Güngör Güner GÜRYazarlar

Karşıki Tarlanın Tohumu -2: Bittti mi ?

“Ben acımı ve kederimi ancak Allah’a arz ediyorum..” (Yusuf 86)

Sana öyle gelmese de!
Bitmemesi için ne yaptın ki!
Her insanda bir kabiliyet vardır ve katıldığım görüş budur ki; Her bir kabiliyetin gösterilmesi ve gösteri edilmemesi bir şarttır. Gizlenen kabiliyet suçtur teamülden. Başka insana faydası olacak olan bilginin, çiftçinin tohumu örtmesi gibi örtmesi suçtur kasten. Yazı yazma da fotoğraf çekme de kabiliyetim var konuyu oraya getireceğim diye düşünürsen, büyük ayıp edersin muhabbetimize.
Yan oda, güzel insan bak ben başka bir şey diyorum. Hayır hayır kabul etmiyorum, konumuz bu bile değilken buradan tuzağa düşürmek. Allah, tuzakları bozanların en hayırlısıdır bilincinde, tekrara düşüyorum.
Buradan ilan ediyorum; bir çırpıda okunan ve/veya okunmadan silinen bildirimleri; adı konamamış yalnızlıkları, hakkı verilmeden yaşandı ibaresi düşülen hayatı, bir de söz ile rol yapılan davranış ile içine edilen saygıyı ret ediyorum. Sevgi mi? O bitti dedik ya! Küs olsak barışırdık belki ama küs değiliz. Ret ediyorum “küs olmamayı“ hüzünden çok uyumayı.
Sözleşmeli ibadeti de ret ediyorum; üçüncü halin imkansızlığını üzerine düşünürken. …mağduriyetin koz olarak kullanılmasını da, kullanılmayan kozun konuşulmasını da, bir de tarifi zor hüznü ret ediyorum.
Gece yürüyüşünde kayboldum, sonra evin yolunu buldum bulmasına da anahtarı kaybettim bir de çocukluk neşemi, bir de değil en çok da “çocukluk neşemi” gurur yaptım hüznümü pamuklara sardım.

Hatasız dost arayan dostsuz kalır derler ya ben hatasız dost aradım. Samimiyetin tandırında hata ne ola ki! Yürüdüm geceleri at gibi yorulmadım, Mehmet Akif gibi iki yüzlüleri sevdim çok yüzlüler gördükçe. Aslında birinci tekil şahıs kullanıp ben dediğime takılma ben gibiler adına yazdım belki biz belki siz olarak.
Hangi yılda olduğumuzu kestiremeyen bir mübarek mahluka, ayın kaçı? diye soruyorsun ya! Sen de normal değilsin, ispat edemesem de, sen farkındasın. Ayın “hilali”

Sadece kutsal topraklarda mı taşlanır şeytan? 7 rakamı nedir? 19 rakamı neyi ifade eder? Hadi hatrın için soru işareti de koydum hüznünün yanına. Bir taksi kiraladım heveslerimi taşısın çocukluğuma uygun fiyata.
Çayı yudumla soğumasın, acır yoksa. Soğuk, asık surat hep enerji kaybı. Tek kayıp enerji olsa keşke. Keşke, şeytanın sevdiği kelime ondan karalamak istedim sen görmeden ancak hiç görmezsen de anlatamayacaktım derdimi. Sahi ben anlatmadan anlasana derdimi sonuçta koskoca bireysin. Ben anlatınca bile anlamadın ama olsun.

Şimdi oturup bunları laptopta yazmak sonra Hülya Hanım’a mail atıp (e-posta) Muhabirce’de yayınlanmasını arzulamak. Almanya’dan Celal Hoca’nın, Siirt’ten Hamit’in, geçmişten İrfan’ın, gelecekten Sina’nın okuduğunu hayal etmek vardı. Benden bahsetmedin deme sakın inanırım, senden bahsettim irfansın sen. Lakin laptop yoktu, sabaha kalsa silinecekti. Silinsin istemedim gözyaşları dahi silinmezken bu dünyada bu yazının buruşturulup çöpe atılmasını istemedim.

Nasıl bilirdiniz “iyi” helal bee geçen zamana o zaman.
Kadırga da üstü açık ama hiç yağmur almadığı söylenen cami karşıki tarlanın tohumu, kardeşim benim neden hasta oluyor hüznü karşıki tarlanın tohumu, bir bakkal veresiye defteri…
Bir de tabuta sığmayacak anılar, kabına sığmayan Allah aşkı, yere göğe sığdıramadığın kalbin, bir bebek kalp atışı, duyuyor musun? Yoksa sen karşıki tarlanın tohumunu fasülye tohumu gibi birşey mi hayal etmiştin. Ben bir valiz dolusu heves sanarken yıllardır.
Bir iyilik bıraktım bu cumaya karşıki tarlanın tohumu olması temennisiyle, elveda diyemiyorum bilakis görüşmek üzere… Güngör Güner Gür (5 Ağustos 2024 ) Foto: KI

Grafikartplus Ajans

Diğer haberler

Başa dön tuşu