2021’de kurtulmayı deneyin
Yeni yılın ilk günü bitmek üzere, kumsaati akmaya başladı… İçimde bir sevinç ya da heyecan yok; daha çok, korku, endişe ve huzursuzluk, bunları bastırmak için de „neyse boşver kader/kısmet neyse odur“ diye bir rahatlama cümlem var.
Herkese neşe sağlık mutluluk…vs gibi klasik yeni yıl kutlama cümleleri beni kesmiyor artık. 2019 ortalarından (corona dünyayı o zamanlardan ele geçirmeye başlamıştı, yaygaranın koptuğu aralık ayı sadece okun yaydan çıktığı bir tarih idi!) şu günlere kadar çok stresli bir yıl oldu benim için de. Biraz kendimin biraz sevdiklerimin corona değil ama başka türlü sağlık sorunları yaşadığımız bir yıl geride kaldı. Bu arada coronaya yakalanan yakınlarım kaybettiklerim oldu. 2020 ile sürecin bitmesini umuyoruz, inşallah biter ancak şimdilik öyle görünmüyor, bu stres bu baskı biraz daha sürecek. Dilerim „biraz daha“dır….
2020 yılı vesilesiyle beni/bizi en mutlu eden şeyin sağlık olduğunu bir kez daha anladım. (Her başım ağrıdığında düşünürüm, sağlığımın en değerlim olduğunu)
2021’e 5 kala herkes birbirine güzel dileklerde bulunurken ben de 2021’in ilk gününde şöyle bir değerlendirme yapılmasını istiyorum: Yalnız olacağınız bir odaya gidin ve kısa bir süre „ayna“nıza bakıp kendinizle, Ayşe, Hülya, Nalan, Beril, Nilay, Hasan, Hüseyin, Emre, Engincan, Onur, Berke „ne kadar bencilsin, ne kadar ukalasın, ne kadar saygısızsın, ne kadar vicdansızsın, ne kadar sahtekarsın, ne kadar riyakarsın, ne kadar yalancısın veya “ne kadar iyi kalplisin, ne kadar dürüstsün, ne kadar diğerkâmsın, ne kadar hoşgörülüsün, ne kadar iyi niyetlisin” gibi kısa yargı cümleleriyle konuşun ve yanıtlarınızı dinleyin.
Mesela şöyle bir sorgulama sohbeti edin kendinizle:
-Hülya ne kadar ukalasın, niye böylesin? -Öyle miyim? –Evet, öylesin.
-Yok canım, aslında çok alçakgönüllüyümdür ben!
-Hadi hadi saklama, var bir ukalalık kabul et, niye böylesin onu söyle?
–Bilmem!
–E o zaman bil, öylesin işte! İnsanlara tepeden bakıyorsun, farkında değil misin? Biraz duygudaşlık kur, her şeyi hep sen mi biliyorsun, çok bilmiş misin sen?
-Değilim…de.. ehmm.. bir düşüneyim o zaman bunu, madem öyle diyorsun….
++++++++
-Hasan, çok hoyratsın, öfkelisin farkında mısın, sanki kimseyi/hiçbir şeyi sevmiyor gibisin, neden?
-Yo seviyorum ben herkesi/her şeyi! – Kimi mesela ya da neyi?
-Annemi seviyorum! – Sürekli terslediğin anneni mi? –Ama kızdırıyor beni!
-Geçen gün buzdolabının kapağını öyle bir çarptın ki, içindekiler darmadağın oldu, dolapla niye savaştın?
-Kapak açılmıyordu! – Bu çok kaçamak bir yanıt, farkında mısın, çabuk öfkeleniyorsun, hep gerginsin. Çözmek ister misin bunu?
-Ya bilmiyorum ne bileyim hayat şartları vs vs..
– Bırak şimdi, çöz şu dengesizliği, kabul et ve çöz, istersen yardım alabilirsin!
Ve kendinizle sohbet sonrasında, hazır yeni bir döneme başlıyorken, kendinizdeki olumlu olumsuz özelliklerin, muhasebesini yapın. Her şeyin fazlası zarar. Örneğin çok iyi niyetliyseniz, bu da aslında olumsuz bir özellik, çünkü zarar verebilir.
Hastalığın-ölümün kol gezdiği şu süreçte, kum saati yeniden akmaya başlamışken, kendinizi sorgulayıp, olumsuz, kendinize ve cevrenize zarar veren/rahatsız eden özelliklerinizden kurtulmaya karar verip, kendinizden memnun kaldığınız bir „samimi iç sohbet“ sonrasındaki size, kendime,
sağlıklı huzurlu yeni bir süreç diliyorum!
Not: Metinde geçen isimler hayali kahramanların isimleridir gerçek kişilerle alakası yoktur
Muhabirce/ DÜSSELDORF