ışığı kapat anne
şarkısı bir şubat akşamı ebediyen susan
babamın hayaletiyle geziyorum kaç zamandır
yoksanmış
ve bir o kadar üzgün…
yüzümde rüzgar kesikleri
kaçıp dualarına saklanıyorum
bir deli sevdadır geceye kadar
suskumu büyütüyorum masallarında…
birazdan gece
karanlık gölgelerini düşürür sularıma
korkunç bir sis fırtınası kopar
bu yağmur dinmeyecek anne
aç pencereleri
yararsız bütün camlar…
her yüz iz bırakır anne
her sanrı yarım bir şarkı…
birazdan bir göç alır başını
benden sana doğru
suskudaki feryat gibi
rüzgarın ısırığı alnımda ve
yağmur damlaları gece mavisinin…
sana bir sır vereyim mi anne
o yarım kalmış cümle sendin…
başka bir hayata geçen her adam gibi
cebimde sigara taşımalıyım
ateşini senden almalıyım anne
geceyi onunla yakmalıyım…
nehirler denizlere kavuşur
bazen ayrı denizlere paralel akar
ben mutlaka sana akmalıyım…
önümden çekil anne
yol aldığımı anlamalıyım…
ışığı kapat anne
bütün gölgeler gittiler aynalarıyla
ve uyumuştur artık
bütün ölüler…
Josef Kılçıksız, 2008, 16. Kasım, Stokholm