ESSEN- Tarih 19 Şubat 2020. Yer HANAU. Aşırı sağcı komplo teorileriyle öğrencilik yıllarından beri uğraşan, psikolojik sorunları olan, daha sonrasında kendisine paranoid sizofren teşhisi konulan, Tobias Rathjen 9 dakikada 9 kişiyi öldürmüştü. Atıcılık sporuyla uğraşan Rathjen’in ruhsatlı 3 silahı vardı, ikisiyle 19 şubat akşamı cinayetleri işlemişti.
Gökhan Gültekin (38) de 19 şubat 2020 akşamı katledilenler arasındaydı. Kendisinden 8 yaş büyük ağabeyi, Çetin Gültekin, yardımcı yazar Mutlu Koçak ile birlikte kardeşinin ve diğer kurbanların da anısını yaşatmak için, „Almanya’da doğdu büyüdü ve öldürüldü– Hanau saldırısı ve kardeşim Gökhan Gültekin’in kısa ömrü“ isimli bir kitap yazdı.
Der Spiegel’in de çok satanlar listesine giren „Almanya’da doğdu büyüdü ve öldürüldü– Hanau saldırısı ve kardeşim Gökhan Gültekin’in kısa ömrü“ isimli kitap, Essen VHS salonunda düzenlenen okuma ve söyleşi akşamında okuyucuyla buluştu. VHS Basın biriminden Nikolaos Georgakis’in sunumuyla başlayan etkinliğe katılanlar ağırlıklı olarak Almanlardı, etkinlik dili de Almancaydı.
Çetin Gültekin (50), kitabın ortaya çıkma sürecinde neredeyse her adımda yanında olan Mutlu Koçak için „Allah benden kardeşimi aldı ama onun yerine Mutlu’yu gönderdi“ diyor.
Bilişim/Bilgisayar Bilimleri okuyan Mutlu Koçak aynı zamanda toplumsal konularda ırkçılıkla mücadelede aktif bir kişi olarak tanınıyor. Koçak, iki yılı aşkın bir sürede ortaya çıkan kitap için Gültekin’le birlikte çalıştıkları süre boyunca yaşadıklarının kendisini çok etkilediğini, gözyaşlarına hakim olmanın zor olduğunu ve kitabın, tüm yaşananların acımasızlığını, ırkçılığın insanlara, bir aileye neler yaşattığını okuyuculara tüm açıklığıyla anlattığını söylüyor.
Mutlu Koçak, Çetin Gültekin’in babasının köyünden Almanya’ya gelişine kadar, ailesinin, kardeşi Gökhan‘ın hayatını ve katlinden sonra yaşanan süreci anlattığı kitaptan kısa bölümler okudu ve ardından Çetin Gültekin’le yaşadıkları üzerine konuştu.
KATİLİ HERKES TANIYOR
Hanau saldırısında kendisinden kardeşi Gökhan Gültekin’i kaybeden ve 19 şubattan sonra hayatlarının alt üst olduğunu söyleyen Çetin Gültekin, 2011 yılında Oslo’da 77 kişiyi katleden Anders Behring Breivik örneğini vererek, „katledilen onca insandan bir kişinin adını kimse hatırlamıyor onlar sadece „kurbanlar“ oluyorlar. Ama katili herkes tanıyor! Ben kardeşim ve diğer kurbanlar unutulmasın, onların isimleri unutulmasın istiyorum“ dedi.
Çetin Gültekin, etkinlik boyunca tüm salonu etkisi altına aldı. İki saate yakın süre boyunca çıt çıkmadı, herkes, sanki tiyatro sahnesinde bir dram izliyormuşcasına pür dikkat, acısını sahnede somutlaştıran kimi zaman sakin, kimi zaman sert tonlara çıkan, kimi zaman göz yaşlarına hakim olmayan Çetin Gültekin’le 19 şubatı ve sonrasını adeta yaşadı. Acıyı, öfkeyi ve sağduyuyu iliklerine kadar hissetti.
IRKÇILIK ZEHİRLİ BİR KÜF GİBİ YAYILIYOR
Çetin Gültekin, kardeşine mezarı başında „Gökhan, sensiz bir saniye bile geçmeyecek, ağabeyin, tekrar buluşana kadar hep senin yanında olacak“ diye söz verdiğini ifade etti. Kardeşinin 2-3 kez ölümden döndüğünü, kitapta kardeşinin hayatını anlatırken güzelleme yapmadığını, gerçekleri olduğu gibi anlattığını vurgulayan Çetin Gültekin, kendisini bir ağabey olarak çok sorguladığını ve kardeşinin ölümünden sonra hayatının alt üst olduğunu ancak mücadeleyi bırakmadığını anlattı:
„Kardeşimin kendi hayatıyla ilgili hataları oldu, ancak çok iyi bir insandı, böyle bir sonu hak etmiyordu. Mücadele ediyorum, acı çekiyorum, içim yanıyor, dünyada hiçbir su bu yangını söndüremez. Eğer kökten temizlenmezse ırkçılığın, nasıl toplumumuzu parçaladığını, nasıl zehirli bir küf gibi yayıldığını herkes beni duyana kadar, haykıracağım.“
Çetin Gültekin, 19 şubattaki korkunç olaydan sonra yaşanan sürecin çok daha acı verici olduğunu, avukat Seda Başay Yıldız’la birikte yüzlerce otopsi fotoğraflarına baktıklarını bunların insanın tahayyül sınırlarını zorlayan acımasızlıkta olduğunu, süreci yöeneten yönlendirenlerin yaptıkları hataların kabul edilemez olduğunu, özellikle kurbanların yakınlarına karşı tavırlarının ne kadar yaralayacı olduğunu anlatırken o günleri tekrar yaşadı ve salona da yaşattı.
Çetin Gültekin, 300 sayfa ve 16 bölümden oluşan „Almanya’da doğdu büyüdü ve öldürüldü– Hanau saldırısı ve kardeşim Gökhan Gültekin’in kısa ömrü“ isimli kitabın salonda satışa sunulduğunu ve gelirin de Tuisa Vakfına aktarılacağını söyledi. Muhabirce/Hülya Sancak- ESSEN