Hülya SancakYazarlar

Kim kazansın?

Seçim 2023'e saatler kala

 

 

DÜSSELDORF- Türkiye’de 2023 parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerine saatler kaldı. 21 yıldır Türkiyeyi yöneten AKP ve 21 yıldır ana muhalefet görevini sürdüren CHP yarışıyor. Diğer partileri saymıyorum çünkü ittifaklar söz konusu ve bu ülkenin kaderini belirleyen bu iki parti olacak.

Seçim sürecinin son günlerinde gerilim iyice arttı. Benim bildiğim kadarıyla Türkiye, en gergin en çirkin seçim sürecini yaşıyor. Hatta bu çirkin gerginlik ülke dışına taştı ve iddialara göre Almanya’da 2 kişinin hayatına mal oldu, 1 kişi de katil oldu ve hayatının önemli bir kısmını hapiste geçirecek… Çok yazık!

SAHADA KILIÇDAROĞLU

Kısa süre önce Türkiye’deydim, çok kısa sürede Ankara, İstanbul, Kocaeli gibi il merkezlerini ve civarlarını dolaştım. Gözlemlediğim kadarıyla seçimi CHP/Kılıçdaroğlu kazanırsa, bu tamamen kendi bireysel başarısı ile olacak. Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş elbette büyük destek oldu, iyi oldu onları yadsımıyorum, yok saymıyorum, onların varlığı Kılıçdaroğlu’nu daha güçlü kıldı. Ama benim dikkat çekmek istediğim şu: CHP örgütlenemiyor, örgütü çalışmıyor ya da yeterli değil bu çalışma, kesinlikle yeterli değil.

Türkiye Cumhuriyeti 13. Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemel Kılıçdaroğlı Anitkabir ziyaretinde 13 Mayıs 2023
Türkiye Cumhuriyeti 13. Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemel Kılıçdaroğlı Anitkabir ziyaretinde 13 Mayıs 2023

Gittiğim yerlerde sahada gördüğüm AKP. Duyduğum, AKP’lilerin her ne kadar artık motivasyonları düşse de, CHP’den katbekat daha fazla çalıştıkları, sahada daha görünür oldukları. (Millet ittifakının bileşenlerinin sahada “yokluğu” anlatmaya bile değmez.) İyi Parti ve MHP de saha da yok… O yüzden yazımın başında seçim AKP ve CHP arasında dedim. Seçimi CHP kazanırsa yapacaği ilk iş bu örgütlenme konusunu ele almak ve örgütünü yenilemek zorunda.

ALMANYA’DA NASIL?

Ben Almanya’da yaşıyorum (Almanya’ya sonradan gelenlerdenim), Örgütlenmede AKP’yi örnek vermek yerine  Almanya’dan örnek vermek, Almanya’daki sisyasetten ders alın demek isterdim ama maalesef tam da bu noktada “burasi Türkiye” klasik söylemi devreye giriyor. Neden?

Çünkü Almanya’yı örnek vermek için siyasi eğitim ve gelenekle başlamak gerek. Burada çocukluktan başlıyor siyasi evrilme. Eğitimle, okullarda gençlik örgütleriyle, köy kasaba il ilçe teşkilatlarıyla, sokaklarda çalışarak. Burada siyasete tepeden inme torpille gelen giden yok mu, var (ömrü uzun olmuyor), ama istisnanin istisnası. Burada ülke kaderini belirleyecek siyasi kişilikler sokaklardan geliyor; partinin üyesi olarak her kademesinde çalışıyor, milletvekili adayları, kendi afişlerini asıyor, bölgelerinde kendi tanıtımlarını yapıyor, ilgili dönemde aday olamayan aday için çalışmalara katılıyor, sokaklarda tanıtımını yapıyor. Hak ettiğini düşünen ama partide istediği yere gelemeyen küsüp partiye küfretmiyor, bir süre geri çekiliyor, sonra doğru adımlarla ilerliyor yeniden. Küsüp giden yok mu, parti değiştiren yok mu, var ama onun da istikrarı ve adabı var, Türkiye ile kıyaslanamaz bile. Burada kimse dini siyasete alet etmiyor, dinci örgütlerin elemanları, cahil cühela, parayı bastıran milletvekili adayı olamıyor burada.

LİDER FİGÜRÜ

Cumhuriyet değerleri kazansın
Cumhuriyet değerleri kazansın

Öncelikle yapılması gereken, kibir ve ukalılığı bir kenara bırakmak. Milletvekilliğini rant kapısı, ömür boyu kıyak maaş kapısı olarak görme zihniyetini teorik ve pratik olarak ortadan kaldırmak. Diğer bir öncelikli adım, “lidere itaat”. CHP seçmenine itici gelse de ilk etapta, tüm örgütlenmelerde lidere itaat şarttır, aksi kaos olur. Biat degil, itaat. Almanya’da aslolan parti içi demokrasi ve parti programı tüzüğüdür. Liderler eleştirilir, lidere tapınma yoktur. Programı beğeniyor lideri beğenmiyorsan lider değişir, ama beğenmediğin çok şey varsa o zaman o partide işin yok.

AKP’nin en büyük başarısı biat kültürü! Bu demokrasi kültürü değil. Kayıtsız şartsız biat edilen lider, bir şahsı, parti ve siyasette en üst noktaya taşıdığı gibi aynı kişiyi en alt kademelerde de görevlendirebiliyor, veya tamamen geri çekebiliyor, kimse ses çıkarmıyor. Çünkü biat kültürü var, sorgulama yok, kayıtsız şartsız biat var. Bu demokratik bir uygulama değil. CHP’de ise istediğini alamayan, çalışmıyor! Kimse kusura bakmasın, iktidara geleceksen parti örgütü sokaklarda olacak vatandaşla olacak, kavga etmek için değil, konuşmak anlaşmak için. Almanya’da böyle oluyor.

PLATON’DAN FRİEDRİCH EBERT’E DEMOKRASİ

Demokrasinin demokratlara ihtiyaci var
Demokrasinin demokratlara ihtiyaci var

Demokrasiyi beğenmez Platon, en kötü yönetim biçimlerinden biridir der.  (Platon’u analatamam uzun iş okuyucunun kendisi araştırmalı) Ona göre ülkeyi filozoflar (eğitim düzeyi yüksek zeki insanlar) yönetmelidir. Bence Platon haklı, lideri ilahlaştıran sorgulamayan, sosyo-kültürel eğitim, genel eğitim düzeyi düşük, nefs- irade kontrolünü yapamayan, tamahkar bireylerden demokrat olmaz, demokrasiyi inşa edemez seçimleriyle. Platon’u anlamak zor olabilir, gelelim “Demokrasinin demokratlara ihtiyacı var” diyen Friedrich Ebert’e.

9 çocuklu bir terzinin 7. çocuğu olarak dünyaya gelen ünlü Alman sosyal demokrat ve siyasetçi Friedrich Ebert 1919-1925 yılları arasında Weimar Cumhuriyeti’nin demokratik yöntemle seçilmiş ilk başkanı olarak görev yapar. İlginç yaşam öyküsünü okuyabilirsiniz. Vefat ettiğinde 1925 yılında, 54 yaşındadır.

Ne anlama geliyor peki Ebert’in bugünlere kadar gelen sloganlaşmış “demokrasinin demokratlara ihtiyacı var” sözü?

Demokrasiyi inşa etmek, yaşatmak için için demokrat bireylere ihtiyaç vardır. Yani soyut kavramların somutlaşması için insanla içi doldurulur; Demokrasi demokratlarla vücut bulur. Basitleştirirsek Hasan Efendi’ye anlatır gibi; duvar örmek için duvar ustasına ihtiyaç vardır. Eğer usta olmayanlar duvar örerse o duvar düzgün olmaz, ya da yıkılır. Demokratlık, eğitimle sağlanır, bu bir kültürdür.

100.YILDA CUMHURİYET DEĞERLERİ KAZANSIN

O zaman, Türkiye’de demokratlar var mı, (vardır) neredeler? Parti içi demokrasi kültürü var mı? Kendinize sorabilirsiniz: Ben demokrat mıyım?

Kısaca: Cumhuriyetin 100.yılında yapılacak olan son seçime saatler var. Ülkeyi emperyalist işgalcilerden/monarşiden kurtaran, dönem şartları gereğince demokrasinin ilk tohumlarını atmaya çalışan, mesela demokrasinin olmazsa olmazı seçme seçilme hakkını, kadınlara Batılı ülkelerden çok daha önce verenlerin, kapitülasyonlarla ülkeyi köleleştirenlerden kurtaranların, cumhuriyetin ilk milli yerli fabrikalarını kuranların hatrına, cumhuriyetin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk ve dava arkadaşlarıyla, cumhuriyetin değerleriyle, ilkeleriyle, bayrağıyla, laik, bağımsız bir Türkiye Cumhuriyeti’yle  kavgalı olmayan, problemli olmayan siyasi yapılanma kazansın, hayırlı olsun. Muhabirce/ Hülya Sancak- DÜSSELDORF- Foto AA

Grafikartplus Ajans
Başa dön tuşu