unut
korkulara dönüyorum yüzümü,
kopmuşluğa azra…
yadsımalar karanlık gibi
çekingen ve sessiz…
bir kırıntısını bile bırakmamacasına
topluyorum günün ilk ağartısını yüzünden…
yolun bittiği yerden geriye dönüyorum:
her ayrılışta
eve varacağım umudunu taşıyarak…
gölgesizlere soruyorum yolumu;
ulaklarına suskunlar ülkesinin…
suyun ılık mutluluğunda yasemin dalısın,
göğe karşı çiçeklenen…
usun kıyısında acı;
denizin derin sesi
uykuladığı yerden…
bir akşam umudu görürüm sende;
gözlerinde,
karanlığın yere doğru aktığını; azalır gece...
kona kalka tünek değiştirir içindeki kuş,
uçuş bir yalana dayanır…
sen de benim gibi yitik misin azra,
herkese kırgın,
çizen keskin yüzü gibi zamanın…
iyi ki uzaktayız diye
şükret ve unut;
yaşayamayız hatırlamaya bu kadar yakın…
unuttuğun gün
hiçbir eksiğin kalmayacak…
Josef Kılçıksız, Mart, 2017, Helsinki