mavinin kıyıları
dün gece anne
içime şubatsız karlar yağdı durmaksızın
çığlar düşmüş yollarına dokundum…
camdan bir kalp kırılıyordu
ve ben kanaya kanaya geçiyordum
kırıklarının içinden…
fal bakan bir çingene
bir simit parasına
aşk vaat ediyordu anne…
sözde istikbâlimin
bir menekşenin kalbinde saklandığı
erimeyen karları altında
bir bahar vaat ediyordu…
oysa sen anne
güneşe sevdalı gelincik tarlaları
vadetmiştin…
hani
ince patiskadan kısa entarileri
kızlar geçecekti hayatımdan…
yan yatmış tekneleriyle bir liman
batık gemileriyle koyun koyuna
dalgalı bir deniz vaat ediyordu çingene…
hortumları su yüklü fil sürüleri gibi
homurtuyla deryanın derinliğine dökülen
çığlıklarını sevdayla susturduğum gemilerim
çoktan battılar anne…
oysa az kalmıştı şurada
mavinin kıyısına…
rubaimden bir mısra düşüyor dilime
Allah kimseyi şairin diline düşürmesin anne…
bana sahip çıkmıyor şiir
sahip çıkmıyor rahman şarkılar…
yılların küfü birikmiş ekmeğimde
katıksızım…
şiir müsveddeleri
dağlanmış bir kalp
açık parantezler…
birinden ötekine geçerken
yağmaladığım hayatlar anne…
hepsi nisansız yağmurlar gibi
yağıyor ömür atlasıma
hükmü kalmıyor mevsimlerimin…
oysa ben penceresi yıldızlara bakan
bir ev düşlemiştim anne
gönül bahçesine gömüleceğim
bir yürek yurdu…
taşırmadan içeceğim bir bardak su…
Allah aşkına söyle anne
bu çok mu
çok mu…
söyler misin anne
neden hep ıssız duraklara düşer
trenlerim…
valizim her zaman hazır
neden ben hep bir gidiş derdindeyim…
Josef Kılçıksız