Haberler

Sandık bu, bazen şaşırtır insanı

Sandık bu, bazen şaşırtır insanı Almanya`da milletvekili genel seçimlerini, 24 Eylül itibariyle geride bırakmış bulunuyoruz. Büyük partilerden oy kapan aşırı sağcı parti, aldığı oy oranı ile meclise giren üçüncü siyasi parti oldu. Olan oldu, artık yeni hükumetin kurulması bekleniyor, umarız en kısa vakitte kurulur.

Milletvekili genel seçimlerine dair detaylar, gazetemizin diğer sayfalarında detaylıca yazıldı, merak edenler oradan okuyabilir. Genel seçimlerin gerçekleştirildiği gün, eş zamanlı olarak Duisburg Anakent Belediye Başkanlığı seçimleri de yapıldı. Özellikle Duisburg şehrinde genel seçimlerden çok,  Anakent belediye başkanlığı seçimi öne çıktı. Bu çok konuşulan belediye başkanlığı yarışına, biraz değinmek istiyorum. Zira Duisburg, geçtiğimiz ay neredeyse siyasetle yatıp siyasetle kalktı. İstersiniz öncelikle Duisburg belediye başkanlığı seçimlerinin, neden bu kadar sesli götürüldüğünü hatırlayalım.

Bruckhausen semtinde yaşanan malum olayın ardından Sören Link`in “asosyal” nitelemesinin basında yer alması, şehirde yaşayan Türklerin haklı tepkisine neden olmuştu. Bu tepki, kısa zamanda Link`e karşı bir cepheye dönüşüverdi. Bazı sivil toplum kuruluşlarında bir takım görevlerde bulunan isimler, bir araya gelerek Sören Link`i koltuğundan indirebilmek için aynı safta buluştu. Ortak kararla Duisburg Anakent Belediyesi için, bağımsız başkan adayı bile çıkarttılar. Hatta aynı ekip hızını alamayıp, bir de bağımsız milletvekili adayı çıkarttı.

Peki bu karşı çıkış, bu denli baş kaldırış demokratik ortamlarda yapılamaz mı, tabii ki yapılır. Yapılır da, lakin bunun hesabı iyi yapıldı mı, seçim stratejisi doğru mu, öne çıkan söylemler gerekli miydi, en önemlisi bu adımların sonuçları da hesaba katıldı mı? Kanımca bunların hesabı iyi yapılamadı. Bunun işaretlerini seçimler öncesi görüp hatırlatmıştım, seçim günü gelip çattığında da, hep birlikte sandığın sırrını gördük. Her şeye rağmen Türkler ilk kez, yaşadığı şehrin seçimiyle bu kadar yakından ilgilendi. Seçimlere bu denli ilginin olmasını, gelecek nesiller için olumlu bir gelişme olarak sayabiliriz.

Peki Duisburg`ta yaşayan Türkler, siyaseten bu seçimlerin neresinde kaldı biraz ona bakalım. Belediye seçimini Sören Link`in kazanmış olması, aynı zamanda seçime yönelik bazı hesaplar içinde olan Türklerin kaybettiği anlamana geliyor. Link`in ilk turda %50 barajını aşarak ipi göğüslemesi zaten, sözünü ettiğim bu grupların hesabını  toptan silip götürdü. Tamam da olan nedir diye merak edenler için, mevzuyu biraz detaylandıralım.

Olan, yukarıda sözünü ettiğim grup seçim hedefinin uzağında kalmıştır. Bağımsız belediye başkan adayı olan Yaşar Durmuş, beş binin üzerinde azımsanmayacak kadar oy almış olsa da, başkanlık koltuğuna oturacak desteği alamadı. Yaşar Durmuş`un hanesine yazılan oyların büyük bir çoğunluğunun, o gruba değil, direk kendisine verildiğini düşünüyorum. Medeni cesaret gösterip aday olan Yaşar Durmuş, gönüllerin başkanı olarak tarihteki yerini almıştır.

Sandıktan çıkan sonuç: CDU 246, SPD 153, AfD 94, FDP 80, Sol Parti 69, Yeşiller 67 Seçimlerden ortaya çıkan diğer kayıplara devam edecek olursak, şehirde oldukça söz sahibi olan bazı dostlarımızın da, adeta seçim  kampanyasını yürüttükleri ortak aday Gerhard Meyer`in de seçilememesiyle, bu ekip de kazanan tarafta yer alamamış oldu. Hele bu grup için Duisburg seçimleri tam bir “şok” etkisi yarattı desek, yanlış olmaz.

Aslına bakacak olursak, Anakent Belediye Başkanlığına seçilen Sören Link`e açıktan karşı  siyasi mücadele veren dostlarımız da, beklemedikleri bir sonuçla karşılaştı.

Söz konusu olan bu iki ekibi de, bu mevzulara ilgisi olan herkes en az benim kadar tanıyordur diye düşünüyorum. Yaşanan seçim kaybı, bunlarla sınırlı mı, maalesef değil. Büyükşehir belediye başkanlığına aday olan Erkan Kocalar da, yarışta beklediği desteği göremedi ve dolayısıyla da yarışın gerisinde kaldı. Yetmedi, bağımsız milletvekili adayı olan Burhanettin Datlı da, gerekli desteği göremedi ve hedefinin çok gerisinde kaldı. Datlı`yı da bu yarış için ortaya koyduğu medeni cesaretten dolayı kutlamamız gerekir. Bütün bunları üst üste koyduğumuz da, Duisburglu Türklerin, 24 Eylül seçim başarısından söz edemeyiz.

Haliyle Duisburglu Türkler, seçimlerde hedeflenen yere ulaşamadı. Belkide güvenilen dağlara kar yağdı da diyenler olmuştur. Özetle durum, budur. Onun için de, bu sandığın sağı solu bazen belli olmaz diyorum. Umarız bunlar, gelecek için tecrübe olur. Peki her iki seçimde de, olumlu tek bir netice çıkmadı mı, diye sorulacak olursa, Mahmut Özdemir`in Duisburg`tan ikinci kez Berlin biletini almış almasını, olumlu bir netice olarak sayabiliriz. Ha birileri, Mahmut Özdemir`in yeniden seçilmesini olumlu saymıyor olabilir. Zaten böyle bir kesimin varlığı öncedende biliniyordu.

Duisburglu Türkler açısından seçim hedefleri tutmasa da, yine bu seçimlerin şöyle bir olumlu getirisi de olmuştur: Duisburg şehrinde ilk kez Türkler, Duisburg`un idaresine bu düzeyde aday olmuştur. Bu elbette önemli bir adımdır. 24 Eylül 2017 seçimlerinin, gençlerimiz açısından olumlu bir  örnek olacağı kanaatindeyim. Her şeye rağmen, Duisburg şehrinde iyi niyetli olarak bu seçim heyecanına katkı sunan arkadaşlara teşekkürler.

Grafikartplus Ajans

Diğer haberler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu