Bırakın vatandaşı da oyunu kullansın!
Almanya`da genel seçimlere şunun şurasında bir kaç gün kaldı, yani sandık geldi kapıya dayandı.
Ama gel gör ki, Türk kökenli seçmenlerin büyük bir çoğunluğunun kafası oldukça karışık, adeta elindeki oyu nereye atacağını bilemez durumda.
Bu kafa karışıklığı, hatırlanacağı üzere Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın 3 büyük partinin adını vererek, bunlara oy vermeyin, küçük de olsa o partilere destek verin, açıklaması ile başlamıştı.
Bir yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan şu “partilere oy vermeyin” diyor, bir yandan bir göçmen partisi seçimi boykot edin diyor, diğer bir yandan da seçim stratejisini tamamen Erdoğan odaklı yapan başka bir göçmen partisi AD-D var. Hal böyle olunca elinde oyu olan Türk kökenli Alman vatandaşı seçmenlerin kafası epeyce karıştı.
Karışmasına karıştı da, tüm Türk seçmenlerin mi kafası karıştı? Tabii ki hayır. Türk kökenli seçmenlerin arasında bulunan büyük bir kesim, yani kendilerini sosyal demokrat, sosyalist kısaca sağdan olmadığını ifade edenler, kafa karışıklığı yaşayan bu grubun dışında kalıyor. Zira o kesimin, ne Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın çağrısına, ne göçmen partisinin boykotuna, ne de Erdoğan afişli seçim kampanyası yapan partiye kesinlikle kulak asmadığını, aldırış etmediğini düşünüyorum.
Ayrıca sözünü ettiğim bu kafa karışıklığını, daha çok Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti`nde yaşayan Türk kökenli seçmenler yaşıyor. Çünkü Erdoğan destekli seçim propagandası yapan Parti AD-D, bu seçimlere sadece Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti`nde katılıyor. Bu nedenle de, esas curcuna bu eyalette yaşanıyor. Dolayısıyla bu eyalette yaşayan bir grup Türk kökenli seçmen, Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın çağrısı, BİG`in boykotu ve Erdoğan odaklı seçim yürüten AD-D arasında git gelleri yaşıyor.
ERDOĞAN DESTEKÇİLERİ DE iKiYE BÖLÜNDÜ
Yukarıda dedik ya kafa karışıklığını daha çok sağ görüşlü seçmenler yaşıyor. Bunların büyük bir bölümünü de, AK Parti`ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan`a gönül vermiş seçmenler oluşturuyor. İşte bu grubun işi, diğerlerinden çok daha zor.
Bu insanlar ne yapsın, hangi sandığa oy atsınlar? Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın oy vermeyin dediği partilere, sırt mı çevirsin, kendisine yakın gördüğü, muhtemelen de geçmişte oy verdiği BİG`in boykotuna uyup evinde mi dursun, yoksa Reis`in boy boy fotoğraflarını seçim afişlerine, arabasına koyan, AK Parti`nin seçim müziği Dombra`yı Almanya sokaklarında çalan AD-D`ye mi oy versin. Hakikaten bu insanlar ne yapsın?
Ayrıca son zamanlarda sohbet ortamlarında ve sosyal medyada, sözünü ettiğimiz bu kesimim yani AK Parti/ Erdoğan`a gönül vermiş bu cenahın neredeyse ikiye bölünmüş olduğunu gözlemliyoruz. Bir bölümü, AD-D`yi ve parti yöneticilerini çok tanımıyor, dolayısıyla mesefali duruyor. Bir bölümü de, ya adamlar Reis`in fotoğrafını afişlerine koyuyor, Reis diyor başka bir şey demiyorlar, neden oy vermeyeyim diye düşünüyor.
İşte bu durum bu cenahı iki ayrı yola sürüklüyor. Seçime kadar böyle mi devam eder, yoksa çıkar birisi bir şey söyler, yeni bir çağrı yapar da ayrılan bu yollar birleşir mi bilemiyorum. Bütün bu kafa karışıklığından olsa gerek ki, bu cenahın çatı kuruluşu olarak bilinen UETD`nin genel başkanı, medya aracılığı ile vatandaşlara sandığa gitmeleri yönünde uyarıda, çağrıda bulundu. Tabii bu çağrı girişimi önemli, doğru da bir adım, lakin seçmen açısından baktığımız zaman çok da yeterli değil.
Yani vatandaş sandığa gitsin de, oyunu nereye kullanacağını konusunda kafası epeyce karışık görünüyor. Tabii bir sivil toplum kuruluşu olarak genel başkanın seçmenleri, oraya oy verin buraya oy vermeyin diye açıktan yönlendirme yapması beklenemez. Ama vatandaşların kafası biraz daha rahatlasın diye teşkilatlara, buna dair bilgi mesaj verir mi onuda kestirmek zor. En azından AD-D konusunda biraz da olsa, bir bilgilendirme yapmaları gerekiyor diye düşünüyorum.
Temel Elcivan- Duisburg