Depresyonda mıyız?
Abdi İbrahim Otsuka Medikal Direktörlüğü`nce, çökme, kederli hissetme, işlevsel ve yaşamsal aktivitenin azalması olarak bilinen depresyonun tedavi edilmediğinde ciddi toplumsal sorunlara sebep olduğu bildirildi.
Direktörlükten yapılan açıklamada, depresyonun, çökme, kederli hissetme ve buna bağlı olarak işlevsel ve yaşamsal aktivitenin azalmasını ifade eden duygusal yaşantı durumu olduğu belirtilerek, yaşam boyu görülme sıklığının yüzde 1,5 ile 19 arasında olan depresyonun, tedavi edilmediğinde yüksek tedavi maliyetleri ile çok ciddi toplumsal sorunlara sebep olabildiği kaydedildi.
Depresyonda olumsuz duyguların süreklilik gösterdiğinden kişinin günlük yaşamını ve işlevselliğini bozabildiği aktarılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
KRONİK DEPRESYON
“Depresyonun kronikleşmesi halinde iş hayatında ve sosyal yaşamda kayıplar, güncel aktivitelerde bozulma gibi olumsuz durumlar ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle tüm tıbbi hastalıklar arasında yeti kaybı yönünden 4. sırada yer alıyor. 2020’li yıllarda iskemik kalp hastalıklarından sonra 2. sırada yer alacağı öngörülüyor. Depresyon, olumsuz yaşam olaylarına karşı yaygın olarak verilen bir tepki. Ortaya çıkan her benzer duygu durumu da depresyon olarak değerlendirilmemesi gerekiyor. Depresyon ilk olarak, günlük olağan etkinliklerden ve daha önce kişiye zevk veren durumlardan artık eskisi gibi zevk alamama ve bunlara karşı ilginin kaybolması belirtileriyle kendini gösteriyor.
MAJOR DEPRESİF BOZUKLUĞU DAHA SIK GÖRÜLÜYOR
Çöküntü, karamsarlık, keder ve elem duygularıyla seyreden depresif duygu durumu, gerek mental gerekse fiziksel alanda enerji azlığı ile kendini belli ediyor. Bu duygu durum bozukluğuna, psikomotor ve bilişsel yavaşlama eşlik ediyor. Major depresif bozukluk (MDB) en sık görülen duygu durum bozukluğu olarak biliniyor.
Tek uçlu depresyon olarak tanımlanan bu durum, tek bir nöbet ya da yineleyici nöbetler şeklinde görülebiliyor. Bu nöbetler 2 yıl ya da daha fazla sürebiliyor. Çoğu hastada akut dönemlerin seyri iyi olsa da majör depresif bozukluk geçiren 3 hastadan birinde yinelemeler yaşam boyunca sürüyor ve nöbetler arasındaki dönemde de çeşitli derecelerde belirtiler gözleniyor.”
Açıklamada, her yaşta görülebilen MDB`nin orta yaşlarda ve özellikle de 40-50 yaşları arasında daha sık görüldüğü belirtilerek, kadınlarda erkeklere göre 2 kat daha sık görülebildiği bildirildi.
UZMANLARDAN YARDIM ALINMALI
Her 4 kadından biri ya da her 8-10 erkekten birinin yaşamları boyunca bir kez MDB dönemi geçirdiği belirtilen açıklamada, “Bu kişilerin birçoğunda yüzde 85’lere varan oranda, hastalığın bir ya da birden çok sayıda depreşme olasılığı bulunuyor. Dönemler genellikle haftalar, aylar, hatta yıllar süren prodromal dönemlerden sonra başlıyor. Bir majör depresif dönemin süresi, iki hafta ile iki yıl arasında olabiliyor. Kişinin biyolojik ailesinde depresyon ya da diğer duygu durum bozukluklarını geçirmiş kişilerin bulunması hastalık riskini 2 ila 4 kat artırabiliyor.” denildi.
Açıklamada, “Egzersiz yapmak, endişelerinizi aileniz ve arkadaşlarınızla paylaşmak depresyonu atlatmakta yararlı olabiliyor. Orta düzeyde depresyonda konuşma terapisi önerebiliyor veya antidepresan tedavisi uygulanabiliyor. Konuşma terapilerinin yanı sıra sorun çözme becerilerinden yararlanan Bilişsel Davranış Terapisi (BDT) de uygulanabiliyor. Geçici serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI’lar) ise beyindeki kimyasal seviyelerini değiştirerek etki ediyor. Ağır depresyonlarda konuşma terapileri ve ilaçların bir kombinasyonuyla tedavi öneriliyor. Depresyon belirtilerini yaşıyorsanız, uzman bir ruh sağlığı uzmanıyla görüşmeniz öneriliyor.” ifadelerine yer verildi.
Muhabirce/AA/İSTANBUL