Cami yöneticilerimiz uyumamalı!
Sevgili okurlar, son zamanlarda camilerimizin dış duvarlarına çirkin, terör yapılarını, adreslerini işaret eden ve ırkçı çağrışımları andıran bir takım yazılar yazılmaya başlandı. Bu yazı eylemlerini, ilgili vatandaşlarımız ve basın haliyle camiye saldırı şeklinde duyuruyor. Yanlış değil, dışarıdan bu ve benzer şekilde bir eylem gerçekleştiriliyorsa, bunun adı saldırıdır ve bu da bizleri derinden üzer. Hizmet binalarına, hele de ibadet edilen binalara yani camilerimize yapılan her türlü saldırıyı, çirkin eylemi şiddetle kınıyoruz.
Bu çirkin yazı olaylarının, her geçen gün başka bir bölgede ortaya çıktığını, cami binalarımızın duvarlarının da karalandığını öğreniyoruz. Dikkat ediniz bu hadiseler, genelde ya Türk ordusunun bölgede bir operasyona başladığında, ya da bir şekilde Alman gazetelerinin İslam karşıtı manşetler attığında kendisini gösteriyor. Tahmin ettiğiniz üzere duvarlara ya o bildiğimiz terör örgütünün, ya o yapıyla çalışan grupların, ya da aşırı sağın bilinen ırkçı sembolleri çiziliyor.
Öncelikle hiç bir kurumumuzu, hiç bir cami derneğimizin yöneticisini, her hangi bir ihtamla anmak, anlatmak istemem. Kuşkusuz yüzde doksanı gönüllü ve iyi niyetli olarak çalışan insanlar onlar, her biri bizim için çok değerlidir. Hepsinden de Allah razı olsun. İnsanla uğraşmak, yöneticilik yapmak gibi zor bir görev icraa ediliyorlar. Şimdi çok yakın zamanda yaşanmış ve üzerinde durulması gerektiğine inandığım bir olayı aktaracağım, sizler de neden “cami yöneticilerimiz uyumamalı” diye başlık attığımızı sanıyorum düşüneceksiniz.
Geçenlerde bir şehirde bulanan merkez caminin duvarlarına, söz konusu olan yazılar gibi, Kandil merkezli terör örgütünü anlatan simgeler, sloganlar çizildi. Bir dostumuz bana o camiden çekilmiş fotoğrafları gönderdi, başkanın da numarasını iletti sağolsun. Vakit geç olduğu için aramadım. Mesaj attım yanıt gelmedi. Sabah oldu yine ses yok. Bu sefer aynı semtte yaşayan ve sözüne güvendiğim birisini aradım, mevzuyu sordum, beklemedeyiz dedi. Ardından hemen cami yönetiminin, duvarlara yazılan yazılardan elde edilen fotoğrafların kullanılmaması ve paylaşılmamasına dair ciddi uyarıları olduğunu öğrendik.
Cami binasının kamera kayıtları inceleniyor denildi. O arada bir gelişme daha yaşanmış, onu da tam olarak teyit ettiremediğim için, buraya yazmıyorum. Bu mevzuda öne çıkan ve üzerinde durulması gereken detay, adı bizde saklı kalan bu cami derneği yöneticilerinin olayı apar topar kapatmak istemeleridir. Bunun gibi olaylar giderek yaşanıyor ve kentlere yayılıyorsa, burada esas iş cami derneklerini yönetenlere düşüyor. Her cami cemaati, sağduyulu vatandaşlarda duyarlı davranıp, dernek yöneticilerine yardımcı olmalıdır. Bu camiler, dernekler hepimizin, birlikte sahip çıkmalıyız.
Bu gibi hadislerde, “Ya askerimiz operasyon yapıyor, hainler gelip yazdı, Alman gazeteler İslam karşıtı manşet attı, aşırı sağ mensupları gelip saldırdı” şeklinde hemen işin kolayına kaçılmamalı. Belki de böyle davranınca, başka art niyetli insanlara alan, şans tanımış oluyoruz. Etrafına şöyle bir baksın, olay saatleri kim nerde ne yapıyordu öğrensinler derim. Öncelikle böyle bir olay meydana geldiğinde, aklı selim hareket etmeliyiz. ilk işimiz polise bilgi vermek ve delilleri, izleri muhafaza altına aldırmak. Kamera varsa, kayıtların bir kopyasını alarak polise teslim etmeliyiz. Ayrıca video kameraların idaresini kimlere teslim ediyoruz. Kameralar sürekli kayıtta iken, olay gecesi duvarlara birilerin yazı yazdığı anlar videodan ya çıkmazsa filan diye düşünmeliler. Ama en önemlisi bundan önce, yani başımıza böyle bir üzücü olay gelmeden camiye giren çıkanı yöneticiler arada bir rakip etmeli. Elbette kimlik kontrolü yapsın demiyoruz, ama gözü açık olsun. Cemaatin arasına yeni dahil olan varsa, onlarla ilgilensin, tanısın, bilsin nedir ne değildir. Dikkat çeken bir giyim, kuşamı var mı, enterasan sohbet şekli var mı filan. Alanı boş bırakmasınlar. Kötü niyetli insanlar, kendilerini kamufile etmiş olabilir. Gençlerin kanı hızlı akar derler, onların arasına aklı başında bir iki genç görevlendirerek olup bitenleri öğrenme şansı bulabilirler. Kısaca yöneticiletimiz, illada bu ara uyumamalı diyorum.
Bu arada girdigimiz bu yeni yılın, ülkemize ve insanlığa hayırlar getirmesini diliyorum. Hepinize iyi bir yıl diliyorum. Ayrıca Aralık sonu, baskı gazete olarak 3.yaşına giren Muhabirce`nin yolu açık olsun, destekleriniz içinde her bir takipçimize/okuyucumuza teşekkürler.