`Çanakkale`yi geçilmez yapan ruhu yaşatalım`
Duisburg Merkez Camisi`nde `Çanakkale Zaferi`nin 104. yılı ve şehitleri anma` programı düzenlendi.
Merkez Camisi`nin konferans salononda düzenlenen anma programı yoğun ilgi gördü. Din görevlilerinin okuduğu selâyla başlayan programda Kur`an-ı Kerim okunup dualar edildi, Çanakkale türküleri söylendi. Anma programına konuşmaçı olarak katılan Rıdvan Göçen yaptığı konuşmada, `Çanakkaleyi geçilmez yapan ruhu yaşatalım` çağrısında bulundu.
DİTİB`E bağlı Duisburg Merkez Camisi`nin Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Aydın ise katılımcılara hitaben yaptığı açış konuşmasında “Çanakkale Zaferi`nin 104. yılını birlikte idrak etmekteyiz. 104 yıl önce evlerinden, annelerinden, eşleri ve çocuklarından vedalaşarak geri dönmeyi hiç düşünmeyip, fakat geride bıraktıklarını da hiç unutmayanları anıyoruz. Geride bıraktıkları sadece anneleri çocukları değil, bizlerdik. Bedelini de kanları, canlarıyla ödediler. Milleti düşünüp bu toprakları bizlere armağan ettiler. Bu vesile ile şehitlerimizi minnetle, rahmetle anıyorum.“ dedi.
`Akşama İstanbul`da olmayı düşlüyorlardı`
Daha sonra söz alan Moers Kocatepe Camisi din görevlisi Rıdvan Göçen, Çanakkale Savaşı`nın neden ve sonuçlarını, zaferin nasıl kazanıldığını görüntülerle anlattı. Çanakkale Savaşı`nı özetleyen bir şiiri okuyarak sunumuna başlayan Rıdvan Göçen konuşmasında “Yolunuz bir gün Çanakkale`ye düşerse, boğazda Kilitbahir tarafında bulunan, bayrağın altında elinde silahla askeri ve `Dur Yolcu` yazısını göreceksiniz. O gün `Çanakkale Geçilmez`i altın harflerle yazdıran ecdadımızın emaneti, dimdik ayakta. Bugün bundan tam 104 yıl evvel, karşılıklı 550 bin kişinin ölümüne sebep olan savaştan sözedeceğim. 253 bin şehidimiz var Çanakkale`de. Çanakkale Deniz Muharebesi 3 Kasım 1914`te başlayıp 18 Mart 1918`de sona eriyor. 210 parça, ismini de `Yenilmez Arma` diye koydukları o büyük zırhlı ordularıyla boğaza girerek bu savaşı yapmışlar.`Osmanlı hasta adam` diye karar alınmış. Sabahtan gelip akşama İstanbul`da olmayı düşlüyorlardı. Çünkü Osmanlı İmparatorluğu topraklarını küçülterek imparatorluğu bitirmek istiyorlardı. Osmanlı`nın son dönemlerinde dokuz farklı cephede savaş durumu vardı. 2 milyon 600 bin asker silah altındaydı. Çanakkale`de yeni bir cephe açılsın istemiyordu Enver Paşa. Ama Alman İmparatorluğu Rusya ile olan savaşından dolayı, Rusya`nın boğazları kullanıp Akdeniz`e inmesini engellemek için ittifak gücü olarak Osmanlı`yı seçti. Zamanın üst düzey yöneticileri bu ittifakı kabul etmek zorunda kaldılar.“ dedi.
`Çanakkale ölüm kalım savaşıdır`
Çanakkale Boğazı`nın her iki yakasında yaşanan kahramanlıkları anlatan Rıdvan Göçen şunları söyledi: Personeli Alman olan iki savaş gemisi İngilizlerden kaçarak Boğaza sığınıp, İstanbul`a doğru ilerleyen bu iki gemi 24 Mart 1915 tarihinde Rus limanları`nı bombalıyorlar. Bunun üzerine biz bu savaş gemilerini kabul ediyor, isimlerini değiştiriyoruz. Yavuz ve Midilli isimlerini alan iki savaş gemisinin alınmasıyla biz kendimizi savaşın içinde bulduk. Bu gemileri takip eden düşman gemileri boğazın girişinde bulunan Seddülbahir bölgesindeki Ertuğrul Kalesi`ni bombalıyorlar. İlk atışla birlikte ateş düşüyor ciğerlerimize. Çanakkale bir ölüm kalım savaşıdır. Çanakkale birlik ve bütünlüğün, okumuş ile okumamışın kaynaşıp kardeşleşmesinin şahlanışıdır. Çanakkale genç subayların savaşıdır. Çanakkale insanlığın, son insani, ahlaki savaşıdır.
Konferansın son bölümünde vatan sevgisinin imandan geldiğini dile getiren Rıdvan Göçen, `Çanakkale kahramanlarının emaneti olan topraklara sahip çıkılmasını` istedi ve `bizi biz yapan değerlerimizi hiç bir zaman unutmayalım, unutturmayalım`, `Çanakkaleyi geçilmez yapan ruhu, şehit fışkıran topraklarımızın izzetini evlatlarımıza mutlaka öğretelim` çağrısında bulundu.
İbrahim Ergül/ Duisburg