Haberler

kervan

şam'la hicaz arasında
unutulmuş bir kervanım ben 

oysa sizi tanıdığımda
uzun yağmurlardan sonra 
bir vahaydı
içimdeki çöl…

som kumlarda aradım 
sarı ipeklerin tenine eğik bakışlarınızı…
benden akıp gideni
suyun suskunluğunda aradım…
izlerinizi aradım
 
gümüş kakmalı aynasında çöllerin…
çevirdim 
yeni zamanlara birlikte harladığımız 
kum saatlerini…

yalnız bir çığlığa akar gibi
yokluğunuzda

susuz ve azıksız bir çağa aktı zaman

kimbilir şimdi neredesiniz…

kapımı çalan biri olduğunda 
içeri çe
ker pençelerini gece…
ateşten alnı 
ıslak mendillerime yatırılmış
nefeslerim nefeslerinizden ödünç
teselli eskisi bir silüetsiniz artık…
ulaklarının acımasızca katledildiği
susar içimdeki kervanlar…
bin gece batar 
koyu zerrelerine ruhumun …

kumun en koyu demleri yakar 
kaburgaya en yakın yuvasını sevdanın…

siz korkmayın 
nicedir
çatal ağızlı bir zülfikara uzattım kıldan ince boynumu

mermer lahitlerin
kapakları nicedir açık 
sırlarında titrer 
çatallanan anlam…
sesi sizde gizli
hüzzam bir suskunun son harfiyim artık ve
herkesin küllerini bıraktığı bir deli rüzgar…
siz kanatlarımda uyuyun 
nasılsa bir ten ayartmasıydı o yangın
ve nasılsa görmediniz savruluşlarımı…
yeni bir yola hazırladım ayaz
heveslerimi… 

nasılsa yoktunuz artık…

 Josef Kılçıksız/ Fransa

Grafikartplus Ajans

Diğer haberler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu