Haberler

gül ve ekmek


bana pervasız hikayeler anlat anne
güzel mayıs havalarında
yerçekimine inat
kökleri göğe ayaklanan
gelinciğin sırrını…
çiçek zarfını çatlatan kızılın
kendini gösterme isteğini anlat…
istasyonlarında ağırlandığım trenler, anne
demire gizlenmiş olanı
buluta duyumsatmak için
çocuk yüreklerine akan
katarları göster…
sen seyis
nal seslerini al götür rüyalarımdan
çiçek tarhlarını eziyorlar
babamdan kalan…

parantezler aç sevgilim
tütün ve kahve doldur içlerine
küfü ve
gecenin katran dumanını…

sonra
pervazına tüneme güçlüğü çeken
sakayı koy göğüs kafesine
kalbimin ezberlediği en güzel
şarkıyı söylesin…

kirli sakallı definecinin haritasından
bu şehri sil sevgilim
ve yanağını pencere kanadının mandalına dayayan
sokağını bekleyişin…
tozu da sil
hatta duayı
ve yalnızlığımın tenha suratını…
gölge ve ışığın suretini çiz onun yerine
ben çehrenden ayrılıp uzaklara yayılan haleyi
ve kasığındaki doğum lekesini çizeyim
sen unutkan gülüşlerimi yüzünün oyuklarında
zira bir ekip çalışmasıdır aşk…
aşka fena inanmış bir yüzün olsun ki
ekmek ve gül yutkunsun zaman…

Helsinki, 13.4.2016

Grafikartplus Ajans

Diğer haberler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu