SPD Essen: Genç yazarlarla söyleşi
SPD İl Yönetimi tarafından Essen’de bulunan Katakomben Tiyatro’da, AWO Müdürü ve SPD Essen Yönetim Kurulu Üyesi Oliver Kern’in sunumuyla genç yazarlarla birlikte bir söyleşi ve öykü okuma akşamı gerçekleştirildi.
Programa SPD il yönetim üyelerinden Berrin Kapyapar, Karl-Heinz Endruschat ve Maria Tepperis, SPD Ortsverein SüdBurg (Solingen) yöneticisi ve Essen Karnap’ta bulunan Maria-Kunigunda-Schule Müdürü Udo Moter, Zukunft Bildungswerk kurucusu Turgay Tahtabaş, bazı partililer ve STK temsilcileriyle öğretmen ve öğrenciler katıldı.
Oliver Kern katılımcıları selamladıktan sonra üniversitede yüksek lisans öğrenimi gören Yonca Zeybek ve gitarıyla Caner Kalembaşı’nın seslendirdiği şarkıların ardından Erich Kästner-Gesamtschule öğretmenlerinden yayınevi sahibi şair yazar Dr. Artur Nickel ile öğretmen Hacer Akgün’ün göçmen kökenli öğrencileri Elinaz Yıldırım, Melek Emeç, Yıldıray Çakır, Julia Dawn Tirol de Sousa ve Esra Ali, kitapta yer alan öykülerinden bölümler okudular.
Dr. Artur Nickel 14 yıldan beri yaşları 10 ila 20 arasındaki öğrencilerin yazdığı öyküleri kitaplaştırarak bir çok etkinlikte öykü yazan gençleri toplumla buluşturuyor.
DR.NİCKEL: TÜRKÇE DE DİĞER DİLLER STATÜSÜNDE OLMALI
Dr. Nickel, konuşmasında anadilin önemine vurgu yaparak “Anadili gerçekten çok önemli. Anadilini ve özellikle de dilbilgisi kurallarını iyi bilen bireyler Almancayı da kolay ve doğru bir şekilde öğrenebiliyor. Dolayısıyla da daha akıcı bir şekilde konuşabiliyorlar. Başka bir dili öğrenmek için ders saatleri yeterli olmuyor. Türkçe de diğer diller statüsünde olmalı ve okul sonrasında (öğleden sonraları) değil de okul saatleri içerisinde olmalıdır” dedi.
Dr. Nickel ayrıca yaşanılan ülke dilini iyi öğrenmenin de bireyin kazanımlarını artıracağını belirterek de şunları söyledi: “Yaşadığı ülkenin dilini iyi öğrenen bireylerin o ülkedeki yaşamı her bakımdan kolaylaşır. Gençler (daha şimdiden) başarı göstererek sınıf, okul sistemlerini daha da olumlu yönde değiştirebilir, ders işleyiş metodlarını çok daha iyi bir düzeye taşıyabilirler. Her okul birbirinin aynı değildir. Her okulun mutlaka kendine özgü özellikleri vardır. Bizler öğretmenler olarak gençleri daha iyi anlamaya çalışmalı ve onların iyi, olumlu yanlarını ön plana çıkararak kendilerine daha fazla öz güven duyabilmelerini sağlayabiliriz.”
“GENÇLER DE HATA YAPABİLMELİ“
Oliver Kern’in moderatörlüğünde soru-cevap ve bazen de karşılıklı diyalog şeklinde geçen söyleşide genç yazarlar “Herkunf” (köken, soy) kelimesinin kendileri için ne anlama geldiğini, öykülerini yazarken neler hissettiklerini ve yazdıklarını farklı ortamlarda dinleyicilerle paylaştıklarında aldıkları tepkileri anlattılar.
Öyküsünü okuyan genç yazarlardan Julia Dawn Tirol de Sousa “Biz gençler olarak velilerimiz tarafından her zaman her yer ve ortamda korunup kollanmamalıyız. Yani sürekli olarak gözlem altında tutulmamalıyız. Biz ergenlik çağındayız. Biraz yalnız kalabilmeli, kendimize özel zamanlar ayırabilmemize fırsat verilmeli ve hatta hayatı daha iyi öğrenebilmemiz için zaman zaman hata da yapabilmeliyiz” sözleriyle duygularını ifade etti.
Dr. Artur Nickel de gençlere daha özgürlüçü ve anlayışlı yaklaşılmasını vurgulayarak “Sınıf ve okullar seri üretim yapan fabrikalar gibi olmamalıdır. Yani sıkı sınıf ve okul kurallarından, disipline edici davranışlardan ziyade öğrencilerin daha rahat ve özgür olabilmelerine imkanlar sağlayabilmeliyiz ki, her türlü duygu, düşünce ve fikirlerini karşılıklı saygı, anlayış ve hoşgörü içinde okulda ve ilerideki meslek yaşamlarında hayatları boyunca rahatlıkla söyleyebilsinler. Biz öğretmenler de öğrencilerimizden bazı şeyleri öğrenebiliyoruz. Mesela ben öğretirken de onlardan çok şey öğrendiğimi söyleyebilirim” dedi.
Gençler öykülerini öğretmenlerinin rehberliğinde yazdıklarını söylediler. Kendilerini cesaretlendirip yüreklendirdikleri için Dr. Artur Nickel ve Hacer Akgün‘e teşekkür ettiler.
Çeviri konusunda ise öğrenci, öğretmen ve katılımcılar aynı duyguları paylaştılar: Kelime kelime veya cümle cümle birebir çeviri olmayacağını, her dilin kendine özgü kuralları ve melodisi olduğu konusunda hem fikir oldular. Etkinliğin son bölümünde ise öğrenciler yayınevi tarafından öykülerin toplandığı kitaplarını imzaladılar.
Muhabirce/Ünsal Gür- ESSEN