Haberler

İGMG Düsseldorf Bölge Başkanı Bayram Kılıç: IGMG, Almanya`da bedel ödedi

İGMG Düsseldorf Bölge Başkanı Bayram Kılıç: IGMG, Almanya`da bedel ödedi İslam Toplumu Milli Görüş(IGMG) Düsseldorf Bölge Başkanı Bayram Kılıç, Almanya`da faaliyet gösteren Türk STK ve cemaatler hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Merkezi Köln`de bulunan ve Almanya`da binlerce üyesi ve 570 cami derneği bulunan İslam Toplumu Milli Görüş`ün Düsseldorf Bölge Başkanı Bayram Kılıç, kendisine yönelttiğimiz sorulara dobra dobra yanıtlar verdi.

“DİTİB YOKSA BİZ DE YOKUZ”

Almanya`da Türklerin yönettiği dini ve sosyal kuruluşların ortak paydalarda bulaşamamalarını eleştiren Bayram Kılıç şunları söyledi: “IGMG olarak biz, bu ülkede bedel ödememize rağmen, eğitimle ilgili örneğin Kuzey Ren Vesfalye Eyaleti`nde Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) komisyondan çıkarıldığında, ‘DİTİB`i çıkartıyoruz, siz gelin diye bize teklif yapıldı, ama genel başkanımız DİTİB yoksa biz de yokuz, DİTİB varsa biz de varız diyerek teklifi reddetti. Ama İslam komisyonuna bizi almayıp ‘Milli Görüş radikal siz gelin’ dediklerinde onlar hemen gittiler. Ne oldu şimdi?

Bu ülkede yabancı deyince ilk akla Türkler geliyor, Türklerden başkası yabancı değil. Burada Romanyalılar yabancı değil, hatta Suriyelilere bile yabancı gözle bakılmıyor, yabancı denince akıllara Türkler geliyor. Bu durumda, milletin menfaatine olacak, milleti birleştirecek ne isteniyorsa biz varız, ayrıca bunun için de başkanlık filan istemeyiz. Biz, ev ödevlerimize çalışıyoruz. Biz, hem Almanya’yla, hem de ülkemizle alakalı, akademisyenlerle, hukukçularla ve siyasetçilerle bilgi alış verişinde bulunuyoruz, hazırlıklıyız.

GENÇLERE ULAŞMALIYIZ

Dini kuruluşların faaliyetleri Müslümanların ihtiyaçlarını karşılamada yeterli mi? sorusunu yanıtlayan Bayram Kılıç, “Benim kurumum eskiden beri dini hizmet vermiş bir kuruluş, işte iyi kur`an öğretmiş, veya iyi cuma kıldırmış, genelde yatırımını Türkiye`ye yapmış. Niye yapmış, rahmetli Erbakan hocanın bir tezi vardı, biz buradan bir gün döneceğiz, Hanslar gelip Hasanlara çalışacak, bu devir tersine dönecek diyordu. Bizim gayretimiz dönmek içindi, öyle bir noktaya geldik ki, bizim buradan gitme şansımız yok. Benim cami derneğim çok önceden, gençlik çalışmaları yapmalıydı, üniversite gençliği ve ailelerle birlikte iletişim kurulmalıydı. Eğitim, kültürel ve sanat seminerlerine öncülük yapmalıydı. Bu ve benzer çalışmalar eskiden yoktu, ihmal edildi, şimdilerde yeni başladık. Örneğin geçenlerde yaşı ilerlemiş bir amcanın, kırk yıldır bu cemaate hizmet ediyorum, gençliğin içinde bulunduğu durumdan memnun değilim, gençlik elden gidiyor diye yakınmasını unutamıyorum” sözleriyle öz eleştiri yaptı.

BİRLİKTE ORTAK ÇALIŞMA YAPALIM

İGMG Düsseldorf Bölge Başkanı Bayram Kılıç: IGMG, Almanya`da bedel ödedi Dini kuruluşlar neden bir araya gelemiyor? sorusuna Bayram Kılıç şöyle cevap verdi: Geçenlerde Türk Federasyon’un genel başkanı ile bir etkinlikte bir araya geldik, ona da söyledim: Hiç bir noktada buluşamayacaksak bile, milli kültür geceleri organize edin, iki ozan bir bağlama getirin, bizleri de davet edin ki, gençlerimizi bir araya getirelim diye teklifte bulundum. Kendilerinin yalnız başına yapması yeterli değil, ortak çalışmalarla gençleri, öz geleneklerimizin, kültürümüzün içine çekelim. Sen öncülük, yap diğer teşkilatların gençlerini davet et, bu gençlik hepimizin. Çağırın Milli Görüş gençlerini, niye gençlerimiz ozanı dinlemesin. Söylemek istediğim, Almanya`da bulunan Türk kuruluşları ile çok ortak noktalarımız var, oralarda birleşelim, birlikte çalışalım. Eğitim noktalarında, kültürel alanlarda, Türkiye noktasında buluşuruz, dini konularda buluşuruz, Türk toplumu adına bulaşabileceğimiz çok noktalar var”

BAYRAMLARI BİRLİKTE KUTLAYALIM

Ortak noktalara örnek veren Bayram Kılıç “Bayramlarda bulaşalım, 10 Kasım`da buluşalım, yılda bir defa Öğretmenler Günü’nde, yılda bir gün Kutlu Doğum’da, Cumhuriyet Bayramında, Aşure Gününde, Kurban Bayramı, Ramazan Bayramı`nda buluşalım bunlara kim itiraz edebilir?” diyerek ortak noktaları vurguladı. Bayram Kılıç konuşmasına şöyle devam etti:

CEMAATLER ‘KÜÇÜK OLSUN BENİM OLSUN’ KAFASINDA

“İnsanlarımız dar kapsamda düşünüyor, ben bölgemde üç yıllık göreve seçildim, görev süremin sonunda gel arkadaş başkanlık için seçim yapılsın istiyorum. İyi çalışıyorsam, halk desteğim varsa tabanım beni yine göreve seçer, değilse gitmem lazım. Buradaki cemaatler, küçük olsun benim olsun diyor. Şimdi DİTİB`in başındaki hoca , DİTİB camiası için bir şans, ama yetmez. Bunları söylerken, kendi camiamızı övmek gibi bir durumum yok, söylediklerim eksiklerimiz, tamamın eksiği. Ben, birini eksik, birini fazla söylemek istemem, yanlış anlaşılmasın. Herkes kendisini, kendi kurumunu düşünüyor, ben bunu söylemeye çalışıyorum. Böyle olunca da, toplum adına ortak paydalarda buluşamıyoruz.

Örneğin Almanya Müslümanlar Koordinasyon Konseyi (KRM) diye bir kuruluş var, esasen bu kurum Türker için bir şans. Almanya KRM`yi dağıtmak için uğraşıyor. Çağırıyor birisini, din dersini sana vereceğim, öbürüne sana bunun organizasyonunu vereceğim, ‘diğerleri olmasın siz yapın’ diyerek bölmeye, çatıyı yıkmaya çalışıyor, kafaları karıştırıyor. Birileri de oyuna gelerek, küçük bir dernek inşaatı için, tamam deyip tuzağa düşüyor. Cemaatler ne yazık ki, bu durumda. Bedel ödenecekse, bunu hep birlikte ödeyelim.

TOPLUM DIŞINA İTİLMEK İSTENDİK

 IGMG, Almanya`da bedel ödedi Biz çok sıkıntı çektik, bu anlamda. Maddi manevi, hukuki olarak milli görüş davası, Almanya`da en büyük dava idi, beş yüzün üzerinde şahit dinlediler. Dava her gün Köln`de görüldü, sonra Münih ve Berlin`e uzadı. Şahitleri topluyor, Milli görüş para toplayıp Erbakan`a veriyormuş, sen de para vermişsin diye vatandaşa soruyorlardı. O kadar şahit içinden şikayetçi olabilecek bir insan bulamadılar. Sonunda gelin anlaşalım diye teklif yaptılar, Erbakan bizi zorladı aldı diyin dosya kapansın dediler.

Biz Erbakan hocanın sağlığında laf söyletmedik, arkasından hiç laf  söyletmeyiz dedik ve anlaşmaya yanaşmadık. Para aktardığımıza dair mahkemeden delil istedik, bunu ispatlayamadılar. İki üç sene sürdü bu dava, sonra da berat ettik. Bize bu süreçte ne salon verdiler, ne de banka hesabı açmamıza izin verdiler. Hollanda`da banka hesabı açtık, kapattırdılar, Belçika`da aynısını yaptırdılar. Bize radikal gözü ile bakılıp, toplumun dışına itilmek istendik. Ama bunu başaramadılar, biz toplumun merkezindeyiz. Türkiye`den gelen yetkiler de bize, ya bizi karıştırmayın bu meseleye, Almanlarla aramız açılmasın diyorlardı.

Almanya`da 570 cami derneğimiz var, hiç bir tanesinde kriminel olay olmamış, hepsi de halka açık. Biz Alman resmi makamlarıyla iletişim içinde olmak, diyaloglarımızı geliştirmek istiyoruz, ama bu yolda ne yazık ki diğerleri gibi mesafe alamıyor, yürüyemiyoruz.

2013 yılında bölge başkanı oldum, zamanın Kuzey Ren Vestfalye Eyaleti Başbakanı Sayın Kraft’a bir randevu için beş kere mektup yazdık, cevap gelmedi. Duisburg ve Düsseldorf belediye başkanları bizimle görüşmek istemiyordu. Sonra Sayın Kraft ile başkonsoloslukta bir toplantıda tanıştık ve kendisine, ‘biz burada en büyük dini teşkilata sahip bir kuruluşuz, beş mektup yazdık, ama davet alamadık’ dedim; meğer sekretere takılıyormuş. Biz, nasıl ulaşalım?

HEP BİZ GİDİYORUZ

Uyum bakanına gelin bizi ziyaret edin diyoruz. Biz, Noelde varız, bit pazarında varız, futbol sahasında varız, antrenmanda varız, çarşıda, pazarda varız. Ben bir entegrasyon toplantısında söyledim, Türkler her yerde var dedim. Ama bizden rakı içmemizi, domuz yememizi beklemeyin. Biz de, sen Türkiye`ye geldiğinde namaz kılmanı, camiye gitmeni beklemiyoruz. Bizim kiliselerle diayaloğumuz var, partilerle diyaloglumuz var, Alman STK`lar ile var. Ama hep biz gidiyoruz. Örneğin Ramazanda sürekli komşularımızı iftara çağırıyoruz, geçen yıl sadece Düsseldorf bölgemizde sekiz bin aile ile iftarda buluştuk. Almanları davet ediyoruz, bizleri tanısınlar. Gelecek ramazan ayında iftar için, 15 bin misafir hedefliyoruz” cevabını verdi.

ALMAN KOMŞUYLA İYİ İLİŞKİ İÇİNDE OLMALI

Bayram Kılıç, samimi açıklamalarını, “Biz, bütün kalbimizle her zaman her durumda ülkemizin yanındayız. Ancak yaşadığımız ülkenin de kurallarına kanunlarına riayet ederiz. Burada dini hizmetlerden önce, sosyal ve kültürel hizmetlere el atılmalı, ağırlık verilmeli. Adam Rusya`dan, Polonya`dan gelmiş, Alman kabul ediliyor, 60 yıl olmuş biz geleli, bizi hala yabancı görüyorlar. Özellikle kilise ve siyasi partilerle yakın çalışılmalı. İçişleri Bakanlığı ve Uyum Bakanlığı çevreleriyle iyi ilişkiler kurmalıyız. Eğitimde mutlaka, çocuk yuvaları, ana okulları, üniversiteler ile çok hızlı ortak çalışmalar başlatmalıyız. Alman komşularla daima iyi ilişkiler kurulmalı” şeklindeki önerileriyle tamamladı.

Muhabirce/ DUİSBURG

Grafikartplus Ajans

Diğer haberler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu