Kurban felsefesi
“De ki: Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabbi ALLAH içindir.” (Enam Suresi: 162.Ayet)
“Yaklaşmak, Allah’a yakınlık sağlamaya vesile olan şey” anlamına gelen “kurban” kavramı; yeterince felsefe olarak anlaşılmadığından olsa gerek kavramsal ve/veya sosyolojik anlamda yıpranmaya başlamıştır. Yok yok! nerede o eski bayramlar muhabbeti değil bu, bakın beyler hanımefendiler ben başka bir şey ifade etmeye çalışıyorum, “kurban felsefesi” yenil nesil tarafından idrak edilemiyor.
Aslında gaye yaratıcıya yakınlaşmaktır, yakınlaşmak için yollar metotlar aramaktır. İşte ibadet ediğiniz bu metotlardan biri de “kurban” felsefesidir. Covid-19 süreci bizlere daha önce tanışmadığımız kavramlarla karşı karşıya getirirken geleneklerimizdeki değişimler bayramlarımıza da yansıdı. Kardeşlik projesi kapsamında özellikle 2020 yılı bağış yolluyla kurban kesiminde sayısal olarak zirve yaptığı yıl oldu. Özellikle temel ihtiyaçlarını giderme noktasında dahi sıkıntı çeken Afrika ülkelerini bu yöntemle kurban eti ile buluşturmak insani bir sorumluluk ve dini bilinç kazanmadır. Ancak bir hanede birden fazla kurban keseceklerin bir tanesini bizzat bulunduğu toprakta kesmesi daha uygun olacaktır.
“Onların ne etleri Allah’a ulaşır, ne de kanları; O’na ulaşacak olan sadece sizin takvanızdır…” ( Hac Suresi: Ayet/37)
Heyecanını, rengini yitirmiş bir bayram seremonisi yerine en azından geniş aile yapılarında bir kurbanın birlikte kesilmesi diğer kurban hisselerinin bağışlanması sosyal yönden daha doğru olacaktır.
31 Temmuz 2020 Cuma sabahı, resmi tatil olan ülkelerde uyumak için bir fırsat görülecek; resmi tatil olmayan ülkelerde erken kalkılıp işe gidilecek. Eğer kurban kesme mükellefiyetiyse bir kuruluşa bağış yapıldı onlar halledecek, bayramlaşma dersen Covid-19 molasında…
Peki, bayram bunun neresinde? Kafiyeli mesajlar, sosyal medyada kurban paradileri… Hayır, arkadaşlar kurban bayramı bu felsefeyi hak etmiyor. Özeleştiri yapması gerekir İslam dünyasının.
Hz. Ayşe’den rivayet edildiğine göre, Allah Resulü(sav) şöyle buyurmuştur: “Âdemoğlu kurban günü Allah katında kurban kesmekten daha güzel bir amel işlemez. Kurban, henüz kanı yere düşmeden, Allah tarafından kabul edilir. Bu sebeple kurban kesme konusunda gönlünüz hoş olsun, ( bu iş size zor gelmesin )” ( Tirmizi, Diyanet Yayınevi/Hadislerle İslam 2.cilt)
Ama zor geldi ümmete bu iş, öyle zor geldi ki kutlama mesajları olmasa ö günün bayram olduğu dahi bilinemeyecek düzeye geldi.
Habil’in kabul olan kurbanı, Hz. İbrahim’e sunulan kurbanı anımsamak ve mümkün ise bizzat kendi kurbanını mükellefin kendisinin kesmesi eğer mümkün değilse en azından başucunda bulunması, içgüdüne bulunan saldırganlık duygusunun toprak yatırılması ve Allah’a yakınlaşma felsefesini duyumsamak varken zor geldi maalesef. Geriye kasaptan et alıp mangal yapmak mı kaldı, dumanı renksiz ve ruhsuz, kurban kanının toprağa düşme anının idrakinden yoksun bir nesil.
Sonuç ve beklenti çok net:
“O Halde, Rabbin için namaz kıl, kurban kes” ( Kevser Suresi: Ayet/2)
Muhabirce/Güngör Güner GÜR-GÜMÜŞHANE