Giousouf: Avrupalı bir düşünce tarzı değil!
Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Federal Milletvekili, Birlik Partileri Meclis Grubu Uyum Politikaları Sorumlusu Cemile Giousouf, içişleri bakanı tarafından açıklanan mülteci rakamlarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Giousouf`un açıklamalarından kesitler:
Yerel yönetimler zorda
Almanya iltica konusunda hem devlet olarak hem de halkıyla yardımseverliğini göstermiştir. Dolayısıyla son dönemlerde artış gösteren mülteci rakamları halkı değil, mültecilerin barınma ve bakımından sorumlu olan yerel yönetimleri zora sokmaktadır. Meselede parasal kaynakların yetersizliği değil, yerel yönetimlere paranın ulaşmamasından kaynaklanmaktadır.
Federal, eyalet ve yerel yönetimler arasında acilen bu konuda bir mutabakata varılması gerekir. Her bir federal birimin sorumluluğu diğerine atmasıyla bir yere varamayız. Ülkemiz geçmişte daha büyük göçmen gruplarını karşıladı ve başarılı biçimde entegre olmalarını sağladı. Gelecekte de bunun böyle olacağı konusunda iyimserim.
Partilerüstü uzlaşma gerekli
İltica politikası partiler arasında güç mücadelesine konu olmamalı. Bu insanlar bizden haklı olarak çözüm bekliyorlar. İltica politikasında atmamız gereken adımlar için partilerüstü bir uzlaşıya varmalıyız!
Adımlardan biri iltica başvurularını daha hızlı ve etkin biçimde sonuçlandırmak olmalı. Hollanda iltica başvurularının yüzde 80`inini bir hafta içinde yanıtlıyor. İsviçre ise 48 saatte. Almanya bu ülkeleri örnek alabilir. Bugün kriz bölgelerinden mültecileri, uluslararası insani yardım çerçevesinde kontenjan mültecisi olarak kabul ediyoruz.
Bu kapsam özellikle Suriye’den gelenler için genişletilmeli. Böylelikle başvuru süreçlerini hızlandırabiliriz.
İkinci olarak daha fazla Balkan ülkesi güvenli ülke kategorisine alınmalı. Bu ülkelerin mali ve yönetimsel sorunlarını Almanya’dan çözmemizin imkanı yok. Öte yandan bu ülkelere destek olarak gelecek nesillerine daha iyi imkanlar sunmalarına yardımcı olabiliriz.
AB`nin kalıcı bir mülteci stratejisi yok!
AB`nin halen mültecileri üye devletler arasında adil dağıtacak bir mekanizması yok. AB Koımisyonu tarafından önerilen kota sistemi yalnızca şu anda AB sınırlarında bulunan mültecileri kapsıyor. Üstelik bu sistem -bir mutabakata varılsa bile yalnızca iki sene geçerli olabilecek.
AB`nin mülteci kabul etmeyenlere yaptırımı yok!
Oysa Avrupa Birliği’nde kalıcı bir stratejiye ihtiyacımız var. Örneğin AB‘nin azınlık haklarını çiğneyen veya mültecileri kabul etmeyen devletlere karşı bir yaptırımı dahi yok. Mültecilerin adil dağılımı sağlansa da ortak standartlara ihtiyaç var.
Mültecilerin bazı AB ülkelerinde insanlık onuruna yakışmayan yerlerde tutulması veya acil durumlarda tıbbi yardım verilmemesi kabul edilemez.
Bazı üye ülkeler sırf Almanya’ya daha fazla mülteci geliyor diye iltica politikasını ‚Alman Sorunu‘ olarak görüyor. Bu “Avrupalı bir düşünce tarzı” değil!
Muhabirce/ Berlin
