Haberler

“Bir sene çalıştırılıp gönderilsin, yenileri getirilsin!”

Serdar Bozkurt 1962 yılının Nisan ayında Almanya’ya gelen Kayseri`nin Karacaören Köyü’nden 1939 doğumlu Serdar Bozkurt’u göçün önemli tanıkları arasında saymak mümkün.

23 yaşındayken gazetede okuduğu “Almanya için araba tamircisi aranıyor’ haberi  ile başlayan Almanya macerasında 56 yılı geride bırakan Serdar Bozkurt, ilk yıllarda tanıştığı kız arkadaşı Jutta’nın Almanya’da kalmasında önemli bir rolü olduğunu belirtiyor.

YARIM ASIRDIR SPD ÜYESİ

Yaklaşık yarım asırlık SPD üyeliğinden, yaptığı sosyal çalışmalar sonrası elde ettiği ödüllerden, gümüşten altına kadar uzanan madalyalardan haklı olarak gururla bahsetmekte. Küçük bir müze olarak hazırladığı evinin bodrum katını gezdirirken nereden nereye diyerek başladı anlatmaya Serdar Bozkurt:

“İlkokulu Karacaören Köyü’n de,ortaokulu ise Kayseri’de bitirdim.Lise yarıda kalınca askere gitmeden araba motoru tamirciliğini öğrendim. Askerden geldikten sonra gazetelerde Almanya için iki zamanlı motor tamircisi aranıyor ilanını okumam hayatımın akışını değiştirdi.Telefon ettiğimde,başvuranların imtihana tabi tutulacağı bildirilmişti. İmtihan günü Alman İrtibat Bürosu’na gittim. İki kişilik iş için 16 kişi sırada bekliyordu. Kendimi şanslı görmesem de köye dönmemden yaklaşık bir hafta sonra sevindirici haber geldi. İşlemler tamamlandıktan sonra nisan ayının 2`sinde Sirkeci`den trene binip, üç gün, üç gece yolculuk sonrası Almanya ya geldim. İş sözleşmemin bir yıllık olduğunu biliyordum. Eşimi tanıdıktan sonra tüm düşüncelerimi gözden geçirme durumunda kaldım. Baştan beri de kalıcı olduğumu biliyordum. Eğer biri bana 1962 yılında, burada emekli olacağımı, 56.yılımı dolduracağımı söyleseydi, büyük bir olasılıkla güler geçerdim.”

MANNESMANN’A İŞÇİ GETİREN KAFİLEDE YER ALDIM

“Bir sene çalıştırılıp gönderilsin, yenileri getirilsin!” Almanya’daki ilk günlerinden bahsederken; “Geldiğim gibi hemen işe başladım. İş arkadaşlarımla çok iyi anlaştım, beni kabullenmişlerdi. Zamanla önemli konuşmaları anlayamadığımı fark ettim! Hemen dil kursuna yazılıp, mesai saatinden sonra her gün geç vakitlere kadar kurslara katıldığım gibi özel dersler aldım. O günlerde tesadüfen Mannesmann yöneticilerinden birinin arabasını tamir etmişim. Çalışmamı beğenmiş olmalı ki, Mannesman’da çalışmayı önerdi. Mannesmann maceram da böylelikle başlamış oldu. Değişik kurslara, seminerlere katılarak kendimi daha da geliştirdim. Haliyle zamanla işyerinde önemli pozisyonlar elde ettim. Benim için en önemli çalışma, 1968 yılından sonra Mannesmann’a işçi getirmek için giden kafilelerde yer almam oldu. Her sene bir kaç kez İstanbul’a gider, ihtiyacımız olan sayıda vatandaşımızla dönerdik” şeklinde anlattı.

HEİM’LARA GİRİŞ YASAĞI KONULDU

1973 yılına, işçi alımının durdurulduğu güne kadar benzer çalışmaların sürdüğünü ve işçi alımının durdurulmasını anlayamadığını dile getiren Serdar Bozkurt  “O yıllarda demir çelikte işçiye ihtiyaç vardı. Bunu nasıl çözeriz diye araştırmalar yapıyorduk. Bayern eyaletin de yabancılar üzerine tartışmalar oluyor, `bir sene çalıştırılıp gönderilsin, yenileri getirilsin!` deniliyordu. Biz buna prensip olarak karşıydık. Ausburg’a gidip, işçi yurtlarını ziyaret ettim .İş teklifinde bulunduklarım oldu. Önerdiğimiz ücret ve yurtlarda konaklama imkanı sağlanması bir çok arkadaşa tekliflerimiz cazip geldi. Kısa sürede 100 işçi Duisburg’a taşındı. Bu çalışmalarımız devam edince, başta Ausburg olmak üzere bir çok şehirde bana `Heim`lara giriş yasağı konuldu”dedi.

Helmut Schmidt (2002) Kitap tanıtımında WİLLY BRANDT VE HELMUT SCHMİDT’TEN ETKİLENDİM

Duisburg ve çevresinde yarım asırlık SPD üyeliğinin yanı sıra, sosyal çalışmalarıyla da bilinen Serdar Bozkurt “Almanca kurslarına giderken, sonraki yıllarda buradaki siyasi sistemin nasıl çalıştığı anlatıldı. Araştırmalarım sonrası yabancılara yakın olmasından dolayı SPD ‘yi tercih ettim. Willy Brandt’ın ve Helmut Schmidt’in başbakanlık dönemlerinde Türkiye için yaptıkları da siyasi parti tercihimde  önemli rol oynadı. Ben siyasi partilere üye olunup taleplerin sesli olarak haykırılması istiyorum” diyor.

1.KUŞAK FİZİKEN BURADA, RUHEN BAŞKA YERLERDE

Çalışma saatlerini kendisi ayarladığı için sosyal çalışmalara da zaman ayırabilidiğini belirten Bozkurt “Belediyenin komisyonlarında, çalışma kurullarında, partide umumi olarak dışa açık çalışmalarımız oldu. Kiliselerin, camilerin, sendikaların ve işverenlerin katılımı ile çalışma kurulu oluşturmuştuk. Yıllarca önce başlattığımız bu çalışmalara kiliselerin önemli desteği oldu. Çok olumlu verimli işler yaptığımıza inanıyorum. Sağlık komisyonlarında görev aldım. Bir çok arkadaşımız geleceğe maddi olarak hazırlandı. Ben ise sağlık yönünün de  dikkate alınmasını istiyordum. Sokakta dikkat ederseniz birinci kuşaktan birçoğu yolda yürürken başı önde düşünceli, düşünceli yürümekte. Fiziken burada, ruhen kendisini başka yerlerde gezdirmekte. Bir çok insan psikolojik olarak bunalımda. Yapılan tedaviler sonrası, bu hastaların organik değil ruhsal rahatsızlıklarının olduğu ortaya çıkıyordu. Sağlık komisyonunda bu yönde bir çalışma başlattık. Seneler geçmesine rağmen hala takip ediyorum. Buradaki varlığımızı, gücümüzü hafife alınmaması için,siyasi partilerin içinde yer almak gerekiyor” diyerek siyasette etkin olunması gerektiğini vurguluyor.

Muhabirce/İbrahim Ergül- DUISBURG

 

Grafikartplus Ajans

Diğer haberler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu