Elektrikli otomobiller alternatif mi?
Büyük kentlerin parklarında veya kimi yol üstü dinlenme tesislerinde giderek daha fazla göze çarpan elektrikli araç şarj istayonları, günden güne yaygınlaşan yeni bir teknolojinin habercileri.
Kendilerine has dizaynları ve kullanım biçimleriyle yeni kuşak otomobiller olarak hayatımızda daha geniş yer tutmaya hazırlanan elektrikli otomobiller, iklimin korunması adına da önemli avantajlar sunuyorlar. Elektrikli araçları artı ve eksileriyle sizin için mercek altına aldık.
İklime zarar veren gazların salınımının % 80 oranında azaltılması hedefi, tüm dünyada önümüzdeki yılların en zorlu çeve politikası hedeflerinden birini teşkil ediyor. Atmosfere salınan zararlı gazların yaklaşık % 20´si taşıt trafiginden kaynaklanıyor. Bunun 4/3'ü ise şahsi araçların egzozlarından havaya salınıyor. Elektrikli otomobiller, zararlı gaz emisyonunu düşürmek için iyi bir alternatif oluşturuyorlar.
Organik yakıt mı? Elektrikli otomobil mi?
Uluslararası alanda belirlenen iklim koruma hedeflerine taşıt trafiği alanında da ulaşabilmek için yenilenebilir ve karbondioksit salınımı düşük enerji kaynaklarının kullanımı büyük önem taşıyor. Bu noktada iki seçenek bulunuyor. Bu seçeneneklerden birincisi organik kaynaklardan üretilen yakıtların kullanımı. Ancak yılda 15.000 km mesafe kateden bir aracın biyodizel ihtiyacını karşılamak için, 7.000 metrekarelik verimli toprağın kullanımı gerektiğinden, doğal çeşitliliği ortadan kaldırma ihtimali olan bu yöntemin yararlılığı pek çok uzman tarafından şüpheyle karşılanıyor. İkinci alternatif ise güneş, rüzgar ya da su gücüyle üretilmiş elektrik tüketen araçların kullanımı. Ortalama büyüklükteki bir evin çatısının yarısından (45 m2) elde edilecek güneş enerjisi, 15.000 km yol kat edecek kadar güç sağlayabiliyor.
Daha az CO, az gürültü, az toz
Almanya'da trafikteki şahsi araçların kilometre başına karbondioksit salınımı 155 gramken, ortalama bir elektrikli otomobilde bu oran 90 grama düşüyor. Bu rakam Almanya'da enerji üretminde kömürün görece yüksek payından kaynaklanıyor. Eğer sadece rüzgar enerjisiyle üretilmiş enerjiyle şarj edilebilirse, doğaya salınan karbondioksit miktarı kilometre başına 3 gram gibi çok düşük bir değere iniyor.
Diğer yandan elektikli araçlar, daha az toz ve ozona zararlı maddeler üretiyorlar. Motorları çalışmadığında ses çıkarmayan ve kontağı açıldığında gürültü yapmayan elektrikli otomobiller gürültünün önlenmesi adına da önemli bir avantaj sağlıyorlar. Yüksek hızlarda dahi elektikli araçlar, diğer otomobillere göre % 50 oranında daha az ses çıkarıyorlar.
Dezavantaj: Kısa mesafe, pahalı maliyet
Elektrikle çalışan otomobillerin en önemli dezavantajlarından biri, ulaşabilecekleri mesafenin diğer araçlara göre oldukça kısa kalması. Ortalama bir elektrikli otomobil ile
azami 200 km'lik mesafe kat edilebiliyor. Ardından aracın yeniden şarj edilmesi gerekli. Özel şarj metodları ile, yarım saatlik sürede aracın bataryasının % 80 oranında doldurulması mümkün. Üst sınıftan kimi araçlar günümüzde tam dolu bataryalarıyla 500 km mesafe kat edebiliyorlar.
Elektrikli araçların bir diğer dezavantajı ise yakıt ile çalışan araçlara göre yüksek satın alma maliyetleri. Buna karşın tüm büyük otomobil üreticilerinin elektrikli araç üretimine yönelmeleri ile, seri üretimdeki artışın önümüzdeki yıllarda fiyatları düşürmesi beklenebilir. Diğer yandan benzin ve dizel yakıt maliyetlerinin günden güne artışı elektrikli araç kullanımını daha cazip hale getirmekte.
Muhabirce/ Essen