Haberler

Hilmi Yavuz: İnsan kendi anadilinde yazdığında bahtiyar olabilir

Rurh Kitap Fuarı, her sene olduğu gibi bu yıl da edebiyatın ustalarını sevilen, ünlü isimlerini, Almanya`da edebiyat severlerle buluşturuyor. Kelimenin tam anlamıyla dolu dolu bir fuar geçiyor. 

“Kendi anadilim Türkçe kadar başka hicbir dil, bana tat vermiyor” diyor, son derece mikrofonik bir ses, mükemmel bir diksiyon: Hilmi Yavuz; bir dil ustasının kaleminden dökülen ve şiir olan sözcükleri, kendi sesinden dinliyoruz. 

Hilmi Yavuz Essen`de Katakomben Tiyatrosu`nda Elif Yayınevi`nden çıkan Wenn die Zeit kommt/ Sırası gelince isimli şiir kitabından parçalar okuyor. Müzikli bir şiir akşamı, Hilmi Yavuz`un dize aralarına neyiyle Murat Çakmaz, kanunuyla Recep Sever renk kattılar.

Şiir yazmak entelektüel arka plan gerektirir

“İnsan kendi anadilinde yazdığında bahtiyar olabilir, modern şiirde müziğin önemli olduğunu düşünüyorum. Yahya Kemal bunu `deruni ahenk` diye ifade eder. Bizim dilimizin kendi içinde müzikalitesi var. Herhangi bir kelimeyi cümlenin başında ya da sonunda söylediğinizde farklı bir insanlık durumu ve anlam çıkar; şairler dildeki gizli müzikaliteyi ifşa ederler. Hem şair ciddi bir adam, hem şiir ciddi bir iştir. Şiir kelimelerle yazılır, duygularla ve fikirlerle değil. Şiir yazmak bir entelektüel arka plan, medeniyet gerektirir” sözleriyle nasıl şiir yazdığını dili nasıl kullandığını anlatıyor Yavuz.

Biz doğulu ve geleneksel bir toplumuz

“19.yy`dan itibaren biz Batı medeniyetine mensup olduk, ancak ait olmadık. Aidiyet ve mensubiyet farklı şeyler. Şair şunu dememeli, biz Avrupalı-Batılı olduk, Rilke, Rimbaud okuruz, Yunus Emre`den Ahmet Haşim`den bize ne…Biz doğulu geleneksel bir toplumuz Yahya Kemal okuruz ama Shakespeare`den bana ne dememeli” sözleriyle şairin hem Batı`yı hem de Doğu`yu sentezlemesi gerektiğini vurguluyor. “Nedim, Baki, Fuzuli yanında Batı müktesebatından da yararlanıyorum” diyor Hilmi Yavuz.

Şiir aidiyet dilidir

Romanın edebiyat tarihimizdeki yerinin şiire göre çok yeni olduğunu ifade eden Hilmi Yavuz, şiiri aidiyet dili, romanın ise mensubiyet dili olduğunu söylüyor. Şiirin özellikle 19. yy`dan sonra geri plana itildiğini romanların öne çıkarıldığını belirten Hilmi Yavuz, “Şiirin geri plana atılması, aidiyetimizin geri plana atılmasıdır” diyor.

Hilmi Yavuz, daha sonra kitaplarını imzaladı okurlarıyla mini sohbetler yaptı.

Muhabirce/ Essen

 

 

Grafikartplus Ajans

Diğer haberler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu