Essen imza kampanyasında sona doğru

24/10/2013

1 dakikada oku

Essen'de, belediyenin Essen Fuarı'na 123 milyon Avroluk yatırım kararının geri çekilmesi için halk oylamasına gitmek isteyen ittifak gurubunun düzenlediği imza kampanyasında son imzalar toplanıyor.

Essen’de 17 haziran 2013’de gerçekleşen Belediye Meclis toplantısında, Hıristiyan Demokratlar ve Sosyal Demokratların oylarıyla, Essen Fuarına 123 milyon Avro’luk yatırım kararı aldındı. Kente, 1970’lerden bu yana yapılacak en yüksek yatırım miktarı, Belediye Meclisi'nde Yeşiller Partisi ve Sol Parti tarafından reddedildi. Karar buna rağmen, Hıristiyan Demokratlar ve Sosyal Demokratların oylarıyla meclisten geçti.

İmza kampanyasi başlattılar

Bunun üzerine, Essen Belediye'sinin bu kararını geri çekmesi için, Yeşiller Partisi, Sol Parti, Korsanlar ve Essen'de faal olan bir çok sivil toplum örgütü (aralarında Attac ve BUND gibi sivil toplum örgütleri de var) bir araya gelerek halk oylamasına gitmek üzere imza kampanyası başlattı.

Halk oylamasına gidebilmek için yasal düzenlemeye göre, imza kampanyasında toplam 13600 imza toplanmalı. İmza kampanyasına da, oylamaya da, Essen kentinde ikamet eden ve Almanya'da seçme hakkına sahip olan vatandaşlar destek verebiliyor.

Durdurma kararı alınacak

Üç aydan beri süren imza kampanyasında gerekli miktarda imza toplanabilirse, Essen Belediyesi sözkonusu yatırımı halk oylamasına sunacak. Halk oylaması sonucuna göre karar geri çekilebilecek. İmza kampanyası sürecinde ve olası halk oylaması sürecinde Essen Fuarı'ndaki yapılaştırma işlemleri durdurulacak.

Kendisi de, eyalet milletvekiliyle birlikte kampanya için bizzat imza toplayan Yeşiller Partisi Essen İl Başkanı Gönül Eğlence, "Eğer yeterli sayıda imza toplanıp, oylamaya gidilebilirse, demokrasi açısından büyük bir kazanç olacak. Bu denli büyük yapılaşmalar ve yatırımlar söz konusu olduğunda, dünyanın her yerinde halk söz hakkına sahip olmak istiyor artık. Almanya'nın KRV Eyaleti'nde, Yeşiller Partisi ve Sosyal Demokratlar Partisi’nden oluşan hükümetin getirdiği yasal yeniliklerle, halk oylamasına gitmenin yolları kolaylaştırıldı. Böylece halk, yasal olarak hakkını arayabiliyor ve süreçteki tıkanmalar diyalog yoluyla demokratik biçimde çözülebilir hale geliyor. Örneğin Stuttgart 21 Projesi ya da Türkiye’deki Gezi Parkı olayları bu yollarla çok daha barışçıl bir şekilde çözülebilirdi" değerlendirmesinde bulundu.