Ali YAğızHaberlerYazarlar

Dr. Ali Söylemezoğlu’nun ardından

Almanya’nın Duisburg şehrinde mütercim olarak çalışan Dr. Ali Söylemezoğlu’nu seksenli yıllarda gıyabında tanırdım. Kendisiye ilk defa 1999 yılında bir toplantıda tanıştık. Sonraki yıllarda Almanya’daki Türk toplumunu ilgilendiren (özellikle Ermeni soykırımı iddialarının konu edildiği) çeşitli toplantılarda beraber olduk. 2014 yılında Dialog für Frieden e.V /Barış İçin Diyalog Derneği’nin kuruluşunda da beraberdik.

Zaman içinde tanışıklığımız dostluğa dönüştü. Ben kendisine ‘ağabey/abi’ diye hitap ederken, onun bana hitabı her zaman ‘değerli adaşım’ olurdu. Aramızda 14 yaş vardı ama her yazışmada ve konuşmada nezaketi elden bırakmaz; vedalaşma cümlesi ‘saygılarımla’ biterdi. Tam bir İstanbul beyefendisiydi. Enaniyet, gurur, kibir ona uğramamıştı âdeta. Derdi bir şey olmak değildi çünkü derdi, bir şeyler yapmaktı. Diasporada yaşayan insanımızın dertlerini kendisine dert edinenlerdendi. Kendisine ayıracak bir dakikası dahi yoktu. Ya okur, ya yazar ya da anlatırdı. Kısa biyografisini aşağıya aldığım Şahin Ali Söylemezoğlu hakkında anlatılacak çok şey var ancak bir iki konuyu kısaca ilgi ve bilgilerinize arz etmek isterim:
ERMENİ MESELESİ
Ali Söylemezoğlu’nun birçok konuda bilgi ve birikimi vardı. Özelikle de tarihten bugüne Türk-Alman ilişkileri ve sözde Ermeni Soykırım İddialarıyla ilgili geniş birikime sahipti. Başlangıçta, 1980’li yıllarda kendisi de Ermeni soykırım iddialarına destek veren yazılar yazmıştı. Ama bir dostunun; “Bu konu bildiğin gibi değil, araştırmanı öneririm” tavsiyesine uyarak konuyu derinlemesine araştırmış ve netice itibariyle, sadece dış kaynaklı belgelere dayanarak Almanca kaleme aldığı “Die andere Seite der Medaille” (Madayonun Diğer Yüzü) adlı kitabı 2005 yılında baskıdan çıkmıştı. Daha sonra “Was geschah 1915 in Anatolien?” (1915’te Anadolu’da Ne Oldu?) isimli kitapçığı yayımlandı.
Bu konunun geniş kitlelere ulaşması adına ağırlıklı olarak Almanya’da konferanslar verdi ki, bu konferansların bir kısmına bizzat refakat ettim. Bunun yanında
çeşitli Ermeni ve Alman derneklerinin, kurum ve kuruluşlarının soykırım iddialarını desteklemek amaçlı tertipledikleri toplantılara katılarak itirazlarımızı dile getirdik. An geldi kavga ettik, an geldi ‘Sarı Gelin’ türküsünü onlar Ermenice, biz Türkçe okurken; nakarat kısmını beraberce söyledik. Amaç; kulaktan dolma bilgilerle ve ön yargıyla bir konuyu savunmak yerine; bilgi ve belgelere dayalı gerçeklerin olduğu gibi ortaya konulmasına katkı sunmaktı. Adil olmak; haklının hakkını hak sahibine vermekti…
SÖYLEMEZOĞLU ADI NEREDEN GELİYOR?
Dr. Şahin Ali Söylemezoğlu aslen Erzurum’un Karayazı ilçesine bağlı Söylemez köyünden Osmanlı döneminde İstanbul’a göçen bir ailenin çocuğu; babası mimar Profesör Hamit Kemali Söylemezoğlu, annesi Harika Söylemezoğlu cumhuriyet döneminin ilk kadın mimarlarındandır. Söylemezoğlu ailesi Osmanlı döneminde bilinen ve tanınan bir aile. Soyadını Erzurum Karayazı’nın ‘Söylemez Köyü’nden alıyor.
Ali Söylemezoğlu’nun amcası Osmanlı devletinin son
Moskova Büyükelçisi. Aile, sarayla irtibatlı olduğu kadar cumhuriyet dönemi münevverleriyle de irtibatlı…
Kendisi Erzurumlu olmasına rağmen Ali ağabey Erzurum’a hiç gitmemişti ama her defasında özlemle bahsederdi. Hatta bir ara öldükten sonra Söylemez köyüne defnedilmesini de vasiyet etmişti ama yakın tarihte 102 yaşında vefat eden annesinden sonra vasiyetini değiştirdi ve tercihini
İstanbul-Edirnekapı Şehitliğindeki aile mezarlığına yaptı.
Çok bahsettiği ama hiç görmediği Erzurum’a ve hatta Söylemez köyüne beraberce gitme arzusu hep gündemdeydi. Nihayet 2015 yılında dönemin Erzurum Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Hikmek Koçak hocamızın himayesinde, öğretim görevlileri ve öğrencilere yönelik Ermeni soykırım iddialarının konu edildiği -üniversitece tertiplenen- bir panele konuşmacı olarak katılmamız vesilesiyle Erzurum’u görmüş oldu. Bir sonraki ziyaretimizde Söylemez köyüne gidecektik ama nasip olmadı…
DR. ŞAHİN ALİ SÖYLEMEZOĞLU KÜTÜPHANESİ
 Dr. Ali Söylemezoğlu'nun ardından Herhangi bir konuda söz söylemek, yorum yapmak, menfi ya da müspet anlamda görüş serdetmek kendiliğinden olmuyor. Öncelikle bilgi ve birikiminizin olması gerekiyor. Söz konusu bilgiye ulaşamanın yolu ise; gezmek, dinlemek ve özelikle de okumak olmalı. Dr. Ali Söylemezoğlu da bunu yapıyordu. Kendisini yenilemek için sürekli okurdu. Sağlığının bozulması sonrası çalışmalarını sonlandırması, bürosunu da kapatması gerekiyordu. Yiğınla tarihi belge ve kitaplar söz konusuydu. İlgi alanı eğitim olan Duisburg Türk Eğitim Merkezi bu konuda önemli bir karara imza atarak dernek bünyesinde Dr. Ali Söylemezoğlu adına bir kütüphane oluşturdu. Ali Söylemezoğlu tarafından bağışlanan kitaplardan oluşan kütüphane özellikle gençlerin istifadesine açıktır.
SON SÖZ
Dr. Ali Söylemezoğlu ile olan ilişkilerimize dostluk penceresinden bakınca, dostun dostla olan irtibatı da kendini gösterir. Bu bağlamda hem kendisiyle ve hem de ailesiyle sürekli irtibatta olmaya çalıştım. Ali ağabeyle en son 17 Ekim 2023’te İstanbul’da bir araya geldik ama 2024’te planladığım ziyarete birkaç gün kala vefat haberi geldi. Yolculuğumuzu ertelemedik; vardık, cenaze namazını eda edip, vasiyeti üzerine naaşını Edirnekapı mezarlığına defnettik.
Almanya’daki insanımıza ve devletine karşı sosyal sorumluluk gereği mütemadiyen çalışıp, çabaladığına şahitlik edenlerdenim. Devletine ve milletine karşı en ufak bir tehdit ve tehlike onu çok üzer, en ufak pozitif bir gelişme ise çok sevindirirdi.
Hülasa toplumumuz önemli bir ismi daha kaybetti. Onun yokluğu, zaman geçtikçe çok daha fazla hissedilecektir. Allah taksiratını affetsin, mekânı cennet olsun.
BİYOGRAFİ: Dr. Şahin Ali Söylemezoğlu
Erzurumlu bir ailenin çocuğu olarak 1945’te İstanbul’da doğdu. İlkokulu İstanbul’da okudu. Orta ve Lise eğimini İstanbul Alman Lisesi’nde aldı. 1965’te Alman devletinin verdiği bir bursla Almanya’ya geldi. Münih Üniversitesinde iktisat okudu. 1970’te ilk evliliğini yaptı. 1975’te aynı üniversitede doktora eğitimini tamamladı. Aynı yıl bir oğlu dünyaya geldi.
Gençlik yıllarında öğrenci hareketlerine aktif olarak katıldı. Sol çizgideki siyasi hareketlerde yer aldı. 1978 yılına kadar Münih Üniversitesinde asistanlık yaptı. Türkiye Komünist Partisine üye olmasından dolayı -profesörülük payesini beklerken- üniversiteden atıldı. Akabinde Frankfurt, Wiesbaden ve Mainz Yüksek Okullarında dersler verdi. 1980 yılından itibaren hayatını yeminli mütercim olarak kazandı.
1985’te Duisburg’ta Türkiye Postası gazetesinin yayın kurulunda yer aldı, başyazarlığını üstlendi.
İkinci evliliğini 1991’de yaptı, 2001’de 2. çocuğu dünyaya geldi.
Turgut Özal’ın cumhurbaşkanlığı döneminde (12 Nisan 1991) 141, 142 ve 163. maddeler kaldırıldıktan sonra Türkiye’ye gidebildi. Turgut Özal’ın fikirlerinden etkilendi; milli ve manevi değerleri önceleyen dünya görüşünü benimsemeye başladı.
1990’lı yıllarda sözde Ermeni Soykırım İddialarıyla ilgilendi ve 2005 yılında tamamen yabancı belgelere dayalı soykırım iddialarını çürüten Almanca (Die andere Seite der Medaille) bir kitap yayımladı. Bu amaçla Duisburg’da önce Türk – Alman Eğitim Derneği ve 2014’te de Barış İçin Diyalog Derneğinin (Dialog für Frieden e.V) kurucu başkanlığına getirildi. Almanya’nın çeşitli şehirlerinde Ermeni meselesi ile ilgili konferanslar verdi.
Çeşitli d
ergi ve gazetelerde Türkiye-Ermenistan, Türkiye-Almanya tarihi ile ilgili yazıları yayınlanan Dr. Şahin Ali Söylemezoğlu 2022 yılına kadar hayatını Almanya’nın Duisburg şehrinde sürdürdü.
2022’de sağlık sorunları nedeniyle çalışmalarına ara vermek zorunda kaldı ve aynı yılın son çeyreğinde Türkiye’ye döndü.
2 Ağustos 2024 tarihinde İstanbul’da vefat eden Söylemezoğlu, 6 Ağustos 2024’te vasiyeti üzerine Edirnekapı mezarlığına defnedildi.
Ali Yağız/ İSTANBUL

 

Grafikartplus Ajans
Başa dön tuşu