Haberler

Arif Ünal: Sınırsız eğitim olmaz

Arif Ünal: Sınırsız eğitim olmaz Essen`de Ruhr Veliler Birliği`nin düzenlediği Çocuk ve Gençlerin Gelişim Psikolojisi ve Aile içi Çocuk Eğitimi seminere konuşmacı olarak Arif Ünal katıldı.

Kamuran Turan, Fatma Okuyucu ve Canan Irmak Akarsu`nun Mobiles Elternseminär (Gezici Veli Bilgilendirme Seminerleri) adına yaptıkları kısa selamlama konuşmalarının ardından Arif Ünal konuyla ilgili davetlileri bilgilendirdi.

Ünal “Bence eğitim en güzel `Kişinin kendi kendine öğrenebilme yeteneği kazanabilme ve yaratıcılığı geliştirme kabiliyeti` olarak tanımlanabilir. Eğitimden anne-baba, okul ve çevre sorumludur. Bu bağlamda çocuklar beslenme-bakılma, korunma, övülme ve sevilmeye ihtiyaç duyarlar.

Onları asla başkalarıyla kıyaslamayın. Nutukla eğitim olmaz, örnek olmanız gerekir. Çocuk sadece söylenenlerle değil gördükleriyle biçimlenir. “Sonrasında ise çocukluk ve gençlikteki dönemleriyle ilgili açıklamalarını örnekler vererek açıkladı.

Süt Çocukluğu Dönemi (0-1):

Çocuk için anne ve babanın çok önemli olduğu bir dönemdir.

Özerklik Dönemi (1-3):

Çocuğun itiraz etmeye başladığı ve kazaların en çok olduğu dönemdir. Çocukta öğrenme merakı ve özgüvenin geliştiği dönemdir. Dolayısıyla çocuğun öğrenme merakını ve özgüvenini kırmayınız.

Arif Ünal: Sınırsız eğitim olmaz Sınırsız eğitim olmaz. Toplumun her alanında sınırlar vardır. Herkes tarafından kabul gören doğal belirli sınırları da öğrenmeleri gerekir. Tuvalet eğitimi bu dönemin önemli sorunlarından birisidir.

Oyun Dönemi (3-6):

Yetişkinler için çalışmak, para kazanmak ne kadar önemli ise, çocuklar için oyunda o kadar önemlidir. Oyun oynamak çocuk için ciddi bir iştir.

Bu dönemde çok canlı bir hayal güçleri vardır. Dinlemez görünürken duyarlar. Bu dönemde çocuklar durmadan, yorulmadan sorarlar, öğrenmek isterler. Sorularına sonradan değil o an öğrenme şevklerini kırmadan doğru cevap vermeniz gerekir. Bu dönemde çocuklar kız-erkek olduklarını ayırt ederler. Bu çağdaki çocukların en belirgin özelliği anneye, babaya benzeme çabalarıdır ve onları taklit ederler.

İlkokul Dönemi (6-11):

Çocuğun toplumsal çevreye iyice karıştığı çağdır. Öğrenmek-beceri kazanmak ister. Övülmek hoşuna gider. Bu dönemde onları kucaklamak ve sevildiklerini hissettirmeniz gerekir. Özellikle de kendi cinsiyetinden arkadaş edinmeyi tercih ederler. Fiziksel-sosyal ve duygusal gelişimin olduğu bir dönemdir. Büyüyünce anne-baba gibi olmayı isterler. Küçük kaslar gelişmiştir ve bu nedenle resim, müzik ve el sanatlarında başarılıdırlar.

Bu dönemde arkadaşlıklara çok önem verirler. Hiçbir çocuk kötü değildir. Ancak arkadaşlarını ve ailelerini tanımanız da önemlidir.

Gençlik Dönemi ( 12-21):

Arif Ünal: Sınırsız eğitim olmaz Bu hızlı büyümeye bağlı olarak, kalori gereksinimi de hızla artmaktadır. O nedenle bu dönemde dengeli beslenme çok önemlidir. Gençler açısından bu dönemin en büyük hastalığı akne yani sivilcelerdir.

Ergenlik-Delikanlılık döneminde başlangıçta çekingenlik, kendine güvensizlik sonrasındaki uzamış gençlik döneminde ise sosyal duyarlılık, sorumluluk üstlenme, dayanışma duygusu olan ve toplumsal faaliyetlere katılan bireyler olurlar.

Konuşmasının son bölümünde çocuklarda sosyalleşme ve disiplin sorunu konularına değinen Ünal ebeveynlere şu tavsiyelerde bulundu: “Çocuğunuzun patronu olmak yerine iyi ebeveyn olun. Genelde olumlu bir dil kullanın. İletişiminizde açık ve anlaşılır olun. Açıklama yapan. Hayır demeden önce düşünün. Beklentileriniz çocuğa uygun olsun ve ona güvenin. Tutarlı olun. Vereceğiniz cezaların öğretici olması gerekir. Onu sevdiğinizi ve yanında olacağınızı göstermelisiniz.

Büyük bir ilgiyle dinlenen seminer Arif Ünal`ın, `Çocuğumu yeniden yetiştirebilmem mümkün olsaydı` adlı şiiri okumasının ardından karşılıklı soru-cevap ve dinleyicilerin konuyla ilgili anılarının paylaşımıyla sona erdi.

Ünsal Gür/ ESSEN

Grafikartplus Ajans

Diğer haberler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu