştım
adı Aylin
aya ait olan…
herkes bir yerlere ait değil mi sanki
gün yüzü görmemiş küfürleri
nev-i şahsına münhasır
omuzun azıcık altına kadar kesilmiş
kömür saçlarıyla
aslında geceye ait
bir varoş gülü…
bir gece yarısı
çıkmaz bir sokakta kıstırdılar ikimizi
yanlış gölgelerine sığındık
sokakların
arka mahallede vurdular bizi
Tanrı’nın takdiri
ölümün felaketine meydan okuduk
öyle büyük şeylerde gözümüz yoktu
çünkü emaneten yaşıyorduk…
bazen olmuyor işte be Aylin
hayata umutlu penceresinden bakamıyorsun
seni ürküten bir film düşüyor perdeye
akıp giden zamanı
katil sessizliğiyle anlatan bir film
o filme bakarken umutlanamıyorsun…
Ah be Aylin
her yerde beynelmilel ölüm olsa da
asıl mesele
zalim avcının menzilinde av olmamak
filizlenmiş düşler gibi çılgınca
hürriyetin bir gelenek olduğuna inanmak ve
kısabilmek sesini gecenin…