15 Temmuz korkunç bir terör eylemidir
Gelsenkirchen Şehir Tarihi Enstitüsü'nün organize ettiği "15 Temmuz Darbesi'nin arka planı ve etkileri" konulu bir toplantı çerçevesinde, gazeteci İsmail Saymaz, Gelsenkirchen kentinde 15 Temmuz Darbe Teşebbüsü'nü anlattı.
Wissenschaftspark'ta düzenlenen toplantıyı Şehir Tarihi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Stefan Goch sundu. İsmail Saymaz'ın anlattıkları Alman davetliler için mütercim/tercüman Bora Şahin tarafından ardıl tercüme ile Almancaya çevrildi. İsmail Saymaz, Türkiye'de 15 Temmuz gecesi gerçekleştirilen darbe teşebbüsünü ve devlet içinde örgütlenen Fethullah Gülen yapılanmasını kimi zaman mizahi bir üslupla 2,5 saat boyunca, Alman- Türk karışık dinleyicilerine anlattı.
Saymaz'ı dinlemeye gelenler arasında Gelsenkirchen Anakent Belediye Başkanı Frank Baranowski, SPD Eyalet Milletvekili Heike Gebhard gibi isimler de bulunuyordu.
Gelsenkirchen Şehir Enstitü çalışanlarından Mehmet Ayaş, Alman kamuoyundaki 15 Temmuz Darbe Teşebbüsü ve Fethullah Gülen yapılanması ile ilgili kafa karışıklığını gidermek ve kamuoyunu olan bitenle ilgili bilgilendirmek için bu toplantıyı organize ettiklerini ifade etti.
Kürt sorunu parlamentoda çözülmeli
Sade ve akıcı bir dille darbe sürecini anlatan İsmail Saymaz, Fethullah Gülen'in ordu – polis-yargı-eğitim gibi devlet kurumlarındaki yapılanma sürecine, AKP- Gülen ilişkisine değindi. Dinleyenlerin Kürt sorunuyla ilgili sorularına "Ortadoğu gibi bir barut fıçısının ortasında ancak laik ve demokratik bir cumhuriyetle Kürt sorunu çözülür. HDP mecliste olmalıydı ancak bu olmadı. Kürt sorunu silahla şiddetle çözülecek bir problem değildir, demokratik yolla parlamentoda çözüm aranmalıdır ve PKK derhal silahları bırakmalıdır" şeklinde yanıt veren Saymaz, iyimser olduğunu da sözlerine ekledi.
Avrupa'dan İslamcı harekete destek
1800 lerdeki Dreyfus davasını bile yaklaşık 130 yıldır gündeme tutan Avrupa Ergenekon gibi tarihin en büyük sahtecilik davasını bir demokrasi başarısı saydı. Türkiye'deki eski rejimin tasfiyesi ve sözde yenisinin inşası sürecine en büyük siyasi ve psikolojik destek Avrupa'dan geldi. Bu sözlerle Saymaz, bugünün kısa tarihini özetlerken, Ergenekon ve Balyoz davalarında Avrupa ve Almanya'nın suskunluğuna da gönderme yaptı.
Türkiye dağılan Osmanlıdan arta kalan bir Müslüman ülke olarak (Ortadoğu ve Asyadaki'lerden) diğerlerinden ayrılmıştır. Maalesef Türkiye'nin Laik oluş ve demokratik cumhuriyet iddiası daha kuruluş gününden beri onu düşman ilan eden İslamcı hareketler tarafından Türkiye'nin geri kalmışlığının bir sebebi olarak yansıtılmak istendi ve bu, Türkiye liberalleri ve Avrupa tarafından kabul edildi. Türkiye'deki İslamcılık hareketleri, Gülen hareketinin de AKP'nin de iddiasının ve tezinin bütün gücü ve refaransı maalesef Avrupa'dan alındı. Avrupa Türkiye'nin kuruluş sözleşmesini kurucu sözleşmesini geri bırakılmanın sebebi saydı ve 90 yıl sonra bugün biz bu aşamaya geldik.
15 Temmuz Erdoğan nefretine dayanıyor
15 Temmuz Türkiye'de Tayyip Erdoğan nefretini örgütleyen bir darbe teşebbüsüdür. Atatürkçü bir görünüm verilmek istenmiştir. Dabeyi yapan komitenin adı Yurtta Sulh komitesidir. Bu Atatürk'ün Yurtta sulh cihanda sulh sözünden alınmıştır. Aynı zamanda darbe metninde Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'nde yer alan ve Türkiye'de yaklaşık 80 yıldır hiç kullanılmayan kelimeler vardı. Bu da göstermektedir ki, darbenin merkezinde yer alan kuvvet aslında TSK içindeki Tayyip Erdoğan karşıtlığını hareket geçirerek darbeyi başarmak istemekteydi.
Fakat darbenin arkasında Gülen yapılanmasının olduğu duyulduğu ve hissedildiği andan sonra o darbe çökmüş oldu. Darbenin yaratmak istediği toplumsal taban çökmüş ve sahneden çekilmiş oldu. Darbe muhatapsız kaldı.Kalkıştığı gece başarı imkanı ortadan kalktı.
Bu darbe diğerlerinde çok farklı
Türkiye Almanya'ya göre darbeler cenneti sayılır diyen Saymaz esprili bi şekilde "Sizin demokrasi deneyiminiz kadar bizim darbe deneyimimiz var, size göre konuyu çok daha iyi biliyoruz" sözleriyle 15 Temmuz darbe teşebbüsü'nü Türkiye'deki diğer darbelerden ayıran özellikleri anlattı.
15 Temmuz sivil tasarımlı bir darbedir
12 Eylül dahil, Türkiye'deki hiçbir darbe, geldiği gün böyle bir terör eylemine kalkışmamıştır. Hiçbir darbede meclis vurulmamıştır. Polis birimleri, askerin kendi birimleri istihbarat birimleri vurulmamışır. Tankların üzerine yürüyen sivil halak ateş açılmamıştır. 250 kişi birden bir gecede öldürülmemiş binlerce insan yaralanmamıştır. Türkiye meydanlarının üzerinde savaş uçakları alçak mesafelerde uçurulmamıştır. Bu nedenle 15 Temmuz Darbe Girişimi korkunç bir terör eylemidir. 15 Temmuz'un bir farkı daha vardır. Önceki darbelerin ve darbe teşebbüslerinin tamamını askerler, 15 Temmuz'u siviller tasarlamıştır. Siviller tasarlamış askerler tarafından icra edilmiştir. 15 Temmuz'un siviller tarafından tasarlanmış olması dolayısıyla bu darbenin dış bağalntılı olması da kuvvetle muhtemeldir" Sözleriyle de İsmail Saymaz darbecilerin Gülen bağlantısına vurgu yaptı.
Zekeriya Öz'ü verin
Ergenekon ve Balyoz sahteciliğinin mimarlarından, hakkında yakalama kararı çıkarılan eski savcı Zekeriya Öz'e de değinen İsmail Saymaz, "Zekeriya Öz Almanya'da yaşıyor bildiğimiz kadarıyla, Almanya devleti bu çeteciyi derhal Türkiye'ye iade etmelidir. Zekeriya Öz Türkiye'de demokrasi karşıtı ve demokrasi düşmanı bir figürdür ve Türkiye'de yargılanması gerekir" dedi.
Eğitime çöreklenen yapı
Avrupalılar Gülen Cemaatini anlamakta zorlanıyor. Ancak Türkler de zorlanıyor sözleriyle, kafa karışıklıklarına açıklık getirmek isteyen Saymaz "40 yıllık bir dini hareketten söz ediyoruz. Gülen, hareketini 68-69 yılında kurmuştur. Türkiye'deki İslami akımlar arasında en milliyetçi olmasıyla bilinir. Kendi şeyhi Saidi Nursi'nin Kürt olmasından bile rahatsız olmuştur. Örgütlenme tekniği diğerlerinden farklıdır. Eğitim kurumlarıyla bilhassa yargıya güvenlik kadrolarına ve bürokrasiye eleman yetiştirmek üzere pozisyon almıştır" diyerek Fetullahçı yapıyı diğer İslamcı akımlardan ayıran özellikleri anlattı.
Sonuç
Kısa ve sade cümleleriyle hem çevirmenin işini kolaylaştıran hem de konuya hakim olmayan Almanların anlaması için anlatımını sade tutan İsmail Saymaz konferansı başarılıydı. 2.5 saati aşkın Saymaz'ıdinleyenler, toplantıdan ayrılırken memnuniyetlerini dile getirdi. Alman konuklar ise konuyu iyi bilmediklerini pek çok noktayı Saymaz'ın gayet net açıkladığını ifade ettiler.
Haber- Yorum Hülya Sancak/ Gelsenkirchen