Haberler

12 Eylül`den 15 Temmuz 2016`ya sesleniş

Şimdi size, 12 Eylül 1980 Askeri darbesi için O zaman yazdığım bir şiiri sunayım.

Ondan sonra birkaç cümle söyleyeceklerim var.

Eylüller Gelmesin

Etraf yemyeşildi

Çiçekler açmış

Kelebekler uçuşuyor

Kuşlar ötüşüyor

Tam gülüp oynayacaktık

Özgürce koşacaktık

Bir sabah uyandık

Ne çiçekler kalmış

Ne kelebekler

Ne kuşlar

Eylül gelmiş eylül

Ne kötüdür şu eylüller

Baharı yasatmazlar insana

Tam baharı yaşıyorum sanırsın

Bir sabah

Ansızın

Bakarsın

Eylül gelmiş eylül

Ama benim için eylülün önemi yok artık

Çünkü eylülde de baharı yaşamayı öğrendim

Çocuklar

Siz dikkat edin

Baharı özümseyin

Eylülleri de bahara çevirin

Her sabah her sabah

Üçyüz altmışbeş gün her sabah

Ve tüm bir yaşam

Bahar olsun sizin için

 

Şiir böyle. Tüm Çocuklara armağan olsun. Şimdilik güçlerini gösterdiler ve ‘bahar gelsin artık’dediler. Bravo.

Biz 12 Eylülde 1980 de bunu yapamamıştık. Şimdi kısa bir darbe hikayesi anlatıvereyim.

Şu Romanyanın son Komünist dönem başkanı Nikolay Çavuşesku yaşamı ve devrilişi, hep ilgimi çekmişti.Yazayım,yazayım diyordum sırası gelmiş.

Biliyorsunuz Çavuşesku 1974 – 1989 Arası Romanyada başkanlık yapmıştı. Romanyayı Batıya açma çabasını başlatmıştı.

Seksenlerin başında da ilk olarak Bükreşte Pentagon dan sonra dünyanın en büyük saray inşaatını başlatmıştı.(1990 Başlarında Bükreşe gidip Sarayı gördüm.Bitmemiş yeri halen öyle duruyordu.Şimdi galiba Meclis binası olarak kullanılıyor.)O gezim sırasında Romanyalılardan dinlemiştim.Biliyorsunuz orada epeyce Türk yaşıyor.Örnek köstence hepten Karadeniz Türk şehri.

Çavuşesku Stalini dışlayıp Batı’ya ve Ortadoğuya yönelince futbol topu gibi ortada kalıyor.

Bu sırada da işte O Pentagondan sonra Dünyanın ikinci büyük Meşhur Casa Poporului (Halk Evi) adını verdiği sarayın inşaatını başlatıyor.

Ve Halka da diyor ki! ‘Biraz daha katlanın Az kaldı Borçsuz bir Romanya ortaya çıkayor.’

Elektrik kesintileri başlamış, Ekmek karneye bağlanmış. Muhalefet zaten susturulmuş.

Ülkede kaynak kalmayınca üretlebilen tarım ürünlerinin tamamı kaynak için ihracata yönlendirilmiş.Batı destek vermiş Bedavadan almış.Yönetim elindeki tek televizyon kanalı, Ülkenin üretiminin ne kadar arttığını anlatmağa başlamış. Halk aç olduğundan,

İçeride sıkıntı başlamış. Homurdalanmalar artınca Çavuşesku yarıdan fazlası tamamlanmış olan Ünlü sarayının BALKONuna Eşiyle birlikte çıkarak halkı sukunete davet konuşması yapmaya çıkmış.

Aç ve elektriksiz halkı galayena getirmenin kolay olduğunu bilen birileri bu olay provake ediyor. Ve birkaç el silah sıkılıyor. Ortalık karışıyor.

Çavuşesku nun korumaları anında diyorlar ki Efendim sarayın tepesine helkikopteri hazırladık, ortalık uygun değil sizin buradan uzaklaşmanız gerek.

Anında apar topar eşiyle birlikte helikoptere(Bu Helikopter aletininin Türkçe ne anlama geldiğini bilmiyorum)

bindirilip güvenli! bir bölgeye götürülüyorlar.

Güvenli bölge tesbitediliyor. Çatışmalar başlıyor. Dışarıdan ateş etmeler devam ederken,Çavuşesku lar binanın başka bölümlerine götürülüyor.

Eski yerde ateş kesiliyor, yeni götürüldüğü yerde başlıyor. Halbu ki kapalı bina.

Sonunda Çavuşesku Eşiyle birlikte teslim alınıyor ve Askerler tarafından Bir perdenin arkasına konularak sözde yargılama soruları soruluyor. Orada Çavuşeskunun eşi Elena diyor ki; “Sen Koskoca ÇAVUŞESKUsun bunları muhatap alamazsın bu sorulara cevap veremezsin.

Mahkeme kuranlar O dakikada, karar verip, perdenin arkasından anında tarayarak öldürüyorlar. Ve O saklandığı binada bulunmasının sırrı daha sonra ortaya çıkıyor.

Diş Dolgusuna dinleyici yerleştirilmiş. O frekans darbecilere verilmiş ve ondan bulmuşlar.

Ardından Romanyalıları da dinledim!

‘Çavuşesku bir numaraydı, Halk adamıydı ama biz sıkıntıdayken, bizim paramızla kendine saray yaptı önce kendini düşündü.’…dediler

Bu yazının sonunu şöyle bağlayalım,

Her ne şartlarda olursa olsun askeri darbeyele değişim olmasın. Halk uyansın istiyorsa saraya kendi karşı çıksın.

Demokrasi yürüsün halk ‘Esarete razıyım’ diyorsa darbeden gene de iyidir o da geçici olacaktır. Ona da razıyım. 12 Eylülü yaşadım. Eylüller Gelmesin.

Yunus Işıkoğlu/Tüm Dünya

 

Grafikartplus Ajans

Diğer haberler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu