STK nedir?
Sivil Toplum Kuruluşları (STK) resmi kuruluşlardan bağımsız olarak çalışır; devletle çıkar ve işbirliği içinde olmazlar. Bu kuruluşlarda farklı görüşte olan insanlar ortak amaçlar etrafında güçlerini birleştirerek düşünce üretirler.
Sivil toplum kuruluşlarının temel amacı, toplum yararı için çalışmalar yapmak; siyasetin oluşumunda, içeriğinde ve yönetiminde yer almaktır. Bunun için geniş toplum kesimlerinin desteğini almak zorundadır. STK’ler, gönüllülük esasına dayanır ve kâr amacı gütmez. Üyelerinin ödentileri ve bağışlarıyla ayakta kalır.
Çağdaş toplumlar örgütlü toplumlardır. Bir toplumda ne kadar çok sivil toplum kuruluşu varsa, o toplum o kadar çok hak sahibi olur. Almanya’da 18 bin vakıf, 629 bin kayıtlı dernek vardır. Üye sayıları 23 milyon 500 bini bulmaktadır. Friedrich-Ebert Vakfı ile Heinrich Böll Vakfı en önemli kuruluşlar arasındadır.
Türkiye’de ise TEMA, AKUT, KIZILAY, YEŞİLAY, LÖSEV, TEV (Türk Eğitim Vakfı), ÇYDD, ADD, TSK Mehmetçik Vakfı, LÖSEV bunların başında yer almaktadır. İçişleri Bakanlığı Türkiye’de yüz bine yakın dernek ve vakıf olduğunu belirtmektedir.
STK’LER NASIL OLMALIDIR?
Sivil toplum kuruluşlarının amaçları açık ve anlaşılır olmalıdır. Bu kuruluşlar önyargılı davranmadan en geniş toplum kesimleriyle diyalog kurmalıdır. İşbirliği ve uzlaşma sağlamak esnekliği, hoşgörüyü ve birikimli olmayı gerektirir.
STK’ler yurttaşlarımızı hedefleri hakkında bilgilendirmeli, iletişim ağı oluşturmalı, yerel ve merkezi otoriteyle ilişkiler kurmalı, gönüllü destekçiler bulmalı, “biz” duygusunu geliştirmeli, medya bağlantıları oluşturmalıdır.
Kitle iletişim araçları kamuoyu oluşturmada önemli bir güç odağıdır. STK’ler televizyon, sosyal medya (facebook, twitter, blog), internet (e-posta, web sitesi), radyo, gazete, dergi, afiş, broşür, bülten, konferans, seminer, çalıştay, sinema, CD, film/video gibi olanaklardan mutlaka yararlanmalıdır. Ancak bu şekilde geniş toplum kesimlerine ulaşmak mümkündür.
Bağımsız ve şeffaf olmamak, iletişimsizlik, kişisel çıkar peşinde koşmak, kurum içi demokrasi eksikliği, yönetici zaafları, kurumun başka amaçlara alet edilmesi ve diğer kuruluşlardan uzak durmak, çalışmaları başarısızlığa uğratır.
STK’ler toplumu iyi tanımalı, hedef kitlenin beklentilerini dikkate almalı, toplumsal konularda bilgi üretmeli, siyaset geliştirmeli ve uzmanlarla çalışmalıdır. Müzakere kültürünü ve çoğulculuğu desteklemeli, kamuoyu çalışması yapmalıdır. Ortak proje ve etkinlikler düzenlemeli, ağlar ve platformlar oluşturmalı, baskı unsuru olmalıdır. Üyelerini, örgütün nasıl yönetileceği konusunda eğitmelidir.
STRATEJİK PLANLAMA
Stratejik planlama, şu anda nerede olduğumuzu görmek ve nereye gitmek istediğimize, hedefe nasıl gideceğimize karar vermektir. Eğer nereye gittiğimizi bilmiyorsak hangi yolu, nasıl seçtiğimizin bir önemi yoktur. Gideceği yeri bilmeyen oraya vardığını da anlayamaz.
Stratejik planlamada; “Neredeyiz? Nereye varmak istiyoruz? Nasıl varırız? Nasıl ölçer ve değerlendiririz?” sorularının yanıtı aranır.
Stratejik planlama STK’lerin mevcut durumu, misyon ve vizyon oluşturmaları, bu vizyona uygun amaç ve hedefleri belirleme sürecini ifade eder. Stratejik planlama, üyelerinin aynı amaç için çalışmasını hedefler. Stratejik planlama, sonuçların ve değişimin planlamasıdır; geleceğe hedeflenir ve farklı koşullarda değişikliğe açıktır.
STK’LERDE MİSYON VE VİZYON
Misyon, bir kuruluşun varoluş nedeni, amacıdır. STK’nin sunduğu tüm hizmet ve etkinliklerini kapsar.
Vizyon bir kuruluşun geleceğini ve uzun vadede neler yapmak istediğini anlatır. Vizyon STK’nin nasıl bir toplum, nasıl bir dünya arzuladığını anlatır. STK vizyonu belirlerken bugünkü durumu ve örgütün yapısını dikkate almak zorundadır.
Vizyon çalışması yapılırken çalışanların birlikte karar vermesi, farklı görüşlerin temsil edilmesi başarıyı olumlu yönde etkiler.
HALKLA İLİŞKİLER
STK, toplumda bir tutum ve davranış değişikliği yaratmayı hedefliyorsa mesajını toplumun genel değer ve yargılarına, geleneklerine ters düşmeyecek şekilde vermeye çalışmalıdır.
Halkla ilişkiler; medya, kamusal ve özel kurumlar, siyasetçiler, bilimsel kuruluşlar, uluslararası kuruluşlar, sponsorlar, bağışçılar, gönüllüler, üyeler ve diğer STK’leri kapsar.
İLETİŞİM
Yaşadığımız yüzyıl iletişim çağıdır. İletişim duygu, düşünce ve bilgilerin her türlü yolla başkalarına aktarılmasıdır.
Gönderici: İletiyi hazırlayan kimsedir; duygu, düşünce ya da isteğini söyleyen kişi ya da topluluktur. Alıcı/hedef: İletiyi alacak kişi ya da topluluktur. İleti: Verilmek istenen duygu, düşünce veya istektir. Kanal: İletinin alıcıya gönderileceği araç: sözlü, yazılı, sesli veya dijital. Geri bildirim: Alıcının iletiyi alıp almadığını göndericiye bildirmesidir.
İletişimin en önemli kuralı, doğru iletiyi, doğru yer ve zamanda vermektir.
Yararlanılan kaynak: Sivil Toplum Kuruluşları (STK) Yönetimi, Bölüm 2, Hazırlayan: Çiğdem Arşıray 2010-2012