Haberler

Kılıçdaroğlu: “Halk beni seçti istediğimi yaparım”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,Nazım Hikmet Vakfı ve CHP Köln Derneği'nin organize ettiği Nazım Hikmet'in 114. doğum yılı etkinlikleri dolayısıyla Almanya'ya gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Hülya Sancak/ Essen

Basın mensuplarından önce Yeşiller Eşbaşkanı Cem Özdemir ile kahvaltıda bir araya gelen Kemal Kılıçdaroğlu Cem Özdemir'le mülteciler, Doğu ve Güneydoğu'da yaşananlar, Türkiye ve Almanya'da mültecilerin durumu ve  nükleer santraller/çevre konusunda karşılıklı görüş alışverişinde bulunduklarını söyledi.

Kılıçdaroğlu'nun basın mesnuplarının sorularına verdiği cevaplardan başlıklar

Mülteciler konusunda Türkiye elinden geleni yaptıZeynep Altioklar - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu
Mülteci konusunun parasal boyuta indirgenmesini asla doğru bulmuyoruz diyen Kılıçdaroğlu şöyle devam etti. "Türkiye Cumhuriyeti mülteciler konusunda elinden gelen tüm çabayı göstermiştir. Milyonlarca Suriyeli aylarca Türkiye'de kalmıştır. Avrupa Birliği bu konuda tümüyle sessizliğini korumuştur. Ne zamanki mülteciler Avrupa'ya gelmeye başladı ondan sonra Avrupalılar neden mülteciler Avrupa'ya gelmeye başladı demeye başladılar. Mülteciler daha iyi koşullarda hayatlarini sürdürmek istiyorlar. Türkiye'yi değil Avrupa'yı tercih ediyorlar. Eğer bir kişi ölümü göze almışsa bir uygar ülkeye gitme konusunda, onun önüne duvarlari da örseniz o ölümü göze almışsa o ülkeye gidecektir. Nitekim de gidiyorlar.

Suriye'nin yeniden inşa edilmesi gerek

Akdeniz eğer bugün yüzlerce insanın, geçlerin çocukların ölümüne tanıklık ediyorsa, bu insanların Avrupa'ya gelmek için verdikleri mücadelenin kararlılığını gösteriyor aslında. Mültecilerin Avrupa birliği ülkeleri tarafından Türkiye'ye para verilip, Türkiye'nin bir toplama kampı alanı haline dönüştürülmesini istemek doğru değil ve biz bunu doğru bulmuyoruz. Bizim CHP olarak 1. önceliğimiz, Cenevre ve Viyana görüşmelerinin bir an önce sonuçlanması ve Suriye'deki silahlı çatışmanın sona erdirilmesi ve 2. aşamada da Suriye'ye barışın getirilmesidir. Ondan sonra da 3. aşama bütün mültecilerin kendi ülkelerine dönmelerini sağlamaktır. Asıl paraya bu süreçte ihtiyaç var çünkü Suriye'nin yeniden inşa edilmesi gerekiyor. Avrupa Birliği'nin de Türkiye'nin de diğer dünya ülkelerin de Suriye'ye katkı vermesi gerekiyor.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Selin Sayek BökeTürkiye'nin angajman kuralları bellidir

Türkiye Suriye ile ilgili yeni angajman kurallarını belirlemiştir ve bunu bütün dünyaya ilan etmiştir. Dolayısıyla bizim angajman kurallarımız bellidir. Kendi ülkemizin sınırlarının bir başka ülkenin savaş uçağı tarafından ihlal edilmesini asla doğru bulmuyoruz. Eğr angajman kurallarına uyulmuyorsa ve bunun da gereği yapılması bizim beklentimizdir.

12 Eylül yasaları değişmeli

Bizim düşüncemiz gayet açık ve net ifade edeyim şu: Bir ülkenin rejimini o ülkenin tarihi belirler. Bizim yaklaşık 200 yıllık parlamento deneyimimiz var. Parlamenter sistemimiz şu anda çok iyi çalışıyor mu hayır.  Neden iyi çalışmıyor çünkü 12 Eylül döneminde çıkan yasalar parlamenter sistemin iyi çalışmamasını ana nedenini oluşturuyor. Parlamentoda kurulacak olan uzlaşma komisyonuna biz Türkiye'yi darbe hukukundan arındıma komisyonu diyoruz. Böyle bir komisyon kurulursa parlamenter sisteminin rahat çalışabileceği sorun yaratmayacağı bir zemini bir hukuki altyapıyı hep birlikte oluşturabiliriz. 12 Eylül döneminde çıkan yasaları tamamen değismesi gerekiyor. Özgürlükçü 1.sınıf demokrasi açısından.

12 eylül dabre yasası diyorlar. Bu darbe yasasının basınla ilgili bölümünde şöyle yazar. Basın hürdür sansür edilemez. Yeni anayasa yaptığınızda ne yazacaksınız. Aynı şeyi yazacaksınız.

Parlamenter sistemi çalıştırmayan yasalar

Peki Türkiye'de bugün basın hür mü hayır! Gazeteciler haber yaptı diye hapiste. Bazı gazelere el kondu, gazete yönetimlerine kayyum atandı. o zaman demek ki basın hürdür sansür edilemez  Anayasa maddesi fiilen  çalışmıyor. Çalıştırmayan unsurlar nedir. 12 Mart 12 Eylül döneminde çıkan yasalar. Biz diyoruz ki eğer siz Türkiye’ye  birinci sınıf demokrasi geitirmek istiyorsanız,  buyrun gelin Türkiye'yi darbe hukukundan tümüyle arındıralım. Almanya'da Japonya'da, Amerika'da, Fransa'da İngiltere'de ne varsa demokrasi insan hakları özgürlükler adına ne varsa gelin kendi ülkemizde aynısını gerçekleştirelim. O zaman parlamenter sistem zaten kendiliginden çalışacaktır. Siyasi partiler yasası. Türkiye'de seçimler yapılıyor. Milletvekillerini halk mi seçiyor. Hayır halk seçmiyor. Milletin önüne bir liste konuyor. Deniyor ki bunlara oy vereceksin. Böyle demokrasi mi olur. Biz bunu kabul etmiyoruz. Milletvekilini millet seçer.

Gelin bunun hukuki altyapısını oluşturalım, kendi ülkemize demokrasiyi getirelim diyoruz. Dolayısıyla biz parlamenter sistemden şikayetçi değiliz. Parlamenter sistemi çalıştırmayan yasalardan şikayetçiyiz. O yasaların kalkması lazım.

Selin Sayek Böke ve Eren ErdemHalk seçti diye istediğimi yaparım, yok böyle birşey

Cumhurbaşkanı halk değil yine eskiden olduğu gibi parlamento tarafından seçilebilmeli. Arzu halk tarafından da seçilebilir. Yani bir cumhurbaşkanının halk tarafından veya parlamento tarafından seçilmesi o cumhurbaşkanına anayasayıihlal etme hakkı vermez. Cumhurbaşkanı kim tarafından seçilirse seçilsin anayasa sınırları içinde görev yapmak zorundadır. Halk beni seçti, istediğimi yaparım hayır efendim halk seni seçse de istediğini yapamazsın. Bugün başkanı Amerika'da halk seçiyor. Obama istediğini yapıyormu? Hayır. İngiltere'de kraliçe var. İstediğini yapıyor mu? Hayır. Yarı başkanlık sistemi Fransa'da var istediğini yapıyor mu? Hayır. Almanya'da Alman Cumhurbaşkanı istediğini yapıyor mu , hayı öyle birşey yok. Herkes hukuk kuralları içinde hareket etmek zorundadır. Halk beni seçti ben istediğimi yaparım. Böyle bir kural dünyanın hiçbir tarafında yok.

Seçim neyi çözecek

Sayın Davutoğlu 'bir erken seçimden söz etmek vatana ihanettir' diye bir cümle kullandı. Hangi gerekçeyle kullandı bilmiyorum. Ama Türkiye'nin eğitimden ekonomiye dış politikaya toplumsal uzlaşmaya kadar her alanda dünya kadar sorunu var. Bütün bu sorunlar ortadayken seçim neyi çözecek?

Tek başına bir iktidar var. Parlamentoda istediği yasayı çıkarabilecek bir hükümet var. Bir kişinin egosunu tatmin etmek için sürekli seçim anlayışı olabilir mi. Biraz da insan vatandaşlara acısın. Benim dediğim olacak. oluncaya kadar ben toplumu sürekli seçime götüreceğim. Bu bir yönetici açısından ciddi bir ahlak sorunudur.

Mülteci sorunu Avrupa liderlerinin ezberini bozdu. İşin özeti budur

 

Hülya Sancak/ Essen

Grafikartplus Ajans

Diğer haberler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu