“Traktör parası kazanmak için gelmedim”
Gazetemizin aralık baskısının “Gurbette Bir Ömür” köşesinin konuğu Kayseri`de 1947 yılında dünyaya gelen Haydar Altun. Altun`un Almanya`ya gitme hayali askerlik öncesi başlar. Askerliği bitirmesinin ardından 1970 yılında, genç yaşta iş bulma kurumuna kaydını yaptırsa da uzun süre beklemesine karşın yanıt alamaz!
Bu gelişmeler sonrası Haydar Altun, eşine bile haber vermeden kaçak yollardan Almanya`ya gitmeye karar verir. Ağbeyinin de yardımıyla maceralı bir yolculuk sonrası Almanya`ya gelmeyi, çalışma ve oturma izni almayı başaran Altun, eşini de kısa süre sonra yanına aldırır.
“Benim traktörüm vardı! Traktör parası için değil, uzun süre kalmak için Almanya`ya geldim” diyen Haydar Altun Kayseri`nin merkeze bağlı Taşan Köyü (Mahallesi)`nden. Üç çocuk babası Haydar ve eşi Aliye Altun hem çalışıp hem de çocuklarının eğitimlerine de önem veririler. Kızlarından biri doktor, diğeri ise avukat olur. Kızlarının başarılarıyla gurur duyduklarını gözlerinden okumak mümkün.
KÖYDE GELECEK GÖREMİYORDUM
Farklı bir Almanya ya geliş hikayesine sahip olan Haydar Altun o günlerden söz ederken “Almanya`ya gitmeyi askere gitmeden önce kafama koymuştum. Ağabeyimin de Almanya`da olması kararımda etkili oldu. Askerden geldikten sonra hemen yazıldım. Uzun süre yanıt alamadım. Bekleyemem deyip yollara düştüm ve Hamburg Limanı‘na gelen yabancı bayraklı bir gemide denizici izni ile karaya çıktım. Gemi görmesem, deniz görmesem de bir şekilde denizden karaya çıktım. Köydeyken kendime ait Ford marka bir traktörüm vardı. Kendimizin köylünün tarlalarını sürerdim. Karın doyurasıya işçilikti yaptığım. Bir gelecek, bir umut göremiyordum. Almanya‘ya gitmeye karar verdim. Kimseye haber vermeden düştüm maceralı yolculuğa. Hani bazıları `Bir traktör parası kazanıp döneceğim` der ya, benimkisi öyle değildi. Kalmak için geldim.”
BİR SÜRE KAÇAK YAŞADIM
Almanya maceranın nasıl sonuçlanacağını bilmediği için kimseye haber vermediğini belirten Haydar Altun “Almanya`ya geleceğimden bir ağabeyimin haberi vardı. Eşime uzaktan otobüse binerken el salladım.Kayseri’de bindiğim otobüs yolculuğu Avusturya da sona erdi. Tesadüfen Avusturya‘ya girebildim. Beş gün filan Avusturya`da kaldım. Ağabeyim geldi, talebelerin bindiği trende kontrol olmadığını öğrenmiş. Sadece talebeler biniyormuş o trene. Kaçak bir şekilde Almanya’ya girdim. Bir süre kaçak yaşadım. Hamburg Limanı‘na gelen yabancı bir gemide çalışıyormuş gibi gösterildim ve denizci olarak verildiğini söylediğim çalışma müsadesi ile karada çalışmaya başladım.”
ALMAN USTABAŞI TÜRKÇE ÖĞRENDİ
Almanya`nın demir çelik devi Krupp`un Rheinhausen tesislerinde işe başladığını belirten Haydar Altun “İşimiz çok ağırdı. Yüksek ısılı fırınlarda 28 sene çalıştım. Arkadaşlarla aram çok iyiydi, dayanışma içindeydik. Almanca problemimiz olurdu. Ustabaşının konuştuklarını anlamazdım. Kendisi çok iyi insandı. Ustabaşı baktı biz Almanca öğrenemiyoruz, o Türkçe öğrenmek zorunda kaldı. Bizimle çat, pat da olsa Türkçe konuşurdu.
Altun “Madenciler gibi `gözümüzün sürmesi` hiç eksik olmazdı. Ayda 230 saata kadar çalışırdım. 1800 DM gibi maaş alırdım. Ödediğim ev kirası ise Krupp şirketine ait olduğu için 73 marktı. Bugün ise emekli maaşımın yarısı ev kirasına gidiyor! Emeklilerin durumu gerçekten düşündürücü. Bir çok arkadaşımız uçak bileti parası ödeyemediği için vatanına gidemiyor. Yıllarca Alman ekenomisine katkı sağlayanların emeklilik dönemleri böyle mi geçmeli?”diye soruyor
Farklı bir emekli profili çizen Haydar Altun düzenli olarak da spor yapıyor ve herkese de spor yapması tavsiyesinde bulunuyor: “Her gün en az 10 km. yürürüm. Ayrıca bisiklete biner, düzenli olarak yüzmeye giderim. Eş dost ziyaretlerinin dışında vakit kaldıkça spor yaparım. Hastalık nedir bilmem. Hap kullanma alışkanlığım yoktur. Senenin 6 ayını memleketim Kayseri`de geçiriyor, emekliliğimin tadını çıkarıyoruz.”
Muhabirce/ İbrahim Ergül- DUISBURG