Wulff: Dostlar arasında krizlerin olması doğaldır
Konrad Adenauer Vakfı’nın Hessen – Kassel’de, ‘Türk Alman Kimliği – Çift kimlikli Türk – Alman toplumu mümkün mü’ başlıklı bir panel düzenledi. Cumhurbaşkanı Wulff, Dr. Ünalan ve Dr. Bilgin’in Türk- Alman kimliğini tartıştığı panel HR televizyonunda canlı yayınlandı.
Panele Almanya eski Cumhurbaşkanı Christian Wulff, Duisburg – Essen Üniversitesi öğretim görevlisi Dr. Ahmet Ünalan ve Türk Alman Sağlık Vakfı Başkanı Dr. Yaşar Bilgin’in panelist olarak katıldı. Türk ve Alman konukların katıldığı panele ilgi yoğundu. Panele Berlin eski Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu’nun da davetli olduğu, ancak hastalığı nedeniyle katılamadığı bildirildi.
DEĞİŞİM KAÇINILMAZDIR
Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı panel eski Cumhurbaşkanı Christian Wulff’un Almanya tarihiyle ilgili analiziyle başladı. Wulff Almanya’nın geçen yüzyılda demokrasi ve güvenlik politikalarını inşaa ettiğini bu yüzyılda da en büyük hedefinin çokkültürlü toplum projesini gerçekleştirmek olduğunu belirtti. Eski Cumhurbaşkanı Wulff :‘Toplumlar bazen değişimin hızına ayak uydurmakta zorlanabilirler, ancak değişim kaçınılmazdır. Ben Cumhurbaşkanlığım ilk yılında İslam Almanya’nın bir parçasıdır dedim. Bu büyük bir tepkiye neden oldu. Hala aynı fikirdeyim ve zaman bu konuda ne haklı olduğumuzu gösteriyor, o yüzden değişimi yönlendirmek lazım‘ dedi. Christian Wulff: ‚Almanya henüz 50 yıl evvel kendi içinde mezhepler arası gerilimlerin olduğu bir ülkeydi. Bu süreci aşmış ve tarihsel deneyimi olan bir ülke benzer kültürel açılımı sağlayacaktır‘ dedi.
YENİ BİR TÜRK ALMAN ORTA SINIFI OLUŞMAKTA
Dr. Ünalan toplumbilimsel açıdan Avrupa’da oluşma sürecinde olan Türk kimliğini tarihsel karşılaştırmalar ve örneklerle anlattı. Ünalan ‚Avrupa Türkleri olgun şartlarda hem kendi dillerini ve kültürlerini koruyup – zenginleştirerek geliştirme, hem de içinde bulunup parçası oldukları kültür ve dilleri etkileme olanağına sahiptirler” dedi.
Dr. Ahmet Ünalan: “Almanya’da yaklaşık 3 milyon insan, Avrupa’da 5 milyon insan Türkiye kökenli. Türkçe, bu insanların anadili; aynı zamanda kültürlerini, toplumsal kimliklerini ve toplumsal hafızalarını, azınlık bilincini, Türkiye ile olan bağlarını şekillendiren ana unsur. Türkiye’den Avrupa’ya göç, büyük ölçüde 1960’lı ve 70’li yıllarda kırsal bölgelerden Almanya’nın sosyolojik alt katmanlarına doğru gerçekleşmişti. Bu şartlara rağmen Türk toplumu ciddi bir atılım gerçekleştirdi ve konum değiştirdi. Şu anda Almanya gündemini belirleme iddiasında olan çift kimlikli yeni bir Türk Alman orta sınıfı oluşmakta‘ dedi.
TÜRKLER ALMANYA İÇİN BİR ŞANS
Dr. Ahmet Ünalan göç tarihine atıf yaparak ‚Avrupa ölçüsünde kıyaslandığında Britanya’da Hindu kökenliler, Fransa’da Mağrib Arapları sorunu olduğunu, bu sorunun sömürge tarihiyle ilgili bir kimlik sorunu olduğunu, ancak Türk – Alman kimliğiin barışcıl ve uyumlu olduğunu belirtti. Dr. Ahmet Ünalan Alman seyircilere dönük: ‚Türkler Almanya için bir şans. Almanya büyük ölçüde huzur içinde yaşıyorsa, diğer komşu ülkelerin toplumsal uyum sorunları ile karşılaşmıyorsa bu büyük ölçüde demokrasi ve sekülerlik tecrübesi olan Türklerin sayesindedir, bu insanlara Alman toplumu olarak teşekkür borçluyuz‘ dedi. Dr. Ünalan’ın bu tespitine Cumhurbaşkanı Wulff dahil salondaki Türk ve Alman seyirciler yoğun alkışla tepki verdiler.
Dr. Yaşar Bilgin konuşmasında bir hekimin hastalar arasında ayrım yapamayacağı gibi bir devletin ve siyasal sistemin etnik kimliğe ve kültürel bağlılığa göre ayrım yapamayacağını, Türkler ve Almanlar arasında dostluk köprülerinin sağlam olduğunu söyledi. Yaşar Bilgin ‚Türkler ve Almanlar arasında dil sorunu olmadığını, bir anlama sorunu olduğunu belirterek Türkler ve Almanların birbirlerinin hayat alanlarına dokunmaları gerektiğini söyledi.
Christian Wulff toplantının soru cevap kısmında ‚İslam dini bu toplumun dini mozağinin bir parçasıdır, Türkler bu toplumun bir parçasıdır. Dostlar arasında krizlerin olması doğaldır. Aslında kriz olması dostluğun ve karşılıklı beklentilerin olmasının tezahürüdür‘ dedi.
Wulff gelen sorular üzerine ‚Türkiye’nin 2000’li yıllardaki Avrupa Birliği performanısın önemine vurgu yaptı. Wulff‘: ‚Bu gelişme Türkiye’de maalesef uzun soluklu olamadı. Bu noktada Avrupa ve bizim yanlışlarımızın olduğu bir gerçek. Türkiye’de olumsuz gerilimler Almanya’daki Türk toplumuna olumsuz olarak yansıyor, o bakımdan Türk siyasetinin Almanya Türklerinin gündemini krizlerle belirmesini istemiyorum. Almanya gündemini belirleme uğraşını eleştiriyorum‘ dedi.
Dr. Ahmet Ünalan toplantı sonunda : ‚2000’li yıllarda Avrupa Türkiye’nin AB üyeliği noktasında büyük bir fırsatı heba etti. Türkiye’nin olası bir Avrupa Birliği üyeliğiyle hem Türkiye demokrasisini güçlenir, hem Türkiye’nin Avrupa açısından istikrar unsuru olmasını sağlar ve hem de bu süreç Avrupa’daki Türk toplumunun uyumuna büyük katkı yapardı‘ dedi. Dr. Ünalan: ‚Avrupa kimliği şemsiyesi altında Türk Alman kimliği Avrupa barışı açısından da çok önemlidir. Almanya ve Avrupa çokkültürlü toplum gerçeğini kabul etmekle küresel rekabet içinde güç olabilir‘ dedi. Panel konser ile sona erdi.
Muhabirce/ KASSEL