Seçim var duydunuz mu?
Sanmam… Evet 22 Eylül 2013, Pazar günü Almanya'da büyük gün. Ama kimin umurunda. Almanlar da dahil olmak üzere Almanya'da seçimlere ilgi alaka çok düşük. Göçmenler arasında da öyle, çoğu göçmen Seçimlerden bihaber.
Türkler arasında durum feci, seçim nedir bilmez, gazete okumaz haber dinlemez, Ev kadınlarının durumu içler acısı dünyadan bihaber, "bilmiyom" der, bu berbat cahilliği komikmiş gibi güler. Gençler iki lafı bir araya getiremez, bilmiyorum, ilgilenmiyorum der… Bunları da normalmiş gibi büyük bir umursamazlıkla söyler.
Ve Almanya bu kitleden umutlu ki, onların oylarının peşine düşer (gibi görünür).
Almanya genelinde; 16 eyalette seçimler seçimler yapılacak. 299 seçim bölgesi var. 30 parti seçime katılacak. 2 binin üzerinde milletvekili adayı var. Bu adayların yaklaşık % 4 ü göçmen kökenli.
Seçime katılan onlarca parti arasında, anketlere göre söz sahibi olacak olanlar; Hristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU) Sosyal Demokratlar (SPD), Birlik90/Yeşiller (Bündnis90/ Grünen), Hür Demokratlar (FDP), Sol Parti (Die Linke) ve Korsanlar (Piraten) Bunlar arasında dağılacak oylar bir de Almanya Alternatifleri (AfD) var anketlerde göze çarpan, ben pek şans vermesem de, daha önceki seçimlerde ortaya çıkan Korsanlar gibi, sürpriz yapabilirler, NPD, REP gib olmasada sağ eğilimli bir parti, ırkçı yaklaşımları olduğu da söyleniyor, açıkcası beni ilgilendirmiyorlar şu aşamada… Ben daha çok hükümete talip partilere biraz değineceğim. Seçim barajı % 5.
Yaklaşık 5 milyon 839 bin göçmen kökenli seçmen var. Eğer oy kullanırlarsa epey önemli bir kitle. Toplam seçmenlerin % 9'unu oluşturuyorlar.
Bu göçmen kitlesi arasında yaklaşık 3 milyon Türkiyeli var ve bunların yaklaşık 700-800 bini seçmen. Göçmen oyları önemli ki, iktidara talip olan, meclis de grubu olan partiler tek tük göçmen kökenli adaylar gösteriyorlar. Bunlar da genelde Türkiye kökenli oluyor. Türkiye kökenli diyorum, çünkü Kürt adaylar var onlar, kendilerini Kürt ve Alman olarak tanımlıyorlar, medyumlarındaki reklamlarda da bilmem ne partisinin bilmem kim Kürt adayına oy vereceğim diyen insanlarla, Kürt kimliğini öne çıkarıyorlar. (Bu konu bu yazidaki fotograf, aday ve parti ile ilgili degil hemen belirteyim. Yazıda sözünü ettiğim parti ve adayın seçim bölgesi NRW degil, yazımı yazarken hayat tv de izledim reklam spotunu)
Bu şekilde Almanların baktığını düşünelim: Göçmen kökenli aday gösteren hiçbir partiye oy vermemeleri gerekir. Bilmem ne partisinin bilmem ne isimli Bio-Alman (doğustan Alman ) adayına oy vereceğim diyen insanlardan oluşan reklam spotu hazırlasınlar. Kıyamet kopar ayrımcılık yapıyorlar diye. Neyse Almanlar seçim konusunda daha bilinçli, o ayrı konu.
Almanya'da oylama nasıl
Burası önemli: Almanya'da iki oy veriliyor. Birinci oy partilerin adaylarına, ikinci oy da partilerin kendilerine. Birinci oy ile meclise göndereceginiz adayı belirliyorsunuz, ikinci oy ile de partilerin meclisteki çoğunluğunu/sandalye sayısını belirliyorsunuz.
Yani iki oyunuzu farklı partilere verebilirsiniz. Örneğin, A partisinin adayını beğeniyorsunuz 1. oyunuzu A ya verirsiniz, B partisinin de mecliste olmasını istiyorsunuz, o zaman da 2. oyunuzu B'ye verirsiniz. Ama adayı da partiyi de çok seviyorsanız iki oyunuzu da aynı partiye verebilirsiniz.
Hangi partiyi seçelim
Bu aslında en önemlisi. Bunun için bilinç ve duyarlılık gerekiyor. Türkiyeli seçmenlerin çogunda bu yok. Partiyi seçimi sistemi programı hicbri şeyi bilmez, neyi anlatacaksın.
Aile reisleri ne derse o olan kitleler var. Mesela baba diyor hadi A partisini seçmeye gidiyoruz gidip seçiyorlar. Bunlar gene iyi en azından gidip oy kullanıyor, bilinçli ya da bilinçsiz.
Bana soranlara ne diyecegimi bilmiyorum, kendi seçeceğim partiyi söylemeyi doğru bulmuyorum, ama öte yandan başka seçenek de yok, zaten soruyorlar "sen kime oy vereceksin" Gidin Wahlomat sorularını yanıtlayın internette desem… 40 sorudan ne anlayacaklarını düşünüyorum. Ama söylüyorum: Soruları yanıtlayın wahl-o-mat size hem bilgi versin hem de görün bu cevaplarınızla hangi partiye yakın olduğunuzu…. Yeri gelmişken söyleyeyim, ben yaptım benim yanıtlarım beni Yeşillere götürdü…
Şimdi
Herşeyden önce, Almanya'daki seçimler, Türkiye'deki gibi değil, bunu unutun. Hiçbir Alman partisini Türkiye'dekilerle kıyaslamayın, ne Alman muhafazakar partilerinin ne de sosyal demokratlarının Türkiye'dekilerle alakası benzerliği yok.
Tüm Alman partilerinin en sağından en soluna, üzerinde hemfikir olduğu gizli ya da açık bir Almanya/millet programı vardır ve buna sadıktırlar.
Her partinin ekonomi-eğitim-çevre-sosyal olmak üzere toplumu genel olarak ilgilendiren konularda parti programi var. Bilmek lazım.
Çok basitleştirerek söylüyorum, siyasetçilere Almanlar tarafından, en çok iletilen konular; emeklilik, işsizlik, okul, vergi. Bu konulara, Türkler ortamda olunca, çifte vatandaşlık, opsiyon modeli, oy hakkı, Türkiye'nin AB üyeliği gibi konular da ekleniyor. Ha bir de ayrımcılık gibi ara konular var: Eğitimde, sosyal yaşamda, iş pyasasında ayrımcılık gibi.
Oy verirken, sizi ilgilendirdiğini düşündüğünüz (ki, bence Almanyalı bir Türkü çifte vatandaşlığın kabülü, opsiyon modelinin kaldırılması, seçme seçilme hakkı (alman olmadan) gibi konular 1.sırada ilgilendirmeli) konuları, söylemlerine değil, parti programına alan partiye oy verin.
Bence "aaa bu parti Türk aday göstermiş oyu ona vericem" mantığı yanlış. O adayların çoğunun adı Türkce evet de, onlar sonucta Alman milletvekili, parti programı dışında hiçbir söylemi eylemi olamaz. Türk olması çok önemliyse sizin için o zaman gidin BIG partisine oy verin, alayı Türk 🙂
Demek ki neymiş, adayın göçmen olması çok önemli değil, parti programı önemliymiş. Demek ki neymiş, siyasi partilerin sempatik görünmek için, yabancı kökenlilerin oylarını da çekmek için, onların içinden aday göstermeleri çok önemli olmamalıymış.
Örneğin benim için, partinin programında çifte vatandaşlığa yer yoksa o parti Hürrem Sultan'ı aday gösterse kaç yazar? Asla oy vermem. Aslında burada ayrımcılık var, öyle düşünüyorum: göçmen göçmene oy veriyor mantığı. Yanlış ki, şu da var:
Bizim millet, Kürtler gibi değil çoğu, Kürtler, Kürt adaya oy veriyor, onlar birlik olma mantığıyla hareket ediyor henüz.
Bizim millet Türk olanlar, yani ben kürdüm kürde oy veririm demeyenler (amma ince ayrımlar var…yazi bile yazamiyorum bunlara değinmekten), birbirinin kuyusunu kazma çirkefliğinde. Başarılı olanın ayağını kaydırma ruh halinde. O yüzden Türkün Türk'e oy vereceğini de beklemek ummak çok sağlıklı değil.( Türkler de kendi aralarında inanç bölünmeleri yaşıyor. Genelde Türkiye'deki son yıllardaki bölücü zihniyetler Almanya'da da yaşatılıyor.)
Ayrıca, o göçmen kökenlilerin çoğu da, göçmen kökenli olmaktan, kendilerine göçmenlerle ilgili görev verilmesinden rahatsız, hiç hoşlanmıyorlar. Hürrem Sultan "ben Almanım niye ben ekonomi bakanı değilim de göçmen bakanıyım (mesela) istemiyorum benim eğitimim ekonomi" filan diyor…Haklı aslında. Türkiye'ye belki tatil için gidiyor. Türkiye ile ilgili bağları güçlü değil, vatan olarak Almanya'yı görüyor, anadili Almanca…Almanya'nın dış ilişkileri onu daha çok ilgilendiriyor, işsizlikle mücadele ilgisini çekiyorsa niye ille de göçmen çekmecesine tıkılsın…O yüzden Türklerle ilgili konularda muhatap alınmak istemiyor, alınsa da parti programı ne ise aynen onu uyguluyor.
Ama şu var ki göçmen kökenliyi aday gösteren partiler de cesur, tabanları hala göçmene hele de Türk'e çok sıcak bakmıyor hala… Sağa kayan oylar etkin değil ama önemsiz de değil…
Benim kafama tam olarak yatan bir parti yok. Parti programını begendiğim tek bir parti yok, CDU' da Korsanlar'da da bana uyan maddeler var. Ama oy kullanacağım, birini seçeceğim, o zaman benim öncelik verdiğim konuları (çifte vatandaslık, opsiyon) programına alan partiyi seçerim. Konjünktür gereği de iki ayrı partiye oy vereceğim. Benim wahlotomat sonucum Yeşillerdi.
Yanlış değil. Benim seçim bölgemde Türk aday yok, Ben ilk oyumu SPD'ye ikinci oyumu Yeşillere vereceğim.
Çünkü onların programında benim istediğim şeyler de var. Sonucu aday değil parti programı belirler 😉
Haber-Yorum: Hülya Sancak