Başkonsolos Gürel: Dilini kaybeden kimliğini kaybeder
Öğretmenler günü Almanya’da çeşitli etkinliklere kutlanırken, Düsseldorf’ta, T.C. Düsseldorf Başkonsolosluğu Eğitim Ataşeliği’nin organize ettiği bir etkinlikle kutlandı.
Düsseldorf Başkonsolosluğu rezidansındaki etkinliğe, çeşitli STK temsilcileri, emekli öğretmenler, halihazırda Kuzey Ren Vestfalya eyaletindeki okullarda öğretmenlik yapanlar ve öğretmenlik okuyan genç öğretmen adayları katıldı. Davetlileri bir selamlama konuşması ile karşılayan T.C. Düsseldorf Başkonsolosu Şule Gürel, şunları söyledi:
“Öğretmenler için ne söylesek azdır. Bir toplumun refahını sosyo-ekonomik düzeyini belirlemek aslında öğretmenlerin elinde. Ne kadar iyi eğitimli yeni nesil yetiştirirsek toplum da o kadar başarılı oluyor, aslında bu bütün dünyada böyle. Sosyo-ekonomik düzey belirleme göçmen toplumlar için eğitimi daha da önemli kılıyor. Almanya Türk toplumu geçmişe kıyasla önemli başarılar elde etti. İşçi olarak buraya gelenlerin çocukları artık mühendis, bilim insanı, iş insanı olarak iyi yerlere geldiler. Üniversitelerde binlerce Türk öğrenci var.
Ancak istatistiklere baktığımızda, Almanya`da Türk öğrencilerin eğitimde hâlâ daha desteğe ihtiyaç duyduğunu görüyoruz. Örneğin abitur sürecine baktığımızda abituru yapan öğrencilerin sayısı, Alman öğrencilerin yarısı kadar. Herhangi bir diploma ile mezun olma oranı yine aynı şekilde düşük. Her ne kadar geçmişe kıyasla olumlu gelişmeler başarılar olsa da, mevcut durum bizim toplum olarak eğitime daha fazla önem vermemiz gerektiğini gösteriyor. Bunun için de öğretmenlere büyük görevler düşüyor. Aranızda bu mesleği ömrünü adamış çok kıymetli emekli öğretmenler, hâlâ çalışan öğretmenler ve bu sene bir ilk olarak şu anda üniversitede okuyan geleceğin öğretmenleri öğretmen adayları da aramızda.
YENİLERLE KIDEMLİLERİ KAYNAŞTIRMAK İSTİYORUZ
Bizim Yeni Öğretmenlerle kıdemli öğretmenleri kaynaştırmak gibi bir amacımız da var. İstiyoruz ki, aranızda bir İletişim ağı kurun birbirinizle tanışın. Bu İletişim ağı kurma işi çok önemli bazı konularda birlikte hareket edebilmek gerekiyor, çünkü sizler sahada olan insanlarsınız velilerle öğrenciler doğrudan ilişkide olan insanlarsınız bir sorun olduğu zaman veliler doğrudan size geliyor. Siz de bir sıkıntı sorun olduğunda konsolosluğa eğitim ateşlerine iletebilirsiniz o zaman ortak bir çözüm bulmak ve birlikte hareket etme olanağı olur.
“AMACIMIZ ORTAK: ÇOCUKLARIN BAŞARISI”
Türk Konsolosluğu öğretmenleri niye topluyor? Diye düşünenler olabilir. Amacımız ortak Alman Eğitim Bakanlığı da konsolosluk olarak bizim de amacımız, öğrencilerin başarılı olması. Çünkü başarılı olduklarında hem içinde yaşadıkları Alman toplumuna faydalı oluyorlar hem de Türk toplumunun sosyal ekonomik düzeyini yükseltiyorlar. Yani ‘ben Alman Bakanlığı`nın memuruyum niye konsolosluğa öğretmenler günü kutlamasına gideyim’ diye bir düşünceye kapılmayın. Çünkü zaten Alman makamları bizim burada her 24 Kasım`da bir kutlama yaptığımızı biliyorlar. Geçen sene eyalet Eğitim Bakanı Yvonne Gebauer’in mesajını okumuştum kendisi yine aynı mesajı size iletmemi istemiş. Bakan Gebauer mesajında şunları ifade ediyor: “Sevgili öğretmenler Türkiye Cumhuriyeti`nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk`ün modern Türkiye`yi inşa etmek için önderlik vazifesi verdiği sizlerin öğretmenler gününü kutluyor çalışmalarınızda başarılar diliyorum.”
ANADİLİNİ OKULDA ÖĞRENMEK GEREKLİ
Konuşmasında Türkçe’ye de değinen Başkonsolos Gürel Türkçe dil eğitimine ağırlık ve önem verilmesi üzerinde durdu: “Biz çift dilli hatta üç dilli olmak zorunda olan bir toplumuz: Türkçe Almanca ve İngilizce. Çünkü İngilizce artık dünya dili evrensel bir dil. Yeni kuşaklarda gençlerde şöyle bir şey görüyorum gençlerimizin bir kısmı Türkçeyi konuşamıyorlar ya da çok kötü konuşuyorlar. Bu çok üzücü anadilini kaybeden kimliğini de kaybeder. Almanca elbette çok önemli ama anadili de çok önemli. Bazı aileler söyle düşünüyorlar: ‘Benim çocuğum burada yaşıyor Almancası iyi olsun Türkçeye ne gerek var evde konuşulan yeter’ diye düşünüyorlar. Ama aslında öyle değil. Benim anadilim ama ben Türkçemin güzel olması için yıllarca Türkçe dersi aldım. Alman çocuklar da okulda evde Almanca konuşuyorlar ama okulda Almanca dersi de alıyorlar. Dil sadece aile de öğrenilmiyor Türkçeyi bütün zenginliği ile öğrenmek için okulda mutlaka Türkçe ders alınması şart.
TÜRKÇE DERSLERİNE KATILIM DÜŞTÜ
Eyalet okullarında verilen hem anadili hem de yabancı dil olarak verilen Türkçe derslerine katılım konusunda da bir geriye gidiş görüyoruz. Son 4 yılda önemli bir azalma var. Bunun bazı sebepleri var. Bazıı okullarda anadilde Türkçe dersleri okul saatleri dışında akşam saatlerinde sunuluyor bazen başka okullarda veriliyor bu da aileler üzerinde caydırıcı bir unsur oluyor. Burada işte öğretmenlere görevler düşüyor. Okul müdürü ile iyi ilişkiler kurulduğ zaman o dersi okulda okul saatleri içinde verilebiliyor. Sizler sahadasınız velileri bilinçlendirmek gerekiyor. –Mesela- okullarda Türkçe dersi verilmesi için imza toplanması gerekiyor. Türkçe dersi verilmesi gerekiyor verilmediği zaman bize bildirin biz de devreye girerim. Çünkü bu bizim toplumumuzun hakkı. Okullardaki derslerin dışında camilerimizde, bazı derneklerde Türkçe dersleri veriliyor ama o başka bir şey, okullardaki Türkçe derslerine sahip çıkmak çok önemli.
TÜRKÇE DERSİ NOTLA DEĞERLENDİRİLMELİ
Ben tekrar çağrıda bulunmak istiyorum. Velileri bu konuda bilinçlendirin şu anda ders verilmeyen pek çok okul var. Oralarda da derslerin açılması için velilerin örgütlenmesi lazım. Veli derneklerinin temsilcileri aramızda. Onların da değerli çalışmaları var. Ama yeterli değil çünkü rakamlara baktığımız zaman derslere katılan öğrencilerin sayısı azalmış. Bu talebimizi Alman makamlarına yaptığımız görüşmelerde de hep dile getiriyoruz. Eğitim bakanı ile yaptığım görüşmede de söyledim. Temel isteğimiz Türkçe derslerinin okulda, okul saatleri içerisinde yapılması notla değerlendirilmesi. Aksi durumda öğrenci de dersi ciddiye almıyor.
İLETİŞİM AĞI ÖNEMLİ
Bizim elimizde eyaletimizdeki tüm öğretmenlerin iletişim bilgileri olmayabiliyor, iletişim ağı kurmak çok önemli. Eğer sizin çevrenizde bizim tanımadığımız öğretmenler varsa onlarla da iletişim kurmamızı sağlayın, onları da etkinliklerimize çağıralım. Sizler eyalet eğitim bakanlığının memurlarısınız ama biz sizlerle ortak bir amaç için çalışıyoruz hepimiz Türk toplumunun daha iyi bir eğitim alması ve anadili Türkçe`yi muhafaza etmeleri ve yaşatmaları için çalışıyoruz” diyen Başkonsolos Şule Gürel, öğretmenler gününü kutlayarak sözü T.C. Eğitim Ataşesi Hacer Özdoğan’a bıraktı.
İNSANLIK TARİHİNİN EN ESKİ MESLEĞİ
Ataşe Özdoğan konuşmasında şunları söyledi: “24 Kasım hem yurt içinde hem de yurt dışında temsilciliklerde büyük bir gururla “Öğretmenler Günü” olarak kutlanıyor. Benim de sizinle bu üçüncü buluşmamız. Her yıl burada sizinle birlikte olmaktan onur duyuyorum. Öğretmenlik insanlık tarihinin en eski en önemli ve onurlu mesleğidir. Bu kadar önemli bir mesleğin mensubu olmaktan ve büyük Önder Atatürk`ün tarif ettiği gibi, ‘İrfan ordusunun bir mensubu’ olmaktan her zaman gurur duyuyoruz. Milli mekteplerin açılışı ve büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk`ün başöğretmenliği kabul tarihi olan 24 Kasım Öğretmenler Günü hepimiz için özel bir gün özellikle diasporada kendi anadilini öğretme çabasında olan siz öğretmenlerin adeta bir mücadele gibi yürüttüğü çalışmalar takdire şayan. Çünkü anadil dersleri belli bir mücadele gerektiriyor. Her türlü takdire şayan bu çabanız dan dolayı sizlere hem kutluyor hem de şükran duyuyorum.”
Eğitim ataşesi Hacer Özdoğan, Türkçe ile ilgili bir çağrı yaparak bunun toplumsal bir mesele olduğunu vurguladı. “Anadili dersleri konusunda daha çok hep birlikte çalışmamız gerekiyor bu toplum olarak hepimizin meselesi. Kendi meselemize biz ne kadar sahip çıkarsak o kadar başarılı olacağız. Bu sadece Türkçe öğretmenlerinin sorunu değil, sorunlar hepimizin sorunları bu konuda her zaman bir seferberlik çağrısı yapıyorum bugün de bunu yineliyorum” diyen Özdoğan “250.000 öğrencinin olduğu bir yerde bunların sadece 41 bini Türkçe dersine gidiyorsa, burada bir sorun var demektir. Bu oldukça az bir rakam. Bunun üzerinde hepimizin düşünmesi gerekiyor” diyerek, hem öğretmenlerin velilerin hem de konsoloslukların bu konu üzerinde durması gerektiğini vurguladı.
Emekli öğretmenlerden Dr. Ahmet Turgut da yaptığı konuşmada Türkçenin okullarda ders olarak öğretilmesinin önemine dikkat çekti ve Türkçe eğitiminin derneklere okul dışı yaplanmalara bırakılmaması gerektiğini vurguladı.
ÜNALAN: ORTAK DEĞERLERDE BİRLEŞMELİ
DUE Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Ahmet Ünalan da yaptığı kısa konuşmada Türkçe öğrenmenin ve öğretmenin önemine dikkat çekerek, güç birliği yapıldığında siyasi erk üzerinde etkili olunduğuna netice elde edildiğine vurgu yaptı. Dr. Ünalan “Amacımız, birbirimizi yermek kötülemek eleştirmek değil. Tam aksine olumlu taraflarımızı görmek, olumlu yanlarımızda, asgari müştereklerde birleşmek. Özellikle Türkçe hususunda eğitim hususunda birleşmek. Çocuklarımızın sosyal kültürel anlamda, eğitim alanında bir üst seviyede yer almasını sağlamak” diyerek dil gibi ortak değerler üzerinde birlik olunması çağrısı yaptı.
EĞİTİM ATILIMI ÖĞRETMENLER SAYESİNDE OLDU
Daha sonra yanına, davetliler arasında bulunan Erzurum Nene Hatun Öğretmen Okulu’nda birlikte öğrenim gören 60’lı yıllarda Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde öğretmenlik yapan, cumhuriyetin emektar öğretmenlerinden Gülser Gürel ve Nuran Er’i davet eden Ünalan, Mustafa Kemal Atatürk’ün sınıflarda ders izlerken çekilmiş fotoğraflarını göstererek “Bu fotoğraflar cumhuriyetimizin kurucusu başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk`ün eğitime verdiği önemi gösteriyor. Cumhuriyetin ilk yıllarında muazzam bir eğitim atılımı vardı. Önemli birkaç fotoğrafı sizlerle paylaşmak isterim. Bunlardan biri de National Geographic dergisinde paylaşılan bir fotoğraf. Burada bir köy okulu öğretmeni çevresinde öğrencileriyle fotoğraf çektirmiş. Bu fotoğrafı National Geographic şöyle yorumlamış: ‘50 yıllık bir Cumhuriyet okuma yazma meselesini çözdü. Büyük bir eğitim atılımı yaptı. Ortaçağ’dan modern çağa sıçrama yaptı’ Bu atılım sizin gibi cumhuriyet öğretmenleri sayesinde oldu. Sizin bu gayretinizle emeklerinizle Türkiye bu noktalara geldi” diyerek cumhuriyetin emektar öğretmenlerine teşekkür etti.
Deyim yerindeyse üç kuşak öğretmenin bir araya geldigi öğretmenler günü kutlaması rezidans aşcısı Cenan Usta’nın muhteşem tadımlıklarından oluşan açık büfe yemek ikramı ile ve kısa sohbetlerle devam etti. Etkinlik sonunda öğretmenlere T.C. Eğitim Ataşeliği’nin hazırlattığı küçük cep ajandası ve gül hediye edildi.
Hülya Sancak/Muhabirce- DÜSSELDORF