Haberler

Babasının ölümünden doktoru sorumlu tuttu

Almanya’nın Mettmann kentinde tedavi gördüğü hastanede vefat eden Mustafa Behit’in (74) oğlu Tolga Behit( 36), babasının doktorun yanlış tedavisinden dolayı hayatını kaybettiğini iddia etti.

Herten kentinde yaşayan Tolga Behit, “hastanede sürekli konuştuğumuz ve bana cep telefonundan mesaj gönderen babam için, durumunda iyiye giden gelişme yok diyerek, entübe uyguladılar ve ardından çok geçmeden babamı kaybettik. Avukatımla hastane dosyalarına ulaşmaya çalıyoruz. Hukuki yolu kullanarak, bu işin peşini bırakmayacağım” dedi.

Velbert kentinde yaşayan Annesi Yeter Behit(71) ile babası Mustafa Behit’in(74) Mayıs ayının başında Covid-19 salgınına yakalandığını belirten Tolga Behit, “annem de babam da tedavi edilmek üzere hastaneye götürüldü. Annem, Velbert hastanesinde kısa süreli tedavi olup, eve çıktı. Tedavisi uzun sürünce hastane yetkilileri babam, daha iyi olduğunu söyledikleri Mettmann hastanesine nakledildi. Babamın tedavisine, yoğun bakım ünitesinde makineye bağlı oksijen destekli olarak devam edildi.

BABAM SÜREKLİ CEPTEN BİZE MESAJ ATIYORDU

Babasının ölümünden doktoru sorumlu tuttu “Hastaneye babamı ziyarete gittiğimde her daim, kedisiyle hastane odasının camından konuşuyorduk. Ayrıca babam, sürekli cep telefonundan yazıp, görüntüler gönderiyordu bana. Bilinci açık, çoğu zaman kitap okuyordu” diye anlatan Tolga Behit, babası  Mustafa Behit için başlayan zor süreci şöyle anlattı:

“Tedavinin üzerinden yaklaşık on gün filan geçmişti,  hastaneden annemi aradılar ve anneme eşinizle gelin vedalaşın, 24 saat içinde her an her şey olabilir demişler. Annem de bunun üzerine dayanamadı, bayıldı. Bunu öğrendiğimde, şok oldum. Durumu öğrenmek için hemen hastaneye gittim. Her zaman ki gibi, yine camdan babamla konuştum. Baba nasılsın diye sordum, babam da iyiyim oğlum dedi. Her hangi bir şey yok değil mi? diye sordum, yok dedi. Sonra babamın yanından ayrıldım, babam için neden böyle bir şey söylediklerini anlamak için, hastane görevlileri ile konuşmaya çalıştım. Babamın tedavisini yürüten doktorla, konuşmak istediğimi söyledim. Doktorun kendisi gelmedi,  yardımcı doktoru gönderdi. Gelen doktor babamın durumunun iyi olmadığını ve bunun için de, evi aradıklarını söyledi. Ben de, kendisine babamla biraz önce konuştuğumu, bilinci açık, normal şekilde konuştuk diye anlattım. Doktor, işte babanızdaki oksijen eksiliği olduğu için, durumunu tam olarak anlayamıyor, bundan öyle davranıyor dedi. Babam, son beş on dakikada üç mesaj yazdı. Sizin dediğiniz gibi oksijeni azalan bir hasta, cep telefonundan nasıl mesaj yazabiliyor diye sordum. Başından beri babama bakan doktorla konuşmak istediğimi söyleyerek, hastaneden ayrıldım. Ertesi gün tekrar gittiğimde, esas doktordan babamın durumunu konuşmaya başladık. Doktor, babanızın durumunda iyi giden gelişme olmadı, ikinci aşama olan entübeye geçmek durumundayız. Bu da kendisi için ağır ve zor bir süreç, yüzde 99 babanız başaramayacak dedi. Madem durum bu, kesinlikle entübe edilmesini istemiyorum. Babamın vekaleti ben de, bunu isteyebilirim dedim doktora. Hiç bir şey yapmasak da, babanızın yine yaşaması zor dedi. Olmazsa avukatım aracıyla babamı, başka bir hastaneye gönderilmesini istedim, kabul etmediler. Sonra hastaneden ayrıldık”.

ENTÜBE ETTİK BABAN ÖLDÜ

Tolga Behit: “Pazartesi günü tekrar gittiğimde, camdan baktım doktorlar babamın odasında, babam yatağında. Hemen içeri girdim, durumu sordum. Doktor, babanı entübe ettik ve baban öldü dedi. Ya nasıl olur? dedim. Babam da kalp rahatsızlığı da vardı, verdikleri ağır narkozla babamı bitkisel hale getirdiler. Doktor öldü diyor, bir yardımcısı işaretle henüz değil diyor. İnanılır gibi değil. Hemen polisi aradım, hastaneye gelmelerini istedim. Gelen polisler, babası öldü mü ölmedi mi? diye doktora soruyor, doktor polislerin önünde cevap veremiyor, lafı dolaştırıyor. Polis, sonunda ya durumu söyleyin, adam öldü mü ölmedi mi? Neden cevap vermiyorsunuz? Diyor. Doktor bu sefer hayır, ölmedi, makineye bağlı diye cevap veriyor. Polisler, bakın babanız ölmedi, doktorlar gerekeni yapacak diye bizi telkin etmeye çalıştı. Bizim, hastaneden gitmemizi istedi. Doktorlarla konuştuk, babamın yanına girdik. Babamın elini tuttum, vücudu buz kesilmiş durumdaydı. İki gün önce konuştuğum babam ile artık konuşamıyorduk. Makineye bağlı olarak, ama artık bilincini kaybetmiş şekilde kaldı. Ertesi gün yani 26 Mayıs 2021 tarihinde babamın kalbinin durduğunu, vefat ettiğini bildirdiler”.

CENAZE İÇİN DE ZORLUK ÇIKARDILAR

Babasının hastane sürecinde iki defa covid-19 testi yapıldığını ve iki kez de sonucun negatif çıktığını söyleyen Tolga Behit, „cenazeyi almak için cenaze fonu görevlilerinin hastaneye gittiklerinde, kendilerine babamın terslerinin pozitif olduğunu söylemişler. Bunda da hastane görevlileri, doğruyu söylememiş. Babamın tedavisi devam ederken, yapılan iki testi de negatifti. Bunların belgesine avukatımla ulaştım. Ama daha fazla bilgi ve dosyaya ulaşamadık. Babamın ölümünden doktorunun sorumlu olduğu düşünüyorum. Sürekli konuştuğum, entübeye kadar bana mesaj yazan babamın nasıl böyle bir sonla karşılaştığına inanamıyorum. Avukatımla bu işin peşini bırakmayacağım. Doktorun ihmali ve yanlış tedavisiyle babamın hayatını kaybettiğini düşünüyorum. Bunu ispatlamak için hukuki mücadelemi bırakmayacağım“ şeklinde konuştu.

74 yaşında hayatını kaybeden Mustafa Behit’in naaşı, uzun uğraşların ardından memleketi Aydın Söke’de toprağa verildi. Muhabirce/HERTEN

 

Diğerleri
Grafikartplus Ajans

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu