Essen`de Cumhuriyetin 95. yıldönümü büyük bir coşkuyla kutlandı
T.C. Essen Başkonsolosluğu tarafından Essen Bredeney Hotel`de düzenlenen 29 Ekim Cumhuriyet resepsiyonuna, başkonsolosluk bölgesindeki STK temsilcileri, eğitim, iş, siyaset dünyasından çok sayıda davetlinin yanısıra, aralarında Hamm Anakent Belediye başkanı Thomas Hunsteger-Petermann`ın da yer aldığı Alman davetlilerde hazır bulundu. Resepsiyonun gerçekleştirildiği otel salonuna, Atatürk`ün dev bir posterinin yanı sıra Türk ve Alman bayrakları asıldı.
Resepsiyona T.C. Essen Başkonsolosluğu Eğitim Ataşesi Mehmet Fikret Arargüç, Çalışma Ataşesi Osmanbey Şahin, Muavin Konsoloslar Sibel Şahin, Zafer Yurtyapan ve Adnan Bekçekaral ile birlikte tüm başkonsolosluk personeli de hazır bulundu. Ezgi Su Apaydın, Botan Özsan ikilisi, keman ve viyolenselleriyle resepsiyona mükemmel bir renk kattılar.
Resepsiyon bir dakikalık saygı duruşu, Türk ve Alman milli marşlarının okunmasıyla başladı. Muavin Konsolos Sibel Şahin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhuriyet Bayramı mesajını okudu. Ardından T.C. Essen Başkonsolosu Şener Cebeci bir konuşma yaptı. Davetlileri “Türkiye Cumhuriyeti`nin kuruluşunun 95. yıl dönümü münasebetiyle düzenlediğimiz Cumhuriyet Bayramı Resepsiyonu`na hoş geldiniz. Türk toplumunun siz seçkin temsilcileri ve Alman dostlarımızı, bu özel günümüzü onurlandırdıkları için saygıyla selamlıyorum” sözleriyle konuşmasına başlayan Başkonsolos Cebeci şunları söyledi:
MÜLTECİ AKIMININ ÖNÜNE SET ÇEKİLDİ
“95 yıl önce kurulan 13 milyonluk Türkiye, bugün 80 milyonu aşan genç ve eğitimli nüfusu, rekabetçi iş gücü, dinamik özel sektörü, gelişmiş altyapısıyla güçlü ve önemli bir ülke haline gelmiştir. Türkiye bugün, izlediği girişimci ve insani dış politikayla sekiz milyar dolar insani yardim sağlayan dünyadaki en büyük (doner) yardım yapan ülke konumundadır. 3,5 milyonu aşkın Suriyeliyi topraklarında barındırmaktadır. Suriyeli mülteciler için ülkemiz bugüne kadar, 33 milyar ABD doları harcamıştır. Türkiye, ev sahipliği yaptığı mülteci sayısı bakımından da, dünyada 1. sıradadır. 600 binden fazla Suriyeli çocuk, Türkiye`de okullarda eğitim görmektedir. Türkiye, Avrupa`ya yönelik yeni bir mülteci akiminin önüne set çekerek, Avrupa`nın istikrar ve güvenliğine, önemli katkılarda bulunmuştur.
TÜRKİYE NATO ÜYESİ OLARAK KİLİT BİR ÜLKEDİR
Esasen Türkiye, kuruluşundan hemen sonra üye olduğu NATO vasıtasıyla da, hem kendi güvenliğine, hemde Avrupa`nın güvenliğine büyük katkı sağlayan kilit bir ülkedir. Gümrük birliği vasıtasıyla Avrupa ile ekonomik alanda, entegre olmuş bir ülkedir. Avrupa`daki belli başlı kuruluşların kurucu üyesidir. Yani Türkiye, Avrupa`nın vazgeçilmez bir parçasıdır. Avrupa ile bütünleşme çabalarımız sürecektir.
CUMHURİYET YAŞATMAMIZ GEREKEN ORTAK DEĞERİMİZ
Türkiye`nin bugün ulaştığı ekonomik, ticari, askeri, siyasi, insani ve kültürel gelişmişliğin temelleri, 95 yıl önce ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları tarafından atılmıştır. Türkiye`nin bu dönüşümünde katkısı olan başta Atatürk olmak üzere, cumhuriyet döneminin tüm lider kadrosuna, asker, sivil her kesime, minnet ve şükranlarımızı sunuyoruz.
Atatürk`ün Türk milletinin karakterine ve adetlerine en uygun idare Cumhuriyet idaresidir diyerek, bizlere miras bıraktığı Cumhuriyet, layıkıyla anlamamız, korumamız ve yaşatmamız gereken en değerli müşterek varlıklarımızdan biri ve geleceğimiz adına en büyük güvencemizdir. Devraldığımızı bu değerli mirası, dahada yüceltmek, Cumhuriyetimizin kazanımlarına ve demokrasimize sahip çıkmak hepimizin ortak görevi ve sorumluluğudur.
GÜÇLÜ EKONOMİK İLİŞKİLERİMİZ VAR
Almanya ile aramızda uzun bir geçmişe dayanan kapsamlı siyasi, ekonomik ve ticari ilişkiler ve hepsinden önemlisi benzersiz insani ilişkiler mevcuttur. İki önemli NATO müttefiki olarak, ortak sorumluluklarımız ve birbirimize görevlerimiz, taahhütlerimiz var. Almanya 37 milyar euroya yükselen dış ticaret hacmiyle, en önemli ekonomik ortağımızdır. Ayrıca 7500 şirketle Türkiye`ye doğrudan yatırım yapan ülkeler arasında Almanya, ilk sırada yer almaktadır. Türk Alman dostluğunu devam ettirip güçlendirmek ve daha iyi bir seviyeye getirmek hepimizin arzusu ve hedefidir. Bu hedef doğrultusunda, son zamanlarda bazı somut adımların atıldığı memnuniyetle gözlemliyoruz.
Karşılıklı üst düzey ziyaret ve temaslar, yeniden başlamıştır. Sayın cumhurbaşkanımızın 27-29 Eylül 2018 tarihlerinde Almanya gerçekleştirmiş oldukları resmi ziyaret, ilişkilerimize yeniden ivme kazandırmıştır. Esasen geleneksel Türk Alman dostluğundan beklenen de budur. Almanya`da ki Türk toplumu, bu geleneksel dostluğun hem bir sonucu, hem de teminatıdır.
SİZLERLE GURUR DUYUYORUZ
Türk toplumu yani sizler, bugün Almanya`nın siyasi, ekonomik, sosyal, ve kültürel yaşamının önemli bir parçası haline geldiniz. Siyaset, sanat, bilim, Akademi Ticaret ve spor alanlarında üstün başarı gösteren bireyler yetiştirdiğiniz. Sizlerle gurur duyuyoruz. Bu basarili örneklerin artması için, sizi desteklemeye, teşvik etmeye, sevincinize ortak olmaya, arkanızda durmaya devam edeceğiz. Sizler Almanya Türk toplumu olarak, yarim aşırı asan bir süredir, bu ülkenin önemli bir rengi, ayrılmaz bir parçası haline geldiniz. Almanya`nın gelişimine zenginleşmesine önemli katkılarda bulundunuz. Bu başarı hikayenizi, daha da geliştirmek için bir yandan Almanca eğitimine, diğer bir yandan da Anadil Türkçemizin öğrenilmesine büyük önem vermemiz gerekiyor. Türk dili ve kültürünün öğretilmesi, kültürel kimliğimizin ve milli birliğimizin muhafazası ve yeni nesillere aktarılması bakımından son derece önemlidir. Türk toplumunun kültürel kimliğini, milli birliğini muhafaza ederek, birlik ve beraberlik içinde, bugüne kadar olduğu gibi, hem Almanya ile hem Türkiye`ye , hem de Türk Alman dostluğuna katkılarda bulunmaya devam edeceğine inanıyoruz. Bu dostluğun, son dönemde zor bir sınamaya maruz kaldığı da bir gerçektir.
TÜRK HALKI DEMOKRASİYİ CANI PAHASINA KORUMUŞTUR
Özellikle 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra, sorumlu olanlar ve onlarla işbirliği edenler, Türkiye aleyhine olumsuz bir algı operasyonu yürütmektedir. Müttefiklerimizin bu süreçte, Türkiye`nin koşullarını anlamaya çalışarak, bizimle omuz omuza yürümelerini, bu hain darbe girişimine katılanlara ve destekçilerine, kendi toprakları üzerinde barınma imkanı sağlamamalarını bekliyoruz. 15 Temmuz’da Türk halkı, demokrasisini canı pahasına koruyacak olgunlukta olduğunu, göstermiştir. Bu süreçte gerek devlet, gerekse toplum olarak, yaşadığımız ağır tramvanın yaralarını sarmaya, devam ediyoruz. Bu vesileyle o gece hayatını kaybeden Aziz şehitlerimizi, kahramanlarımızı, bir kez daha saygıyla minnetle anıyorum.
DİYALOG KANALLARI AÇIK TUTULMALI
Devletimiz, demokratik laik hukuk sistemimiz ve tüm kurumlarımız, ülkemizde yeni tesis edilen Cumhurbaşkanlığı hükumet sistemiyle birlikte bu süreçten daha güçlü bir şekilde ve yenilenmiş olarak çıkacaktır, bundan şüphemiz yoktur. Ayni şekilde ülkelerimiz arasında yaşanan mevcut sorunların da, kalıcı olmadığını, aramızda dostluğa ve ortak yarara dayalı sağlam temeller bulunduğunu düşünüyoruz. Tabiatıyla Almanya`da ki toplumlar arasında ki, huzur ve barışın sürdürülmesi açısından, tüm taraflara önemli sorumluluklar düşmektedir. Bu hususta diyalog kanallarının açık tutulması ve ön yargılardan uzak, karşılıklı iyi niyete ve saygıya dayalı yaklaşım, önem arz etmektedir.
IRKÇI SALDIRILARDAN ENDİŞE DUYUYORUZ
Bu bağlamda özellikle son yıllarda Almanya`da ve genel olarak tüm Avrupa`da yükselişe geçen yabancı düşmanlığı, islamafobi, ırkçılık ve Türk karşıtlığı kaynaklı saldırılardan dolayı derin kaygı duyduğumuzu da, bu vesile vurgulamak istiyorum. Bu tür saldırılara karşıda, kararlı ve cesur bir şekilde mücadele edilmesi gerekmektedir. Saldırganlar cezasız kaldıkça, yeni saldırılar teşvik edilmiş olacaktır. Başkonsolosluk olarak camilerimize, derneklerimize, kurumlarımıza ve vatandaşlarımıza yönelik her türlü saldırıların ve her türlü ayrımcı uygulamalarını yakından takipçisi olmaya, vatandaşların hak ve menfaatlerini korumaya devam edeceğiz.
Bu anlayış çerçevesinde, siz dostlarımızında desteğiyle Türkiye Cumhuriyeti Essen başkonsolosluğu olarak, bugüne kadar olduğu gibi, Türk Alman ilişkilerinin geliştirilmesine, elimizden geldiği kadar katkı sağlamaya devam edeceğimizi bilmenizi isterim. Bu duygu ve düşüncelerle, Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve Kurtuluş Savaşı kahramanlarımızı saygıyla anıyor, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızı kutlamak üzere, bu akşam bir araya gelerek, bu özel günümüzü paylaşan tüm değerli konuklara, başkonsolosluk mensupları ve şahsım adına şükranlarımı sunuyor, hepinizi saygı ve sevgi ile selamlıyorum.
Başkonsolos Şener Cebeci’nin konuşmasının ardından davetliler arasında bulunan Hamm Anakent Belediye Başkanı Thomas Hunsteger-Petermann da, samimi eğlenceli ve bol alkış alan bir konuşma yaptı.
HER ZAMAN DOSTANE İLİŞKİLER
“Öncelikle Türkiye Cumhuriyeti`nin kuruluş yıl dönümünü kutluyorum” sözleriyle konuşmasına başlayan Hunsteger-Petermann son yıllarda Türkiye`yi pek çok kez ziyaret ettiğini ve her ziyaretinin dostane ve sıcak karşılamalarla geçtiğini belirterek kendisini en çok etkileyen ziyaretin 15 Temmuz darbe girişiminin akabinde yaptığı ziyaret olduğunu ifade etti: “Kardeş şehrimiz Afyon’a gittiğimde herkes sokaklardaydı. Mikrofon başına geçtiğimde soğuk ter döktüm Binlerce insan sokakta dışarıda caddelerde oturuyor. Siz bu durumda bir Alman Belediye Başkanı olarak ne söylersiniz. Üstelik o dönemde iki devlet arasındaki ilişkiler de biraz gergindi. Çok emin değildim ben konuşurken beni ıslıklarlar mı diye” sözleriyle darbe ertesinde Türkiye’de yaşadıklarını anlatan Hunsteger-Petermann, darbeye karşı çıkanları cesaretinden dolayı kutladığını ifade ederek, olayın boyutlarını nasıl sivil direnişin yaşandığını Konya Belediye Başkanından dinlediğini anlattı.
İSLAM DİNİNE GEÇMİYORUM KORKMAYIN
Konuşmasında Türk ve Alman dostluğuna dikkat çeken Hunsteger-Petermann “Ebette ki böyle uzun süreli ve güçlü dostluklarda zaman zaman fikir uyuşmazlıkları olur anlaşmazlıklar olabilir ancak herkes biliyor ve takdir ediyor ki, Türkler Almanya`nın kalkınmasına bugünlere gelmesine büyük katkı sağlamışlardır” sözleri ile köklü ilişkiler vurgusu yaptı. Din/inanç özgürlüğüne de değinen Thomas Hunsteger-Petermann “Bu ülkede herkes inancını yaşama hakkına sahip elbetteki buna o inancın camisi de dahil. Ben koyu bir Katoliğim bunu her yerde de söyledim söylüyorum, İslam dinine geçmiyorum endişelenmeyin korkmayın” sözleriyle kendisini eleştirenlere yanıt veren Başkan Hunsteger-Petermann inanmanın da inanmamanın da bu topluma ait olduğunu belirtti.
ANADİL EĞİTİMİ HERKESİN HAKKI
Thomas Hunsteger-Petermann, liselerde Türkçe dilinin okutulması gerektiğine de değindi ve kim kendi dilini çok iyi konuşuyorsa diğer bir dili de iyi öğrenir diyerek anadilin önemini vurguladı. Konuyla ilgili bir örnek de veren Hamm Anakent Belediye Başkanı, parkta oynayan çocuklar gördüğünü ve aralarında Türkçe-Almanca kelimelerden oluşan karman çorman bir dil kullandıklarını ifade ederek “Bu da gösteriyor ki okulda bizi bekleyen sorunlardan birisi de anadil eğitimi. O yüzden herkesin kendi anadilini-kültürünü öğrenme hakkını teslim etmek gerekiyor”
GEVEZELERE İTİBAR ETMEYİN
Konuşmasının son bölümünde birlik ve beraberlik vurgusu yapan Başkan Thomas Hunsteger-Petermann şunları söyledi: “Gelecekte bizi birleştiren ortak yönlerimiz üzerinde daha fazla durmalıyız, ayıran unsurlar üzerinde değil. Bunu başaracağız yerel politikanın bir yöneticisi olarak herkesin seçmen olduğunu düşünürsek bu ortak noktalarımız üzerinde durmalı ve bunları güçlendirmeliyiz. Arkadaşlık hiç kavga etmemek demek değildir, evliliklerde de böyledir kavgasız evlilik olmaz. Eğer öyle bir evlilik varsa yalandır ve sonuçta boşanmaya gider. Bizi birbirimizden ayırmak isteyen gevezeleri dinlemeyin hep beraber ortak noktalarımız üzerinde duralım bunu kendimiz için, çocuklarımız için, torunlarımız için yapalım. Hep beraber ortak noktalarımız üzerinde durmayı başaracağımıza inanıyorum, tekrar Cumhuriyet bayramınızı kutluyorum.”
Muhabirce/ ESSEN