Haberler

keşkeler

gecenin bir vakti,
denizin derin hafızası uyandırıyor beni,
köpükçe boğuluyor uykularım
uyanan dalgalarında…
her gece bu vakitte,
mavi tutsaklığı 
bir deniz sanrısı kıyılarıma vurur,
karanlık tutar kum…

aniden uyanıyor keşkelerim sana dair…
dev buzullar geçiyor içimden ve
yaktıkları tüm kandilleri
gecenin ayazının söndürdüğü çocuklar…
nedense ayaklarım ısınmıyor hiç, 
ördüğün yün çorapları giyiyorum
yalnızlığın soğuğuna inat…
inceliyor 
aramızda duran kalın zaman…

bir çay demliyorum sonra,
dem çayın kuru yaprağına yürüyor sessizce… 
yüzüme sürüyorum 
hicran ezanlarını sabahın;
namazda 
omuz omuza duruyordu
vedayla hüzün … 
seslerini duyuyorum sanki,
bir damar çatlıyor,
kelimenin mahiyetinden
oluk oluk sükut ve anlamsızlık akıyor boşluğa…

düşünüyorum da;
acaba sessiz sedasız 
nasıl kurtulurum kendimden…
neden hep kınalı kumru külleri tutar ruhum…
acaba ben
kaç bozulmuş kuş yuvasından sorumluyum…

Helsinki, 3.4.2016

Grafikartplus Ajans

Diğer haberler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu