yüreğimin ihtilali
savurduğum küller geri döndü azra
tüm yenilgiler geri döndü…
gencecik bir fidan tüttü içimde
keşkeler kımıldandı
asırlardır hareketsiz…
küllerini yaktım yeniden
ölü kelebeklerin
ama ateş hiç bir zaman bilmedi
külleriyle birlikte
göç eden hislerimi…
ruhumun varoşlarında aradım seni
orada ne çok gül yüzlü kızların sırları
gözlerinde kaç başak vardı
boynu eğik…
biz sahi neydik azra
neydik
sonumuza mı dokundu zaman
hangimiz ötekinden önce gittik...
desem ki
yenik ve yaralı bir militan gibi
hep seni beklemiş yüreğimin ihtilali…
içimde bir yol ki
yolculuk hep sana doğru
yolumu gözleyen sen ol istiyorum
sana yürürken
bir sağanak silsin tüm izlerini geçmişin…
kuralları boz azra
bir kerecik olsun boz ve
destursuz gir avluya bir rüzgar aralığından…
sen bilmezsin
kaç kovuk oydu ruhuma fırtınalar
kaç iklime verdim
zemheri ayazlarını…
bilmezsin azra
suyun hep geç kaldığını
bir karadutun köklerine yürürken…
aynalarıma düşüyorsun
sesin kırılarak ulaşıyor bana…
kaç çağrı bıraktım sağır duvarlarına
içim şimdi
nasıl derin ahlar diyarıdır, bilmezsin…
bitti
gitti
uğraşma ömrüm
gelmezsin…
namluyu doğrult gece kuşlarına
acıma azra ve yarala
sonra bir yara gibi kal bende…
bekle ömrüm
o yaralarsa
gitmezsin…
Josef Kılçıksız, Fransa, Ekim, 2016