Haberler

Dr. Ünalan`dan AB- Türkiye Zirvesi yorumu

Haftasonu Brüksel`de gerçekleşen Türkiye-AB Zirvesi`ne Türkiye`nin istekleri damga vurdu Avrupa Birliği ve Türkiye arasındaki  Suriye krizi ve mültecilere yönelik zirve, Avrupa basının yoğun ilgisiyle sona erdi. Avrupa Birliği -Türkiye ilişkilerini yeniden yoğunlaştıran Suriye krizi ve mülteci politikaları, Avrupa Birliği için bir varoluş mücadelesine dönüştü.

AB'de tarihin en büyük krizi yaşanıyor

Zirveyi Alman WDR kanalı için değerlendiren siyasetbilimci ve Duisburg Essen Üniversitesi öğretim görevlisi Dr. Ahmet Ünalan: "Avrupa Birliği tarihinin en büyük krizini yaşamaktadır. Suriye politikası geliştirmeyen ve Suriye’ye dönük mülteci krizine kadar herhangi bir yaptırımı olmayan Avrupa Birliği, mülteci krizi ile birlikte sınır birliği, mültecilerin paylaşımı gibi konularda kendi içinde ciddi görüş ayrılıkları yaşamaktadır.  Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde merkezkaç eğilimler göze çarpmakta, Avrupa Birliği sorgulanmakta ve Avrupa Birliği’nin temel değerleri ve kimliği reddedilmektedir. Mülteciler sorunu noktasında Avrupa’da Türkiye ve Yunanistan’dan sonra en büyük yükü taşıyan Almanya ve şansölye Merkel için mülteciler sorunu bir siyasal ikbal sorunu haline geldi. Tepkisel sağ eğilim Alman seçmenleri arasında da devam etmesi durumunda – ki bu olasılık yüksektir – CDU ve Merkel ciddi bir şekilde siyasi hasar almış olacaklar. Bu yüzden Almanya ve Avrupa Birliği Türkiye’yi mültecileri Türkiye içinde tutma hususunda ikna etmeye çalışıyorlar" dedi. 

Otoriterleşmenin arttığı bir dönemde Türkiye'ye muhtaçlarDr. Ahmet Ünalan - Siyasetbilimci

Parasal kaynak pazarlığı, vize serbestisi, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne uyum başlıklarının yeniden açılması  ve mülteci alımı hususunda öngörülebilir kotalar konmasının gündeme gelmesini, pazarlıkların maddeleri olarak değerlendiren Dr. Ünalan "Avrupa Birliği kendi temel değerleriyle çelişiyor, mülteci akınını durdurmaya yönelik daha evvel Avrupa Birliği ile pazarlığın temel kriteri olan Türkiye’nin demokrasi standartlarını konu etmiyor. Bir noktada Avrupa Birliği Türkiye politikalarının yanlışlığının sonucu ile karşı karşıya gelmiştir. Türkiye’de Avrupa Birliği’ne katılım isteği zirevdeyken Türkiye’yi kültürel gerekçelerle dışlayan ve Türkiye’yi ucu açık bir uyum süreciyle oyalayan Avrupa Birliği, Türkiye’nin demokrasi standartlarının düştüğü ve otoriterleşme eğiliminin artığı bir ortamda Türkiye’nin işbriliğine muhtaç konumda" dedi.

Türkiye-AB Zirvesi Keşke zamanında dışlanmasaydı

Dr. Ünalan Türkiye ile Avrupa'nın aralarındaki ilişkiyi canlandırmalarını bir açıdan olumlu değerlendirirken, etik açıdan da şu sözlerle eleştirdi:  "Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkilerin tekrar kuvvetlenmesi hem Türkiye hem de Avrupa açısından olumludur. Son süreçte Avrupa’nın güvenliği, demokrasisi ve yüksek yaşam standartlarının Türkiye ile ortaklık ve Akdeniz’e güney çevre ülkelerin öngörülebilir güvenlikleri, kalkınmaları, demokrasi ve hukuk standartlarının uygulanması ile mümkün olduğunu göstermiştir. Keşke Avrupa Birliği Türkiye’yi böylesi etik ve moral değerlerin sorgulandığı bir pazarlık sürecinde değil de, birliğe ortak yapma sürecinde hatırlasaydı. Türkiye’de demokratik standartlar daha yüksek, öngörülebilir ekonomik kalkınma daha verimli olurdu ve hukuk daha sağlam hatlarla korunurdu, Türkiye halkı Avrupa’ya şüpheyle yaklaşmazdı"

Muhabirce/ Duisburg

Grafikartplus Ajans

Diğer haberler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu