Sağduyu zamanı
Peygamber Efendimiz bir Hadis-i Şeriflerinde şöyle buyuruyor: “Vatan sevgisi İmandandır.”
Köyümün, Şehrimin ve de güzel Ülkemin insanları Vatan ve Bayraklarını çok severler. Bu uğurda canlarını bile feda etmekten asla çekinmezler.
Bin yıldan fazla bir zamandır Anadolu`da Kardeşçe yaşayan Çanakkale`de, Sarıkamış`ta ve Kurtuluş Savaşında yanyana- omuz omuza başka ülkelerin egemenliği altına girmemek için onlara karşı Vatanımızı savunan Atalarımız, Dedelerimiz bizler sevgi, barış ve güven içerisinde kardeşçe yaşayalım diye bu güzelim vatanı bizlere emanet ederek Şehit oldular.
Bizlerde gelecek nesillerimize kavga ve şiddetten uzak, birbirlerinin hak ve hukukunu gözeten, birbirlerini seven, birbirlerine güven duyup, ülkelerinin refah ve güçlü olabilmesi için çalışacak olan nesillere kardeşçe yaşayacakları bir vatan bırakabilmeliyiz.
Benim Ülkemin her bir vatandaşı çalışan, okuyan her bir ferdi etnik kökeni ne olursa olsun devletimizin her imkanından faydalanabilir ve her makama gelebilir. Buna hiçbir engel yoktur ve bunun örnekleri çoktur.
Hayatımızın her döneminde Kürt Kardeşlerimizle dostane ilişkilerimiz olmuştur. Çok Vatanperver insanlar tanıdım. Bizler yüreği sevgiden geçen herkesi sever ve hak ve hukuklarını gözetiriz. Ancak insanların can ve mal güvenliğini hiçe sayan şiddetten nemalanan terör eylemlerinide nefret kınar ve lanetleriz.
Bana göre her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Askerlik vazifesini yapmalıdır. Her kimin evladı olursa olsun. Çok adaletli bir görev dağılımı olmalıdır. Askerlik insana sadece Harp sanatını öğretmez, hayatıda öğretir.
Ben ve iki Kardeşim (ikimiz doğu illerinde olmak üzere) Bedelli Askerlik yapabilme imkan ve şartlarına sahip iken Arslanlar gibi Askerliğimizi yaparak Vatan`ımıza olan borcumuzu bir nebzede olsa ödemiş olduk.
Keşke dünyada savaşlar olmasa… hiç silah olmasa…ancak öyle olmadığına göre…
Büyüklerim nöbet tuttu ben rahat uyudum. Bende nöbet tutmalıyım ki çocuklar rahat uyusun.
Askerliğimi Sarıkamış Askerlik Şubesi`nde Yazıcı olarak yaptım. Günlük tutuyordum ve aşağıda anlatacağım olay defterimde mevcuttur.
Askerlik Şubemiz biraz şehrin dışında ve rampa bir yolun sonundadır. Her zamanki gibi masamın başında giden ve gelen evrakların listesini tutuyordum ki, içeriye yaşlı bir Amca girdi. Ayağa kalktım, O`na yer gösterdim.
Memurumuz hemen söze girdi;
-Buyur Amca. Bir isteğin mi vardı? diye sordu.
Amcamız yutkundu…durdu…ve sonra ağlamaklı bir sesle:
Oğlumun teskeresini almaya geldim. dedi.
Memur Abimiz;
-Neden oğlun gelip almadı da seni buraya kadar yordu? dedi. Amcamız, üzgün ancak mağrur ve gururlu bir Komutan edasıyla:
-Benim oğlum ŞEHİT oldu. dedi.
Bunun üzerine ben, Memur Abimiz ve diğer memurlar gözyaşlarımıza engel olamadık. Memurumuz mahçup ve çok üzgündü. Dosyaya baksa durumu zaten görecekti!…
Daha sonra Amcamız bizlere;
-Üzülmeyin. dedi. Doğudan-Batıya, Kuzeyden-Güneye İnsanımızın ne kadar büyük bir şevkle Vatan`ını sevdiğini gösterecek ve halen kulaklarımda çınlayacak şu sözleri ağzından dökülüverdi:
“BİR DEĞİL, BİN TANE OĞLUM DA OLSA HEPSİ BU VATANA FEDA OLSUN.”
İşte bu sözün başka bir Dil`de, başka bir Ülke`de örneğini bulamazsınız.
Değerli Kardeşlerim;
08 Kasım 1997 günü Türk Vatanının bölünmez bütünlüğü ve Türk Milletinin birlik ve beraberliği uğruna yapılan mukaddes mücadelede Hakkari Yeşilöz-Elçintepe bölgesinde bölücü terör örgütü mensupları ile çıkan silahlı çatışma sonucu, üniversitede aynı odayı, aynı yemeği paylaştığım Değerli Dostum P.Atğm. Murat AKÇAY`ı Şehit vermiş bir Kardeşiniz olarak diyorum ki;
Sağduyuyu elden bırakmayalım. Asla tahriklere kapılmayalım. Bir tane Vatanımız var ve bu Vatan hepimize yeter. Vatansız ve Vatanlarında huzursuz olanların neler çektiğini görüyorsunuz. Zaman birlik ve beraberlik zamanıdır.
Tüm bu duygu ve düşüncelerle Tüm Şehitlerimize Allah`tan rahmet diliyor ve Ruhları Şad olsun diyorum. Şehitlerimizin Ailelerine ve Aziz Milletine sabırlar diliyorum.
Ünsal Gür/ Essen
Avrupa Gümüşhane Dölek Köylüleri Kültür ve Dayanışma Dernek Başkanı