Artık onların safı belli
Uzun süredir aklımda olan ve geçen nisan ayında taslak olarak yazdığım bir konunun, bugünlerde tartışma konusu olduğu görülüyor. Mevzu, camilerimizde sandalye üzerinde namaz kılan yaşlılarımız.
Son yıllarda camilerimizin bir çoğunda, namaz kılanların arasında bir çok vatandaşın sandalyede oturarak namaz kıldığı gözleniyor. Vaziyeti bilmeyenler ilk bakışta, kısa süreli şaşkınlık yaşıyor olabilir. Bunun niye söylüyorum, bazen bu yaşlılarımız, neredeyse bir safı doldurabilecek kadar kalabalık olabiyorlar.
Cemaatle namaz kılınırken sandalye üzerinde oturan yaşlılarımız, bazı camilerde en ön safta, bazı camilerde ise en arka bölümde kendilerine yer buluyorlar. Yani bu yaşlılarımızın safı belli. Sağlıkları ve durumları, diğer saflarda namaz kılmalarına olanak tanımıyor maalesef. Geçenlerde, namaz kılmak için gittiğim bir camide, yaşlı bir insanımızın, caminin içine tekerlekli sandalyesi ile geldiğini ve saf tuttuğunu aldığını gördüm. Tabii bu tekerlekli sandalye ile camiye gelme durumu, ciddi bir fetvayı gerektirir diyerek, mevzuyu din alimlerine bırakıyorum.
Haliyle sandalye üstünde namaz kılmaya gayret eden bu yaşlılarımız, cami içinde ister istemez insanın ilgisini çekiyor. Yani bakışlarımızı kendilerine çevirmekten alamadığımız anlar olabiliyor. Aslında bir yandan da insanın içi cız etmiyor değil. İnsanlarımız yarım asrı aşkın bir süre önce gurbete gitmişler, çalışmış koşturmuş bir ömür harcamışlar. Koşa koşa geldikleri Almanya`da gurbette, yürüyemez, secde yapamaz duruma gelmişler.
Evet, insanlar doğar, büyür, yaşlanır, güçten düşer bunları kabul etmeme gibi bir şansımız yok. Genç delikanlı olarak geldiler, yılları tüketip malulen emekli oldular. Geçmişte inşasında koştura koştura çalıştıkları camilerde, şimdilerde daha çok sandalye üzerinde görünüyorlar. Kendilerine hürmetimiz, saygımız sonsuz. Camilerimize, insanımıza yaptıkları hizmetlerden dolayı binlerce teşekkürler. İnsan bu değerleri görünce, `hey gidi gençlik` demek geliveriyor içinden…