“Annem ölüme terkedildi yardım edin”

Almanya`nn Mülheim a.d. Ruhr kentinde yaşayan Adalet Demircan parkinson hastası annesini yaşatmak için aylardır Alman sağlık kasasına karşı hukuk mücadelesi veriyor.

Adalet Demircan’ın 67 yaşındaki annesi Fatma Yumşak yaklaşık 10 yıldan beri parkinson hastası. Bunun yanısıra yüksek tansiyon ve şeker hastalıkları da mevcut.

BAKICILAR YANLIŞ YÖNTEM UYGULADI

Hastalıklarından dolayı kullanması gereken ilaçları olan Fatma Yumsak’a ilaçlarını bakıcılarının yanlış yöntemle vediğini ve bunun annesinin durumunu kötüleştirdiğini iddia eden Adalet Demircan şunları söyledi:  “2019 aralık ayından beri annemin durumu kötüye gidiyor. Bakıcılar annemin ezilmeden verilmesi gereken ilaçlarını ezerek verdiler. Annemin durumu giderek kötüleşti ve yatalak duruma geldi. Kendi başına yutkunamıyor bile. O yüzden sürekli boğazının uzman kişi tarafından ciğerlere kadar temizlenmesi gerekiyor, yoksa boğulma tehlikesi var.

Sağlık sigortasına sık sık boğazının temizlenmesi ve yoğun bakım hizmeti verilmesi için başvurduk. Çünkü annem oksijene ihtiyacı olan ağır solunum hastası, nefessiz kalıyor. Ancak sigorta 3 kere başvurumuzu reddetti.

Sigortaların önerisi, annemi bakım evine yerleştirmemdi. Ben kendi başıma boğazını temizliyemiyorum, bu yüzden sürekli ambulansla acil servise taşınmak zorunda kalıyor. Ben onun varisi olarak diyorum ki, bakımevlerinde de 24 saat bakım yok, annem orada da boğulma tehlikesiyle karşıya! Bu yüzden bir avukat tuttum ve hastalık sigortası kurumuna dava açtım, sürekli redle itirazlarla dava süreci işliyor. Bu süreçte,  9 aydan beri neredeyse sürekli hastanede yatan annem kötüleşiyor. Hastane kapılarını yüzümüze kapatıyor, çünkü ya bakımevine ya da hospiz denilen ağır/ölümcül hastaların bakımının yapıldığı yurda yatırmam isteniyor diyen Adalet Demircan şunları anlattı:

4-5 GÜN İLAÇLARI VE YEMEK VERİLMEDİ

Avukatımız da söyledi tedavi edilmesi gerekiyor. Doktor raporları var elimizde. Hastalık kasası doktor raporları tamamlanmadan bilirkişi gelmeden, annemin kararını etkilemek için mahkemeye `biz bu hastanın artık tedavi edilmesini kabul etmiyoruz, tüm haklarını dondurduk. Bu hasta artık palyatif*. Bu hastayı artık Hospiz`e (çok ağır hastaların bakım yapıldığı yer) yatıralım` (dendi). Orada 14 gün yaşayacak, morfinin dozunu artırarak annemi öldürmek istiyorlar. Ya da bir bakımevinde bakımsızlıktan annemi öldürmek istiyorlar. Geçen cumadan beri beni tehdit ediyorlar (hastane) bana annemin adresini dahi vermeyeceklerini annemi bakımevine ya da Hospiz`e yerleştireceklerini söylüyorlar. Ben de annemin varisi olarak bunu kabul etmediğini annemin tedavi edilmesini istediğimi söylüyorum. Annemi tedavi etmiyorlar, ölüme terkettiler, ilaçları verilmiyor. 4- 5 gün boyunca yemek verilmedi. Zaten normal beslenemiyor midesindeki hortum yoluyla besleniyor onu da yapmadılar. İlaçları verilmedi. Size soruyorum bir insana 4- 5 gün yemek verilmez ilaçları verilmezse nasıl daha sağlıklı olabilir. Eve fizyoterapist geliyor, anneme spor yaptırılıyor, yatakta çevriliyor, ergoterapist logoterapist geliyor yutkunması için yardım ediliyor. Ama bunların hiçbirini sigorta karşılamadığı için hastane 9 aydır yapmıyor.

ANNEM ELİMİZDE ÖLÜYOR

Annem elimizde ölüyor yardım edin Türk devletinden yardım istiyorum ne olur sesimizi duyun. Sigortayı mahkemeye verdik Buradan herkese sesleniyorum lütfen annem gibi sonlanmayın sigorta annemin haklarını vermiyor. Mahkemeyi hızlandırmak için süreç başlattık çünkü 9 aydır zaman geçiyor annem sürünüyor. Devamlı tükürüğünün çekilmesi lazım. Sigorta (uzman bakım personeli gelmesini) onaylamadığı için ben yapıyorum. Ben ancak boğazından çekiyorum ciğerlerine kadar gidemiyorum. Annem nefessiz kalıyor dudakları morarıyor elimizde bayılıyor. Ambulans çağırıyoruz, yapamıyorlar evde, ciğerlerine su çekilmesi gerekiyor. Hastaneye getiriyorlar.

ANNEMİ ÖLÜME HAZIRLIYORLAR

Yaklaşık 9 aydır hastanede bakmıyorlar artık. Hastanede poposunun üzerinde yumruk büyüklüğünde yara açıldı kemiğe dayandı. Lütfen yardım edin. Sayın cumhurbaşkanım lütfen yardım edin biz de Türk vatandaşıyız, müslümanız annem kimsesizlikten ölecek. Annemin başına papazı diktiler, ölüme hazırlıyorlar. Annem tedavi olmak yaşamak istiyor. Yalvarırım duyun sesimizi. Ben pazar günü hastaneye geldim annemi ziyarete. Pazar günleri nöbetçi doktor olur, başhekim olmaz hastanede. Hemşire odaya geldi ve bana başhekimin benimle görüşmek istediğini söyledi. Ben de istemiyorum dedim, polise  şikayet ettim cuma günü burayi. ben size son sözümü söyledim annemin tedavi edilmesini istiyorum dedim. `Hayır sen burada kalıp annenin kağıtlarını imzalayacaksın ya güzelikle kalırsın ya da seni odaya kilitleyecegiz sen imzalayacaksın. Başhekim yolda.` dedi. Almanya gibi bir ülkede yaşadığım sorunlara bakar mısınız, benden annemin bakımevi ya da Hospiz`e yerleştirilmesi için imza istiyorlar. Oysa kanunen o büyük yara ile bunu yapamazlar tedavi olması gerekiyor. Hastane 3 tane bakıcı buluyor onlara ne yapılması gerektigini söylemiyorlar. Annem ya hastanede tedavi olsun. Ya da eve bakıcı gelsin bana yardımcı olsun. Ben bu işleri kendim yapamıyorum. Annem öldürülüyor, ölüme terkediliyor.”

*Palyatif: Hasta hastalığı için tedavi görmekteyse, palyatif bakımından beklenen tek şey sıkıntı veren belirtilerin ortadan kaldırılmasıdır; eğer söz konusu hasta için bu belirtilere sebep olan hastalığın tedavisinin artık mümkün olmadığı biliniyorsa, palyatif bakım ekibinden beklenen tek şey yine aynı şekilde belirtilerin ortadan kaldırılmasıdır. Eğer bir testin sonuçları tedavi biçimini etkilemeyecekse, o test yapılmamalıdır; bu tıpta çok iyi bilinen bir ilkedir. (Kaynak: kanser.gov.tr)

Muhabirce/Mülheim a.d. Ruhr