Karneler, yaz tatili ve kitaplar
Bir ders yılını daha geride bırakıyoruz. Çocuklarımızın karnesindeki notlar aynı zamanda anne babanın aldığı notlardır. Çocukları ile ilgilenen, onları her yönden destekleyen velilerimiz bunun meyvesini alırlar.
Her şeye rağmen kötü karne getiren çocuklarımızı da anlayışla karşılamalı, yeni ders yılında başarılı olmaları için desteklemeliyiz. Çocuklarımızı başkalarıyla kıyaslamak yerine, herkesin farklı yetenek ve kapasitede olduğunu kabullenmeliyiz.
Tatil çocuklar için oyun ve eğlence demektir. Kent belediyeleri tatil boyunca çocuklar için çeşitli kültürel etkinlikler ve geziler düzenlemektedir. Çocuklarımızın bu etkinliklere katılmaları onların sosyalleşmesine, arkadaşlıklar kurmasına ve iyi Almanca öğrenmelerine katkı sağlayacaktır.
Tatilde iyi dinlenmek, yeni ders yılına yapılan bir hazırlıktır. Çocuklarımızın tatil süresinde kitap okumaları hem yararlı hem de dinlendiricidir. Kent kütüphaneleri (Stadtbücherei) birer hazinedir; hepimizin uğrak yeri olmalıdır. Buralardaki Türkçe kitaplar yeterli değilse kitap siparişi verebiliriz. Almanya’daki Anadolu Verlag, Önel Verlag ve Dost Kitabevi gibi yayınevlerinde aradığımız Türkçe kitapları bulabiliriz.
KİTAP EN İYİ ARKADAŞTIR!
Türkiye’ye tatile giden yurttaşlarımız çocuklarıyla birlikte kitapçılara uğrayarak kitap seçebilirler. Kitapçılar ve tanıdık öğretmenler onlara yardımcı olacaklardır. Örneğin: İlkokul çocukları büyük yazılı, bol resimli Dede Korkut, Keloğlan, Nasrettin Hoca, Pamuk Prenses, Ali Baba ve Kırk Haramiler, Pinokyo gibi kitapları, hayvan masallarını çok severler.Orta öğretim çocukları ise kahramanlık hikâyelerine, macera ve polisiye kitaplarına ilgi duyarlar.
Çocuklar anne babalarını örnek alırlar. Anne babaların ellerine kitap alıp okumaları çocuklarda heves uyandırır. Okuma alışkanlığı kazanan çocuklar ders kitaplarını daha iyi anlar, okulda daha başarılı olurlar. Aldığımız tüm kitapları bir anda çocukların önüne yığmak yerine, tek tek vermeli ve okuduklarını anlattırmalıyız. Bizde aynı kitapları okuyarak çocuklarımızla kitap hakkında konuşabilir, onların dil gelişimine destek olabiliriz.
Çocuklarımızı internet ve bilgisayar oyunlarından, televizyon bağımlılığından kurtarmanın yolu kitap okumaktan geçer. Onun için çocuklarımızın odasında bir kitap dolabı olmalı, içinde en az 50 Türkçe kitap bulunmalıdır. Unutmayalım; Kitap en iyi arkadaştır.
VELİLERİMİZİN OKUMASI GEREKEN KİTAPLAR
Velilerimiz çocuk eğitimi konusundaki kitapları okuyarak yaşadıkları birçok sorunu çözebilirler. Bu konuda Prof. Dr. Haluk Yavuzer’in, Çocuk Eğitimi El Kitabı, Çocuğunuzun ilk 6 Yılı, Okul Çağı Çocuğu, Ana-baba ve Çocuk, Resimleriyle Çocuk, Çocuk ve Suç, Çocuk Psikolojisi ve Prof. Üstün Dökmen ile Doğan Cüceloğlu’nun kitaplarını önerebilirim.
“Tarihini bilmeyen ulusların coğrafyasını başkaları çizer” sözü boşa söylenmemiştir. Yakın tarihimizi anlamak ve tarihten dersler çıkarmak için çocuklarımıza Kurtuluş Savaşı ile ilgili kitapları ve Atatürk’ün Nutuk (Çocuklar İçin Nutuk) kitabını hediye edebiliriz. Yetişkinler ise değerli yazar Turgut Özakman’ın Şu Çılgın Türkler, Diriliş- Çanakkale, Cumhuriyet 1 ve 2 kitaplarını okumalı ve Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet CD’lerini izlemelidir.
Prof. Oktay Sinanoğlu’nun Bye Bye Türkçe, Hedef Türkiye- Türkiye’nin Hedefi, Göçmen Hamamı, Prof. İlber Ortaylı’nın “Bir Ömür Nasıl Yaşanır?” kitapları mutlaka okunmalıdır. Dede Korkut’un kısa bir süre önce bulunarak basılan üçüncü kitabı tarihi öneme sahip bir kültür mirasımızdır. Ayrıca ünlü yazar ve şairlerimizin sevilen ve çok okunan kitapları önümüze yeni ufuklar açacak ve dünyaya bakışımızı değiştirecektir.
OKUYAN BİR TOPLUM OLMALIYIZ
Japonlar yılda ortalama 25, Almanlar 15 kitap okurken, Türkiye’de 6 kişiye bir kitap düşmektedir. Bu durumu değiştirmek zorundayız. Bir insan ayda bir kitap okusa yılda 12 kitap eder. Cehaleti yenmenin yolu okumaktan, araştırmaktan, düşünmekten ve sorgulamaktan geçer. Vaktimizi kahvelerde, boş işlerde geçirmek yerine okumaya ayırabilir; kendimizi geliştirebilir ve öğrendiklerimizi başkalarına aktarabiliriz.
Türkiye’den gelirken bavulumuzda tarhana, bulgur ve lokumun yanısıra çok sayıda kitap bulunmalıdır. Öğretmenlerimizin okullarda haftada iki saat gibi kısıtlı bir zaman içinde verdikleri Türkçe dersleri çocuklarımızın anadilimizi öğrenmelerine yetmemektedir. Tatillerini Türkiye’de geçiren yurttaşlarımız, çocuklarını Türkçe konuşmaya özendirmeli ve bunu ödüllendirmelidir.
Yurt dışında dilimizi, tarihimizi ve kültürümüzü yaşatmak için çaba göstermek hepimizin görevidir. Hepinize sağlıklı, mutlu, eğlenceli ve bol kitaplı iyi bir tatil dilerim.