Güngör Güner GÜRHaberler

Sina’ya açık mektup-3

Sen yokken; dostlarım oldu benim bir de güvendim ha! Kalbimi açtım; sonra küstüm yıllar geçti neden küstüğümü unuttum tekrar barıştım, sonra hatırladım neden küstüğümü büyük küstüm. Tek bir kalemle yazmadım anılarımı bu yüzden tek bir silgi ile silemedim.
Sen yokken en çok Tövbe suresinin 40. Ayetini sevdim. Kıssalardan Süleyman- Belkıs kıssasını.
Sen yokken Sina, günlerce uyudum çarşıya küstüm sonra dostlarıma sonra kendime, en çok da kendime. Zerdali yondum komşum küçük İbo dizisini izlerken, yazlık naylon ayakkabımın içini su doldurdum dereden.

Sen yokken, muhabirce de yazılar yazdım, whatsapp a köyümün fotoğraflarını attım, kimler gördü diye bakmadım inan, iyi gelir diye düşündüm sadece. Bir yeşil kurbağa aldım adını yeşil kurbağa koydum sadece ve yol arkadaşı edindim kendime. Kalbimi açtım dostlarıma beni sonradan zor duruma düşürecek dostlarıma. 7 yıl küs durdum İrfan ile sonra barıştım. Sen yine yoktun.

Sina’ya açık mektup-3
Sina’ya açık mektup-3

Düğün davetli listemi hazırladım, ölüm anonsumu hayal ettim defalarca. İlimizin Dölek köyü sakinlerinden emekli öğretmen… Oğlu diye başlasın istedim. Dağlara çıktım patika yollardan kır çiçekleri arasından yürüyüp seni buldum gamzeli gülüşünü görüp mutlu oldum sonra uyandım. Sen yokken sabah oldu, yükseklere kar yağdı mayıs ortasında, iftarı geç açtım üzüntüden, cebimde yoktu deniz kabuğu toplayıp kolye yaptım, hediye paketine sardım. Kısık seste Ahmet Kaya dinledim “ dostlar beni bir kazana koydular kırk yıl yandım, daha çiğsin dediler”

Sen yokken işe de gittim, işten de kaçtım ama hiç okuldan kaçmadım cahilliğimden. Plastik top aldım ama yine de kaleci oldum. Bilyeleri alnımın teri ile topladım sonra dağıttım önce bilyeleri sonra heveslerimi. Sen henüz yokken “Avatar” ı sinemada izledim, hayırlı cumalar mesajı attım, tüm mesajları da tanıdıkları da sildim.

Sina’ya açık mektup-3
Sina’ya açık mektup-3

Sen yokken “ş” demesini öğrendim, derslerim hep beş dedim gururla, sofrada şeker eksik de dedim üstelik. Sinop ta da yaşadım bir ara sen yokken. Kilis te bir yorgan yaptırdım sana. Sen yokken “ ölümü özledim yaşamak isterken delice”.

Otobüs yolculuklarında yanıma oturttum seni, arkadaki yolcuların seni güldürme çabasına güldüm sessizce. Sen yokken hastane penceresine el salladım. Telefonumu uçak moduna aldım saatlerce, “ güneşe göç var da kalan biz miyiz?” şiirini okudum defaten. Tuz lambası ışığında uyuya da kaldım, tüm eski dostlarımı da engelledim üzüntüden. Sen yokken ben vardım 5g diye gırgır da yaptım hayatla, yorganlara da sardım anılarıma üşümesin diye. Yorgan kısa geldi heveslerim açıkta kaldı üşüdü, sen yokken yokluğunu en çok sana anlatmak istedim de sen yine yoktun.
Sina, sen varken ben yoksam eğer; heveslerine iyi bak.
Güngör Güner GÜR ( 23.05.2025 – GECE: 01:18 )

Grafikartplus Ajans

Diğer haberler

Başa dön tuşu