Haberler

Referanduma hazır mıyız?

SPD Liderinden örnek davranış SPD Liderinden örnek davranış

2016 Yılı sonlarında Duisburg'da gerçekleşen SPD kurultayında konuşan Sosyal Demokrat Partisi Lideri Sigmar Gabriel, 24 Eylül'de yapılacak genel seçimlerde birlik partilerinin tek başbakan adayına karşı, sosyal demokratların olası üç başbakan adayı olmasını önemsediğini belirtip kendilerine güvenilmesini istemişti.

Bu sözlerin sahibi Sigmar Gabriel geçtiğimiz günlerde, sezsiz sedasız SPD başkanlığından istifa etti.

SPD Lideri Sigmar Gabriel'in  parti başkanlığından  istifası ile SPD içinde parti başkanlığı ve başbakanlık için gözler Martin Schulz'a çevrilmiş durumda.

24 Eylül de yapılacak genel seçimlere SPD'nin başbakan adayı olarak girecek olan eski Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz'un siyasi tecrübesi, partisini iktidara taşıyabilecek mi bekleyip göreceğiz.

Sigmar Gabriel'in istifasına dönecek olursak; istifa  kararı kolay olmasa da, demokrasi anlayışı olarak değerlendirildiğinde örnek bir davranış olarak görmek  mümkün.

Partisinin  iktidarı için bir başka partiliye gürültüsüz, patırtısız koltuğunu boşaltması ülkemizdeki başarısız parti liderlerine de örnek olamaz mı?

****

UYUM MECLİSİNİN YAPTIRIM GÜCÜ

Biliyorsunuz Duisburg Uyum Meclisi ve seçimleri yıllardır tartışılır. İlk yıllarda görev alan meclis üyelerinin heyecanlı çalışmaları çok azda olsa göçmenlerin günlük yaşamlarına katkı vermişti. Malesef son dönemlerde ise bunu göremiyoruz! Göremediğimiz gibi, uyum meclisi toplantılarının da çok verimli geçtiği söylenemez.

Toplumun bir çok kesiminde, ‘Uyum meclisine gerek var mı?’ sorusu sorulmakta. Buradan yola çıkarak, ‘Ayın Konuğu’ sayfasına aldığımız Duisburg Belediye Başkanı Erkan Kocalar’a ‘Duisburg Uyum Meclisi’ne gerek varmı?’ sorusunu sordum.

Belediye başkanının yanıtı; ‘Uyum Bakanlığı’nın olduğu memlekette, uyum meclisi neden olmasın?’ oldu.

Erkan Kocalar'ın uyum meclisinin işlevinin yenilenmesi ve yaptırım gücünün artırılması yönündeki çağrıları yanıt bulur mu, bekleyip göreceğiz.

****

Yerel düzeyde yazılar yazmak istiyorum, ama olmuyor! Türkiye'deki siyasi ve sosyal gelişmelerden uzak durulamıyor. Referandum süreci de bunlardan biri. Son günlerde,'Evet' ve 'Hayır' kelimelerini sık, sık duyar olduk. 'Evet' ve 'Hayır' hayatımızın belirli dönemlerinde belirleyici oldu.

Özellikle Avrupalı Türk seçmenler, 'Evet' mi, 'Hayır 'mı gibi bir seçenek için sandığa gidilerek tercihler belirlenecek. Önemli bir süreç yaşadığımız aşikar. Haftalardır üzerine konuşulan, tartışılan 'Anayasa Değişikliği Paketi'nin geleceği sandıktan çıkacak sonuca bağlı. Referandum da olası ‘Evet!’ çıkması durumunda 18 maddelik değişiklik paketinin  yaşanılan sorunların çözümüne çare olacağına dönük beklenti oluşmuş durumda!

TBMM 'nin üyeleri yeni yılın ilk ayında anayasa önerisini günlerce tartıştı. Anayasa Değişiklik Paketi oylamalarında kabul edildi ve referandum sonucu çıktı. Referandum hazırlığı için bölgemizde kısa süre içinde tanıtım, bilgilendirme toplantılarına da başlanır. Sahada meramını daha iyi anlatanın sonuca etki yapacağını söylemek mümkün.

Gözlemlerime göre hem Almanya'da, hemde Türkiye'de seçmenin büyük bir kesimi malesef, neden 'Evet',neden 'Hayır' diyeceğini bilmiyor! Zaman içinde bu değişir mi, bekleyip göreceğiz. Referandum sonrası herkesin beklentisi farklı. ' Evet'çiler hedefe, yüzde ellinin üstüne kilitlenmiş durumda. Beklentilerin aksine referandumdan ‘Hayır!’ çıkarsa ne olur'un tartışılmamasını, konuşulmamasını da anlamakta zorlanıyorum.

Umarım kamplaşmalar derinleştirilmeden referandum süreci atlatılır.

Grafikartplus Ajans

Diğer haberler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu