Beklenti büyük koalisyondan yana
Genel seçimler sonrası Hıristiyan Birlik partileri, Yeşiller ve Hür Demokratlar`ın birlikte kurmayı düşündüğü `Jamaika Koalisyonu`nda partiler anlaşamayınca büyük koalisyon kapısı aralandı. İstikrarlı bir hükümet arayışlarına girildi. Dörtlü koalisyon görüşmeleri `neden sonuç vermedi?` sorusu henüz yanıt bulmasa da yapılan açıklamalara bakarak fikir üretmek mümkün.
Bir önceki sayımızdaki yazımda da dile getirdiğim gibi Avrupa`nın önemli sorunları arasında yer alan mülteci sorunu koalisyon görüşmelerinde de krize yol açtığını `Sağır Sultan` bile duydu. Hıristiyan Birlik Partileri`nin yıllık mülteci alımını sınırlamaktaki ısrarı,Yeşiller`in ise aile birleşimi yönündeki taleplerinden geri atmaması renkli bir koalisyon beklentilerini boşa çıkardığını söylemek mümkün.
Koalisyon görüşmelerine katılan partilerin üst düzey yöneticilerinin bir, birlerini suçlayıcı hiç bir açıklama yapmamaları dikkatinizi çekmiş olmalı. Bu durumu demokrasi kültürü ile açıklamak mümkün müdür?
SPD`NİN ELİ GÜÇLENDİ Mİ?
Hür Demokrat Parti Genel Başkanı Christian Lindner`in basın toplantısıyla kapanan `Jamaika Koalisyonu` beklentilerinin boşa çıkması sonrası biliyorsunuz Cumhurbaşkanı harekete geçti ve parti liderleriyle bir araya geldi. Sosyal Demokrat Partisi Lideri Martin Schulz`un görüşme sonrası yumuşaması, büyük koalisyon için seçmenleri umutlandırdı. Kaldıki gelişmeler SPD`nin elini de güçlendirdi
Dörtlü koalisyon görüşmelerini uzun sürmesi ve olumsuzlukla sonuçlanmasının ardından seçmenlerin kısa sürede istikrarlı bir hükümetin kurulmasından yana olduğu anketlere yansıyor. Başbakan Angela Merkel`in azınlık hükümeti de dahil hangi alternatifi değerlendireceğini ön görmek zor!
Gelişmelere bakıldığında kurulabilecek olası büyük koalisyonda SPD`nin elini güçlendirdiği gibi algılansa da,SPD seçmen kitlesini ikna etmede zorlanacağı açık. Çünkü; gençlik teşkilatı Jusos büyük koalisyona karşı olduğunu açıkladı.Son seçimlerde alınan kötü sonuçları büyük kolalisyona bağlayan gençlik teşkilatı Jusos gibi Duisburg SPD teşkilatından da bu yönde çağrılar olduğunu düşünüldüğünde, Martin Schulz`un büyük koalisyon için onay almada zorlanacağını söyleyebiliriz. Önümüzdeki süreçte parti liderleri `Ülkemiz için sorumluluk almak durumundayız!` diyerek istikrarlı bir hükümetin oluşturulmasına öncülük edebilirler mi dersiniz?