Kitaplarına aşkın parfümü sinmiş yazar
Astec Kitap Fuarı`nda, fuarın ilk günlerinden beri okurlarını ağarlayan Necati Demirci, 4 ocağa kadar orada. Görmediyseniz, tanımadıysanız, buyrun kaçırmayın.
Aşkın kokusu kitaplarda
Düşlerde Buldum Seni ve Umudunuzu Kaybetmeyin adlı iki kitabı olan Demirci aynı zamanda yaşam koçu. Nedir bu yaşam koçu? Kişisel gelişim uzmanı da deniyor. Ne yapar bu insanlar? Bireysel danışmanlık yapıyorlar, toplu konferanslar veriyorlar, yüzlerce insan onları dinlemeye gidiyor. Bir tür standup gibi geçiyor her toplantı. Necati Demirci de kişisel gelişim seminerleri veriyor, katılımcıları konunun içine dahil ederek anlatıyor anlatacaklarını, boş gitmek yok herkes bir satır da olsa birşey alıp gidiyor seminerlerden.
Mesela diyor ki Necati Demirci “Mutluluğu, mutsuzluğunuzda arayın, yanılmadığınızı göreceksiniz.” Astec Kitap Fuarı`nda kitaplarını da imzalıyor. Fuara ilk kez katılıyor. Ancak seneye de geleceğini söylüyor. Kişisel gelişim seminerlerinde çeşitli başlıklar altında toplantılar yapılıyor. Örneğin “Umudunuzu Kaybetmeyin” isimli kitabı bir seminer başlığı.
Seminerler de ne anlatılıyor?
“İnsanların iç dinamiğini harekete geçiren seminerler… Seminerlerde, insanın, iç dinamikler dediğimiz yani, okulu olmayan unsurlarına nasıl ulaşılacağını anlatıyoruz. İnsan kendini nasıl farkedecek, tanıyacak elbette kitapladan programlardan seminerlerden tanıyacak. Mesela, umudunuzu kaybetmeyin diyoruz, umudun nasıl kaybedilmemesi gerektiğini anlatıyoruz. Hepimizin problemleri var bunlar bizim için avantaj mı, belki de avantaj. Acıyı da yaşayacağız zevki de, bunlar bizi olgunlaştıran unsurlar. Düştüğün anda, yerden kalkıp yoluna devam etmek zorundasın. İşte bunları anlatıyoruz.”
Siyaset var mı ilgi alanınızda?
“Siyasetle igilenmiyorum . Bence siyaset, arkadan güçlü bir elin sizi çekmesidir onlar gibi konuşmak zorundasınız. Genel başkan ne diyorsa onu yapmak zorundasınız. Cemaat merkezli düşncelerin siyasetin hepsinde bu vardır. Siyaset de bir cemaat, cemaat de cemaat; farketmez hepsi aynı. Siyasete girdiğimde ben ben olmuyorum, o yüzden girmiyorum”
Düşlerde Buldum Seni aşkı mı anlatıyor?
`Düşlerde Buldum Seni` Geçen yıl Uluslararası Ankara Kültür Sanat Şöleni`nde en iyi aşk romanı seçilmiş. Demirci`nin ilk romani. Romanını imzalarken sembolik olarak da bir koku sıkıyor sayfalara… “Her aşkın bir kokusu var, bu düşündüren bir cümledir. Kelimelerle duyguları harekete geçirmek çok zor, film gibi değil, yazıyla bunu yapmak zor. Onun için böyle bir koku var. İnsan da çoklu zeka kuramı der ki 8 çesit zeka var insanda. Kokular o zekalardan birini harekete geçiriyor; bu duygusal zekadır. Öğrenmenin kolaylığı da burada, duygusal zekada. Nasıl öğrenelim? Ben diyorum ki, duygularınızı harekete geçirin. Duygusal bir olaya bağlayın, bir işin içinde duygu varsa o zaman kolay öğrenirsiniz, duygu yoksa hiçbir şey olmaz.”
Nasıl bir tarzla yazıyorsun?
“Ben okunayım diye uğraşmıyorum. Akımların bir rant olduğuna inaniyorum, anlaşılmasın diye bir akım yaşanmış. Ben egomu tatmin etmek için yazmıyorum. Ben sadece şuna inanıyorum; eğer hissetiğim birşeyi yazarsam insaların da hissetmesini sağlarım. Ama hissetmediğim birseyi yazıp da insalardan hissetmesini istemek ahmaklık olur. Konuşurken de sade ve basit konuşuyorum. Hayatı zorlastırmanın, çetrefil cümleler kurmanın bir anlamı yok. Duygulara dair onları harekete geçirecek ne varsa önce onları yaşamalıyım, sonra da onları anlatmalıyım. Kısa yazıyorum, bir çırpıda yazıyorum. Romanda her kahramanın dili farklı. Karakterleri yazarken yaşayan biriyim. Benim kitaplarımda Sherlock Holmes (Şerlok Holms) polisiyelerindeki gibi bir karakter var.O karakter tüm romanlarımda devam edip gidecek.” ….
Almanyalı Türkler önyargısızmış….
İki yazar anlattım simdiye kadar ilki Erdal Demirkıran`dı; ikisinden de duyduğum şu oldu: “Burada (Almanyalı Türkler kastediliyor) önyargı yok, önyargılı gelmiyorlar, geliyorlar burada bizi dinliyorlar, kitabımızı anlatıyoruz alıyorlar. Benim kitabımı burada herhangi bir kırtasiyede bulma şansları yok. burada kitap okumaya aç insanlar var çocuğunu yetiştirmek için kitaba ihtiyaç duyan insanlar var. Bugün burada kitap alan herkes seneye yine gelecek. Ben de seneye yine geleceğim…”
Her ne kadar ben Almanyalı (veya Avrupalı) Türkler için bu kadar iyimser ve olumlu düşüncelere sahip olmasam da, yazarlardan bunu duymak güzeldi, umut vericiydi ….
Bu kadar tanıtım sonrası Necati Demirci`yi ve diğer yazarları daha yakından tanımak,kitaplarını edinebilmek için fazla zaman kalmadı, bugün ve yarın mutlaka Astec Kitap Fuarı`na uğrayın…
Hülya Sancak/ Rheinberg