Gemici: `Yazmaya günlükler tutarak başladım`
Söyleşi konuğumuz gazeteci ve yazarlık kimliklerinin yanı sıra bir çok farklı alanda yaptığı sosyal ve kültürel çalışmalarıyla da tanınan Bahattin Gemici.
Söyleşi: İbrahim Ergül/ ESSEN
Gemici pek dillendirmese de, sendikalarda, veli derneklerinin kuruluşunda yer aldığını, anadil Türkçenin yaşatılabilmesi için `Türkçe Gönüllüleri`nin kurulmasına öncülük ettiğini biliyoruz. Bahattin Gemici`nin siyasi yönünü de es geçmemek gerekir. `Yerel düzeyde seçme ve seçilme hakkımız bile yok!` diyerek başlattığı kampanya sonrası toplanan 15 bin imzalı dilekçeyle konu meclise taşındı.
Bir çok öykü ve şiir kitabını okuyucusu ile buluşturan Bahattin Gemici`nin 80`li yılların ortalarında Hürriyet gazetesinde haberlerini okuduğumu hatırlatmam üzerine “Doğru, bir süre çalıştım” dedi.
Bahattin bey, sizi kısaca tanıyabilirmiyiz?
Bahattin Gemici: Ankara Nallıhan`da 1954 yılında doğdum. Hasanoğlan Atatürk İlköğretmen Okulu`ndan 1972 yılında mezun oldum. Ilgaz ve Kurşunlu`da iki yıl öğretmenlik yaptıktan sonra Gazi Eğitim Enstitüsü Almanca Bölümü`ne devam ettim. 1976 yılında Almanya`ya geldim. Yaklaşık bir sene sonra da Herten`de ilk ve orta öğretim okullarında öğretmenlik yapmaya başladım.
Genç yaşta Almanya`ya eğitim için mi gelmiştiniz? Sizin göç hikayeniz nasıl gelişti?
Gemici: Aslına bakacak olursak Almanya`ya 1976 yılında 500 Mark borç parayla gelmiştim. Niyetim 3 ay kalıp dönmekti. Geldiğimin hemen ertesi günü garson olarak çalışmaya başladım. Biriktirdiğim paralarla borçlarımı ödedim. Stuttgart şehrinde kalma olanağı buldum.
Sonrasında üniversitede AStA`nın dil kurslarına başladım. Zaman içinde sıkıntılar yaşadım, çok parasız kaldım. Mercedes`tetoptancı halinde çalıştım. İnşaatlarda çalışıp, kapı kapı reklam dağıttım. Sokaklarda kar küreyip, bir ara paspas bile yaptım. O günlerde Essen`e yürüyüşe gelmiştim, burada yaşayan arkadaşlar bu bölgede öğretmen arandığını söylemişlerdi. Başvuru konusunda yardım ettiler ve 1977 yılında Herten ve Recklinghausen bölgelerindeki ilk ve ortaöğretim okullarında öğretmenliğe başladım.
Öykü ve şiir kitaplarınızdan da söz edermisiniz? Yazma tutkusu nasıl başladı?
Gemici: Hasanoğlan Öğretmen Okulu`ndayken üç yıl süreyle günlük tuttum. Yediğim, içtiğime kadar yaşadıklarımı yazdım. Gazi Eğitim Enstitüsü`ndeyken de şiir defterim oldu. Diyeceğim 15-16 yaşımdan beri yazıyorum. Son kitabım `Stefans Zukerfest und Alis Weihnachten` (Stefan`ın Şeker Bayramı ve Ali`nin Noel`i) isimli çocuk kitabını da sayarsak bugüne kadar; Bırakma Türkünü, İlkokullar İçin Şiirler, Sing weiter dein Lied, Schweigend..aufschreiend, Esinti, Un-heimisch fremd, Şimdi Vaktidir, Almanya Öyküleri, Gözden Irak, Önce Eğitim, Der unbekannte Nachbar gibi 12 kitabım yayınlandı. Genelde şiir ve öykü yazıyorum. İlk şiir kitabım `Yarım Bırakma Türkünü”. Önsözünü Fakir Baykurt yazmıştı. Kültür Bakanlığı, TRT, GEW gibi kurumlardan ödüller aldım.
Bahattin bey kitaplarınıza konuları nasıl seçiyor,ne zamanları yazıyorsunuz?
Gemici: Yazılarımı genellikle boş zamanlarımda yazıyorum. Bir toplantı esnasında,bir kahvede oturuken yazıyorum. Daha doğrusu ne zaman yazdığımı da bilmiyorum. Bir bakıyorum bayağı olmuş! Bilgisayarımda da bunları çalışıyor, sonra da bir kitap dosyası olunca yayınlıyorum. Şu an 5-6 şiir ve öykü dosyam hazır, yayınlanmayı bekliyor. Almanya`da yaşayan Türklerin yaşamları şiirlerime, ökülerime yansıyor.Burada ezilen, hor görülen insanımızın umut ve sevdalarını elimden geldiğince dile getirmeye çalışıyorum. Okuyan bir toplum istiyorum. Kitaplara olan ilgisizliğe üzülüyorum. Çocuklarımıza okuma alışkanlığı kazandırmalıyız. Kütüphaneler bizim uğrak yerimiz olmalı.
Avrupalı Türklerin önemli sorunlarından biri de eğitim. Bir eğitimci gözüyle sorunların çözümü konusundaki önerileriniz nelerdir?
Gemici: Yurt dışında yaşayan bizler anadilimiz Türkçeyi yaşatmak zorundayız. Dil bizim kültürümüz, kültürel bağımızdır. Dilin olduğu yer vatandır. Bizler ülkemizle bağımızı, ailemizle bağımızı anadilimiz Türkçe ile sürdürebiliriz. Bu konuya çok önem veriyorum. 2008 Yılında NRW eyaletinde Türkçe dersleri kaldırılmak istendiği zaman `Türkçe Gönüllüleri`ni kurduk. 3500 kişiyle Düsseldorf Tren İstasyonu`ndan meclis önüne kadar yürüyerek girişime karşı tavır aldık. Plan uygulanamadı. Eyaletimizde yaşayan 260 bin öğrenciden sadece 60 bini Türkçe derslerine katılıyor! Bunun bir çok nedeni var. Ders saatlerinin öğleden sonraya atılması önemli bir neden. Okul müdürlerinin bir çoğu maalesef anadili derslerine sıcak bakmıyor. Türkçe dersleri haftada en az 3 saat verilmeli. Dersler normal programa dahil edilip, alınan not sınıf geçmeye etki etmelidir.Türkçeye hak ettiği değer verilirse katılım da artacaktır.
Bu konuda neler yapılabilir?
Gemici: Velilerimizi bilinçlendirmek için NRW Veli Dernekleri Federasyonu olarak 6 ay önce bir bildiri hazırladık. Afişler hazırlayıp, örnek dilekçeler hazırlandı. Yaklaşık 130 bin bildiri konsolosluk önlerinde, camilerde dağıtıldı. Bu çalışmalar çok yararlı oldu.Bu çalışmaya katkı sağlamak toplum olarak hepimizin görevidir diye düşünüyorum.Ne yapılabilir diyorsanız, camilerde hocalarımız konuşmalar yaparak Türkçenin önemini vurgulamalı. Öğretmenlerimiz çalışmalı. Spor derneklerinde, akla gelebilecek her yerde konu gündeme taşınmalı. Devletimiz bu konuya önem vermeli. Konsolosluklarımızın bir çoğunda eğitim ataşelerimiz yok! Çok acı veren bir durum.
Bu sorunlar yetkili makamlar tarafından bilinmiyor mu?
Gemici: Taleplerimiz çeşitli kanallar aracılığı ile yerine gidiyor, ulaştırılıyor. Ama ilgisizlik ve duyarsızlık var! Hepimizin daha çok çalışması gerekiyor. Sorunlar biliniyor. Yani şimdi ataşeyi ben mi atayacağım? Siyasi kurumların aktiv hale gelmesi, Almanya`yı tanıyan, bu ülkedeki sorunları bilen insanlar eğitim ataşesi olarak atanmalı ve bunlar gece gündüz çalışmalılar. Bizim derneklerle yaptığımız çalışmalar güzel, ama yetersizdir.
Yerel düzeyde seçme ve seçilme hakkı konusunda da bir çalışmanız olmuştu. Gelişmeler hakkında bilgi verirmisiniz?
Gemici: 1961 yılında başlayan göç tarihiyle birlikte Almanya da varlığımızı bir şekilde hissettiriyoruz. Fakat yerel düzeyde seçme ve seçilme hakkımız bile yok.1992 yılındaki Maastricht Anlaşması`na göre Avrupa Birliği ülkelerden gelen insanlar, Almanya da 3 ay yaşadıktan sonra seçme ve seçilme hakkı kazanıyor. AB ülkeleri dışından gelen yaklaşık 6 Milyona yakın insan bu haktan yoksunlar. Bunun için biz iki sene önce Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Yerel Seçimlere Katılma Girişimi`ni kurduk. Bende bu girişimin başkanıyım. Arkadaşlarımla birlikte yoğun bir çalışma yürüttük. 95 Kuruluşumuzu bu ortak konuda birleştirdik. Eyalet parlamentosu önünde miting yapıp,milletvekillerine gül dağıttık. 15 bin imzalı dilekçemizi Anayasa Komisyonu Başkanına verdik. Konu mecliste görüşüldü. Hazırlanan anayasa taslağına CDU ve FDP karşı çıktı ve yeterli çoğunluk sağlanamadı. Bu mücadelemizin boşa gittiğini düşünmüyorum. En azından insanlarımızı bu konuda duyarlı hale getirdik. Hak almak için mücadele etmek gerektiği kavrandı. Bu mücadelenin Almanya çapında sürdürülmesi görevi göçmen kuruluşlarına düşüyor.
Görüntülü haber: Bahattin Gemici ile Söyleşi
[[{“fid”:”11516″,”view_mode”:”default”,”fields”:{“format”:”default”},”link_text”:null,”type”:”media”,”field_deltas”:{“1”:{“format”:”default”}},”attributes”:{“height”:360,”width”:480,”class”:”media-element file-default”,”data-delta”:”1″}}]]Söyleşi: İbrahim Ergül/ ESSEN