Türkiye Yeni Yasada Bizi de gör!!!
Türkiye’den yurtdışı göçmenlerine seçme hakkı verildi ya, parti başkanlarının ziyaretleri de sıklaştı.
Biz 1961′ den beri buradaydık. Davet ediyor, bağırıp çağırıyor, yalvarıyorduk. Kimseler duymuyor, bir ziyaret minnete geçiyor, kös kös dinleyip ve ağıza bir parmak bal çalarak çekip gidiyorlardı. Son günlerde bakıyoruz, bizlerden habersiz, davetsiz ziyaretler sıklaştı.
Tamam geldiniz hoş geldiniz.
Tamam da bu gelişlerinizde, biz sizi dinlemeyelim.
SİZ BİZİ DİNLEMELİSİNİZ
Sebebi, biz size bizi dinleyip sorunlarımızı çözme garantinize göre oy vereceğiz. Ucundan kıyısından sorunları aktaralım. Belki son günlerde bahsedilen yasa torbasının içine bunlarda bir iki cümleyle konuverir.
Mavi kart artık Türkiye de, BABALAR gibi TC hüviyeti yerine geçmelidir. Alman vatandaşı olan eski Türk pasaportluların askerlikten yaş sınırı olmaksızın muafiyeti sağlanmalıdır. Yurt dışından borçlanarak emekli olanlar da ihtiyaçları olduğunda ek işlerde çalışabilmelidir.Otomobiliyle Türkiyeye gidenlere altı ay sınırı kaldırılmalıdır.
Bu konuyu biraz açalım. Emekliler araçlarıyla Türkiye de iki yıl kalabiliyor.Diger vatandaşlar, araçlarıyla on iki ayda altı ay kalabiliyor ve yeniden araçla gelebilmeleri için bir yıl yurt dışında yaşamaları gerekiyor. İşin daha da garibi Türkiye de altı ay kalmış olan araçla başka bir şahısta tekrar giriş yapamıyor.Yani kişinin yanı sıra araca da sınırlama getiriliyor.
Ne yani bizim araçlarımız ekonomiye çok mu fazla zarar veriyor? Ne olur yani biz geldiğimizde istediğimiz kadar kalsak? Neyinize zararımız dokunuyor da kısıtlıyorsunuz?
Biraz da göçmenlere seslenelim. Bakın arkadaşlar, gelenler bizi ziyarete gelmiyor. Sorunlarımızı dinlemeye de gelmiyor. Türkiye de kendilerine oy toplamaya geliyor. Yani demek oluyor ki oylarımız bizden kıymetli. O zaman oy karşılığı gerekenleri istemek hakkımız.
Bizim için yapmadıklarını belki oylarımız için yaparlar. Çünkü onların oylarımıza ihtiyaçları var. Kazan kazan, diyelim derim.
Bir de şiir ekleyelim.
Bahtsız Ferzande
Ferzande ağrı dan cıktı yola
Nice hayaller doluydu gönlü
Henüz yirmi yaşında geldi Almanya ya
Ne iş olsa yapardı
Verdiler ona da bir kazma bir kürek
Kır şu kömürleri
Tek düşüncesi vardı
Bir buzdolabı bir araba biraz da para
Dönecekti iki yıl da tekrar köyüne
Ama olmadı gidemedi geri
Evlendi gene köyünden
Sözde gönlüne göre bir kızla
Getirdi karısını da Almanya ya
Bir oda bir mutfak buldular bir ev
Çocukları olsun istediler
Eve neşe verir
Bir kızları oldu adını Mehtap koydular
Ferzande neşelerin doruğunda
Artik babadır
Ferzande daha hırslı zengin olacak
Loto oynuyor her hafta
Ya çıkarsa
Çıktı Ferzande ye kırkbin Mark ta
Sonraları eve gelmez oldu Ferzande
Hatta geceleri bile
Bir duyuldu
Ferzande Alman’ı bıçaklamış
Attılar içeri
Kaldı bir çocukla bir kadın
Ferzande iftiradır dedi çırpındı
Inandıramadı kimseyi kendine
Yazılar yazdı her yana
Ben suçsuzum öldürmedim kimseyi
İnanmadılar
Ve sürdüler Türkiye’ye
Yirmi yıllık Almanya hayatı böyle bitti
Karısını cağırdı gel burada da mutlu oluruz
Korktu kadıncağız
Çocuğu hiç bilmezdi Türkçe’yi
Ne yapardı köy yerinde
Ve gitmedi Ferzande’nin ardından
Ferzande yıkılmıştı kahretmişti hayata
Bir senaryo dizdi kendine
Gitti nüfus dairesine
Karım Yugoslavda kazada öldü
Silin nüfustan
Bir de mevlüt okuttu ardından
İnandırmıştı tüm komşuları
Ben artık yaşayamam dedi
Gitti tarlaya son duasını yaptı
Astı kendini kuru bir ağaca
Ağıtlar yakıldı ardından
Mezar taşına yazdılar
Bahtsız FERZANDE
Hadi hayırlısı
Yunus Işıkoğlu/ Almanya